• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ayhan Demir
Ayhan Demir
TÜM YAZILARI

Lozan’ı konuşmak

13 Aralık 2017
A


Ayhan Demir İletişim: [email protected]

Lozan, imzalandığı günden beri, tartışılan bir anlaşmadır. Bu anlaşma kimine göre zafer, kimine göre büyük bir hezimettir. Kimi Anadolu’yu kurtardık diye sevinir. Kimisi de Hatay, Musul, Kerkük, Adakale, Adalar, Batum ve Batı Trakya gibi önemli mevzileri kaybettiği için üzülür. Lozan’dan sonra hilafet müessesesinin kaldırılması ve Batı yanlısı uygulamaların artması, üzüntünün diğer sebepleridir.

Bu husus biraz beklesin, biz devam edelim.

Lozan Antlaşması imzalandıktan sonra kürsüye çıkan İngiliz heyeti başkanı şunu söyler: “Artık dünya barışından söz edebiliriz.” İngilizler başta olmak üzere Avrupa devletlerinin ‘dünya barışı’ dedikleri şey, Müslüman Türklerin dünya siyasetinden saf dışı edilmesidir. Aksi söz konusu olsaydı, İkinci Dünya Savaşı patlak vermezdi. Milyonlarca insan Batılıların hırsına kurban edilmezdi. 

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Lozan, Türklerin Anadolu’ya hapsedilme projesiydi. İsmet Özel’in ifadesiyle; Lozan’da, Türk heyetine, “Ver dinini, al vatanını” denilmiştir. Ne yazık ki, bunu başardılar. 

Türkler, Lozan’da, attıkları imza ile dünya siyasetine yön verme idealinden vazgeçtiler. Büyük devlet ve büyük millet olma planlarını iptal edip, sekiz asır önce, başladıkları noktaya geri döndüler. Başladıkları noktaya, yani Anadolu’ya razı oldular.

Bu yüzden, Batum Misak-ı Milli sınırlarımızda olmasına ve garantör devletlerden biri olmasına rağmen, Gürcistan ile Acara Özerk Cumhuriyeti arasında yaşanan krizde Türkiye’nin adı bile anılmamıştır.

Bu yüzden, Misak-ı Milli sınırlarımızda yer alan Musul vilayetindeki, İngiliz ya da Amerikan işgaline ve Kandil Dağlarında yuvalanan terör örgütlerine müdahale edilememiştir. 

Bu yüzden, kaybedilen Tuna’daki son tutamağımız olan Adakale, Romanya’ya bırakılmıştır.

Bu yüzden, Türkiye garantör devlet olmasına rağmen, Batı Trakya Türkleri Yunanlıların haksızlıklarını şikâyet etmek için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuştur. 

Yeniden Lozan’a dönelim.

İsmet İnönü, Lozan görüşmelerinden ayrılırken, “Bir yüz sene kazandık” demiş. Geri sayım hızla devam ediyor. Kazanılan vakit dolmak üzere. Aklımızı başımıza almazsak, başımızı gövdemizden alacaklar.

Şurası bir gerçek: Lozan’da kazanılan vakit, biraz da bilinçli bir şekilde, ziyan edildi. Daha iyiye gitmemiz, daha kuvvetli olmamız gerekirken, tersi oldu. Bırakın Balkanlar veya Ortadoğu’yu, Misak-ı Milli sınırları içinde kalan topraklarda bile hiç adımız geçmedi.

Rabbim her şeyin en iyisini bilir. Böyle olması gerekiyormuş. Bir de şu var: “Tüm iyi şeyler, sabırdan sonra gelir.” Öyle de oldu.

İki binli yıllardan itibaren, üzerimizdeki ölü toprağını atmaya başladık. Artık hem yaklaşan tehlikenin, hem de mesuliyetlerimizin farkındayız. Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atina’da, Yunan mevkidaşının gözlerinin içine bakarak Lozan’ın güncellenmesi gerektiğinden bahsetti. Büyük devlet ve büyük millet olma idealine sahip çıktığımızın, bu yöndeki planlarımızı yeniden devreye soktuğumuzun işaretini verdi.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çıkışı, Lozan’a razı olmaktan hiçbir üzüntü duymayanların, politik ve zihinsel varislerini rahatsız etti. Varsın etsin. 

Muzaffer Serkan Aydın ne güzel söylemiş: “Kötü niyetliler suçlu arar, iyi niyetliler çözüm.”

Lozan’ı kendi içimizde tartışabiliriz, tartışmalıyız. Bunda hiçbir sorun yok. Ancak şurası çok mühim: Batılıların, Lozan’ı tartışmaya açmasına hiçbir şekilde müsaade edilmemelidir. Lozan’a, Batılılardan evvel, biz itiraz etmeliyiz.

Lozan’a bizim itiraz etmemiz milletimizin ve memleketimizin iyiliğine; Batı dünyasının itiraz etmesi ise kötülüğünedir. Bizler, Lozan’dan daha fazlasını talep edebiliriz. Bu, bizim tabii hakkımız. Fakat Lozan’dan daha azına asla razı olamayız.

Son olarak: Lozan meselesinde bizi bekleyen asıl tehlike, Amerika’dır. Amerika, Lozan Barış Antlaşması’nı imzalamaya yanaşmadı. Montrö’ye de imza atmadı. Amerika’nın Lozan’ı imzalamaması, elbette boşuna değil. Bunu bugünlerde daha iyi görüyor, anlıyoruz.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23