Ve Din - Don - Don... Hande Teyze yine zırvaladı!..
Ve Din - Don - Don... Hande Teyze yine zırvaladı!..
SELMA SAVCI
52 yaşında sözde şarkıcı parçasını görünce hakikaten katıla katıla gülmeye başladım neden mi? Şunun için, İstanbul Harbiye’de sahneye çıkan bu sözde Hande Yener denilen ve şarkılarını da hiç beğenmediğim bir tip olan bu kadının, sahneye yarı çıplak çıktıktan sonra, “Bu enerjimiz, isteğimiz, sevgimizle biz bu devri çok güzel devireceğiz” sözleri izleyiciden büyük alkış almış… Bu haberleri yapan da malum tayfa… Sözcü’sü, Birgün’ü, Cumhuriyet’i işte aydın kadın güzellemeleriyle öyle bir pohpohlama yapıyor ki gülmemek elde değil…
Özgürlüğü çıplaklıkta, özgürlüğü teşhircilikte bulan bu sözde sanatçıları hatırlayın son dönemde konserlerinde, “Zıpla zıpla, zıplamayan Tayyipçi” deme küstahlığında da bulunarak, ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanına hakaret etmeyi ise özgürlük olmalı naralarıyla anlatma ihtiyacını hissediyorlar… Biz tekrar bu Hande hanıma dönelim, bu Hande teyzemize bizler neden don’la sahneye çıkıyorsun dediğimizde ise yahu sen de niye insanların giyimiyle uğraşıyorsun denilerek eleştiride bulunuyorlar.. Ama bir Allah’ın kulu da şu Hande denilen mahlukata yahu boyun kadar oğlun var ama sen sahneye don’la çıkmayı marifet sayıyorsun, hani onu da geçtim, yarı çıplak bir vaziyette sosyal mesajlar vererek ve giderek edepsizleşerek çok güzel devireceğiz sözlerini de mizansen yaparak tekme atma işaretiyle izleyenlere şaklabanlık yapmayı da elden bırakmıyorsun…
Bakınız bir ülkede sanat gerçek sanatçılarla yapılır… Böylesi bar şarkıcılarıyla milletin masasına meze olan sözde şarkıcı müsveddeleriyle sanat olmaz, olmamalı da… Ne diyor Üstad Necip Fazıl Kısakürek, “Sanat bir milletin iç mayalaşmasını ifade eder.”
Yani buradan anlayacağımız, sanatı gerçek sanatçılar yapmalıdır. Yoksa kendi vücudunu teşhir etmekten başka bir şeyi olmayan bu zavallıların yapacağı iş olmamalıdır.
Sanat denince resim, mimarî, mûsiki, edebiyat gibi güzel sanatlar akla gelmeli ülkemizde.. Elbette müzik de dinlenmeli, seyredilmeli… Ama adabıyla ama layıkıyla… Siz kendi cenahınıza dönüp de ülkenin diğer kesimine despotluk yaparak, parmak sallayarak, tekme hareketleri yaparak bunu yapmamalısınız. O zaman hadi geçtim şarkıcılığı sanatçı kisvesi altına da kendinizi sokamazsınız söyleyeyim.
Hande Teyze, sana şunu açıkça söyleyeyim, sen birilerinin maşa olması için bir aparatsın. Çünkü eğer “zıpla” protestolarıyla olaylara başlayıp sonra ise, kendi sınırını fazlasıyla aşarak birilerinin sözde şarkıcısı olma yolunda ilerleyebilirsin ama bu millet sen ve senin gibi sadece vücudunu teşhircilikle ortalığa saçılanları çok iyi tarihin tozlu raflarına göndermiştir. Emin ol sen de onlardan biri olarak kalacaksın.
Hakaret etmeyeyim diyorum ama böylesi zavallı karakterler bu memlekette özgürlük kısıtlanıyor, gençler geliyor naraları atarken aslında bu memleketin kaymağını köküne kadar yiyen de bunlar olunca insan haliyle çıldırıyor… Yahu bir tarafta eleştirdikleri devletin kılcal damarları her an her saniye taş üstüne taş koymak için didinirken, bu arkadaşların yaptıkları ise para vererek bir alanı dolduran insanların gönlünü hoş etmeleri… Evet şarkılarıyla o insanlara seyir zevki sunan bu arkadaşlar hayatlarında devletin işleyiş mekanizmasından bir gramlık beyinleriyle algılama yapmayı bile düşünememişken, bu neyin hadsizliğidir ki, Türkiye’nin hem savunmada hem dünya ülkeleri arasında saygıyla adından söz ettirildiği bir dönemde sadece patates domates sevdasına tutuşan bu zavallıları hakikaten anlamak için profesör olmak lazım…
Yahu teşhircilikten başka bir halta yaramayan Hande Teyze, sen sen ol madem böyle yarı çıplak vaziyette seyirci karşısında filozofluğa soyundun, er meydanına çıkacaksın, aday olacaksın ve devletin temsil edildiği yerlerde bu çıkışları yap da bizler de o zaman senin kaç karatlık kadın olduğunu anlayalım?!?
Yani uzun lafın kısası Hande Teyze; atalarımızın dediği gibi lafla peynir gemisi yürümez sen de bunu o “çıplak kafana” bir sok istersen…
Selam ve dua ile…