Rusya mı, Ukrayna mı?
Sıklıkla şunu söylüyoruz: Türkiye, büyük bir devlettir. Peki, Türkiye’yi büyük yapan nedir?
Türkiye’yi büyük yapan şey kalabalık nüfusu, ticaret hacmi veya rezervleri değil, merhametidir.
Türkiye, zorda olanların ülkesidir, devletidir. Darda kalan herkes için en son ocaktır.
Türk milleti, Azerilerden Boşnaklara, Kürtlerden Araplara, Şiilerden Sünnilere, Müslümanlardan Yezidilere kadar herkesin kara gün dostudur.
Tarihimiz, bunun örnekleriyle doludur.
Saddam Hüseyin Irak’taki Kürtlerin üzerine yürüyünce, Kürtler, canlarını kurtarmak için çoluk çocuk Türkiye’ye sığınmıştı.
Şah döneminde İslamcıların, Humeyni döneminde de seküler İranlıların sığındığı yer yine Türkiye olmuştu.
İsrail Lübnan’ı bombaladığında, yüzlerce Lübnanlı Hatay üzerinden Türkiye’ye sığınmıştı.
Ermeniler ne zaman Karabağ’a saldırsa, buradaki halk, Azerbaycan’dan önce Türkiye’ye bakmıştır.
Bitmedi.
Çin zulmü altındaki Doğu Türkistanlılar, Rus işgali altındaki Çeçenler ve Kırımlılar için en emin belde Türkiye’dir.
Filistin halkının ve direniş örgütlerinin bakışı da budur. Filistin’den Libya’ya kadar çok sayıda kardeş ülkenin hastaları, ülkemizde tedavi görmektedir.
Somali, Arakan ve Myanmar’daki Müslümanlar, her daim, Türkiye’nin varlığı ve birliği için dua etmektedir.
Batı Türkistan (Balkanlar) için de benzer bir durum söz konusu.
Bosna’dan Sancak’a, Bulgaristan’dan Arnavutluk’a, Batı Trakya’dan Kosova’ya kadar o coğrafyada yaşayan Müslümanlar, en ufak bir tehlikede Türkiye’ye yöneliyor.
Anadolu’nun doğal bir uzantısı olan Suriye halkının tek güvencesi ve sığınağı da Türkiye’dir. Sadece Müslümanlar için değil, buradaki Hıristiyanlar için de bu böyledir.
Bunca örneği boşuna vermedim.
Kırım’ı bir anda ilhak eden Ruslar, bugün, tüm dünyanın gözlerinin içine baka baka Ukrayna’yı işgal etmeye çalışıyor. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi, sistemli bir şekilde, sivil hedefleri vuruyor.
Daha doğru ifadesiyle: Ruslar, meskenleri, okulları ve ambulansları bombalıyor; bebekleri, çocukları, anne ve babaları katlediyor. Devlet eliyle cinayet işleniyor.
Olan bitene, günlerce, Türkiye’den başka sesini yükselten, Rus işgaline itiraz eden oldu mu? Neredeyse olmadı.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin “Rusya’nın son provokatif kararlarına karşı Ukrayna’nın pozisyonunu desteklediği için Erdoğan’a şükranlarımı sundum” ifadesini içeren twitter mesajı bunun bir ispatıdır.
Evet, bir kez daha görüyoruz ki, ne varsa Türkiye’de var. Bir Türk’ü bilmiyorum, ama Türkiye tüm dünyaya bedel.
Aslına bakılırsa: Rusların Ukrayna’da yaptıkları bizi hiç şaşırtmıyor. Çünkü Anadolu’da düşman ve mezalim kelimelerinin karşılığı “Moskof”tur. Rusların, Kırım ve Kafkaslarda neler yaptığı aşikârdır. Kafkas coğrafyasını, Kırım yarımadasını mezbahaya çevirdiler. Kırım Tatarlarını, Çerkezleri, Ahıska Türklerini vatansız bıraktılar.
Unutmadık: Bizi Balkanlar’dan kovan Rusya idi. “1915 Olayları” olarak isimlendirilen uygulamanın baş sorumlusu da Rusya’dır. Rus ordusuna eklenmiş, Ermeni çetelerinin yaptığı kıyımlar.
Yeniden bugüne dönelim.
Mazlumun yanında, zalimin karşısındayız. Rusya’nın bu son işgal girişimini, savunmasız sivil halka yönelik cinayetlerini, on binlerce insanı yurtlarından etmesini kesinlikle kabul etmiyor ve kınıyoruz.
Bununla birlikte: Ukrayna devletinin, bugüne kadar, nasıl bir duruş sergilediğini de unutmadık, unutmuyoruz.
İşte bir örnek: Bosna Savaşı esnasında Ukrayna taburu, Birleşmiş Milletler’in bir parçası olarak, sözde korumalı bölgelerden birisi olan Jepa’da bulunuyordu. Sırp Çetnikler bu şehri işgal ederken, bu Ukraynalı tabur da maalesef eğleniyordu. Onlar kameralara poz verirken, arka planda, 16’ncı yüzyıldan kalma Recep Paşa kulesi de alevler arasında yanıyordu.
Ukrayna taburu, belki, Jepa’nın savunmasını sağlayabilecek kapasiteye sahip değildi. Fakat Sırplar Boşnakları ormanda öldürüyorken, sivil halkın mal ve mülklerini yağmalıyorken; onlar yarı çıplak vaziyette, ellerinde alkol şişeleri ve dillerinde şarkılarla kutlama yapıyordu.
Bir örnek daha: Ukrayna, 1999 yılında Kosova Savaşı ve 2001 yılında Makedonya’daki olaylar esnasında da maalesef mazlum Arnavut kardeşlerimize zulmedenlerin yanında yer aldı, destek verdi.
“Onlar Rusya’nın adamlarıdır” diyenler, bir zahmet, şuna da bir şey söylesin.
Bugün Rus işgal kuvvetleri Kiev, Kharkiv ve Odessa başta olmak üzere, bütün Ukrayna şehirlerini bombalıyor. Ukrayna Ordusu ve halkı, haklı olarak, bu işgale elindeki tüm silahlarla karşılık veriyor. Umarım Zelenskiy ve Ukraynalılar, Boşnakların ve Arnavutların ne hissettiğini artık daha iyi anlıyorlardır.
Hayır. Elbette, hiçbir zaman, onlara benzemeyeceğiz. “Savaş düşmana benzeyince kaybedilir” sözü gereğince hareket edeceğiz. Biz acı çekerken onların yüzünde oluşan mutluluk, onların acısında bizim yüzümüzde oluşmayacak.
Son söz:
Ateş ateşi, ne yakar ne de söndürür. Olan savunmasız insanlara ve açık bir tuzağa çekilmek istenen bize oluyor. Rusya ile Avrupa ve Amerika arasındaki çekişmenin yansıma alanlarından bir tanesi olan Ukrayna’da yaşananlara, böyle bakmak lazım.