• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Yengem Ayşe Hanım’a, bir Fatiha..

14 Mayıs 2021
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

12 gündür yoğun bakımdaydı..

Dualar ettik..

Sevenleri hatimler indirdi..

Ama takdir-i ilahi böyle imiş..

“İnna lillahi ve inna ileyhi raciun./Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz.”

Salı Akşamı, yengem Ayşe Hanım vefat etti. Arefe günü toprağa verdik.

Üzüldük, ağladık..

Allah’tan sabır diledik..

İnsanız, hepimiz hata edebiliriz...Sinirlenebiliriz.. Olayların tesirinde kalabiliriz..

Ama, ailemize gelin olarak gelişinin üzerinden, 30 yılı aşkın süre geçmiş, yengemden bana yönelik tek olumsuz söz işitmediğimi söyleyebilirim..

Yengem için Allah’tan rahmet dilerken, okurlarımızın taziye dilekleri için teşekkür ediyorum..

Allah, Ayşe yengemin mekanını cennet etsin.

Allah, tüm ölmüşlerimize, rahmeti ile muamele etsin..

Bu vesile ile..

Müslüman aile hayatında hiç yeri olmayan çarpıtma tespitlerin, yanlış suçlamaların, seküler hayat tarzını önceleyenler tarafından, dindarlara nasıl yamanmaya çalışıldığını somut olarak aktarmak isterim..

Bir kesim, sürekli tepemizde boza pişiriyor..

“Erkek egemen toplum” imişiz…

“Toplumumuzda kadınlar ikinci sınıf insan gibi görülüyor”muş.

“İstanbul sözleşmesi ile, kadın erkek eşit hale geliyor”muş. 

“Şimdi sözleşmeden geri dönülünce, kadınlara yönelik şiddet artacak”mış..

Daha ne teraneler..

Daha iki ay önce.. Büyük ablamın kocası vefat etmişti..

Yarım asırı geçen sürede, eniştemden de bir olumsuz söz hiç duymadım.. 

Vefat ettiğinde enişteme ağladık.

Erkek kadın ayrımı yapmadan ağladık.

İki gün önce, Nuri abimin eşi Ayşe yengemi kaybettik..

Yine ağladık..

Fark gözetmeksizin, üzüldük, ağladık..

Vefamız gereği ağladık.. İnsanlığımızın gereği olarak üzüldük..

Yıllar önce, babamın vefatında ne kadar ağladım, ne kadar üzüldü isem..

Babamdan sonra vefat eden annemin arkasından da o kadar ağladım, o kadar üzüldüm..

Ne erkeği kutsallaştırdık.. Ne kadını aşağıladık..

İsra Suresi’ndeki “Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. ‘Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster’ diyerek dua et.” emrinin gereğini, anne-babamız hayatta iken de, vefatlarından sonra da yerine getirmeye çalıştık..

Ayet, anneyi babadan ayırmıyor.

Babayı, anneden ayırmıyor..

“Onlardan birisi veya her ikisi” buyruluyor..

Biz de, cinsiyet ayrımı yapmadık..

Birini diğerine öncelemedik..

Müslüman toplumun ekseriyetinin bakış açısının da benzer olduğu inancındayım..

Ama Müslüman aile yapısını bozmak isteyenler..

Bir fitne çıkarttılar..

Toplumumuzda olmayan, bir cinsiyet tartışmasını gündemimize soktular…

Dünya hayatına ve insanlara “seküler bakış açısı” ile yaklaşanların penceresinden olayları yorumlamaya kalkıştılar.

Dünyevi çıkarları kutsal aile yapısının içine sokup, menfaat odaklı bakış açısını öncelediler..

Bu bakış açısının, tüm toplumda hakim olduğunu iddia ettiler.

“Baba ya da annemizi öncelemedik” dedim..

Belki daha ötesini söyleyebilirim.

Toplum olarak, babalarımızı belki ikinci plana itip, annelerimizi kısmen öne çektik..

Çünkü bizim inancımızda, baba için değil, anne için “ayaklarının altı öpülür” sözü vardır…

Bu bir mesaj değil mi, sizce?

“Cennet, annelerin ayağının altındadır” hadisi şerifi, bir mesaj değil midir sizce?

 Batı toplumlarındaki “kadına olumsuz bakış açısı”nın, bizim toplumumuzda da var olduğunu iddia etmek, bunun üzerinden algılar üretmek, hükümler vermek, ne kadar yanlış ve yanıltıcı bir davranıştır.

“İnsana saygı”yı önceleme yerine, suni olarak kadın-erkek ayrımcılığı üretip, bunun üzerinden feminist söylemlerle toplumu dizayn etmeye kalkışanlar..

Kız çocuklarının diri diri gömülmesini yasaklayan “İslam inancı”nın hakim olduğu bir toplumda, kadınlara haksızlık edilebileceğini nasıl söyleyebilir, iddia edebilirler?

Önce aileyi dinamitleyip..

Aileyi maddiyatlaştırıp..

Sonra da..

İş ortaklığı gibi kurgulamaya çalıştıkları aile düzeninde eşleri birbirine düşman edip..

Sorumluluğu da, halkın inancına yıkmak isteyenlerin oyunlarına gelmemeliyiz.

Kendi oluşturdukları dünyevi bakış açısının sonucu olan erkek şiddetinin, milletin kültürüne ceza keserek düzeleceğini iddia edenlere prim vermemeliyiz.

Filistin’de şehit edilenlere bakınız..

17’si çocuk, 6’sı kadın..

Katlederken, küçücük bir tereddütleri var mı, “Bunlar çocuk” diye.. 

Veya “Bunlar kadın” diye..

Ama, bu cinayetlere ortak olanlar, en azından sessiz kalanlar, şimdi İslam’ı suçlayarak, örf ve adetlerimi mahkum ederek, yeni bir aile düzeni dikte ettirmeye çalışıyorlar..

Ama başaramayacaklar..

Muhafazakar mahalleden, İstanbul Sözleşmesi’ne destek çıkan ezikleri de yanlarına alsalar başaramayacaklar..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

kadinlar cenaze namazinda niye yoklar?..

Yengeniz Corona'dan vefat etti(Allah Rahmet etsin, gazetenizde öyle yazildi).. Bu konuda sn. Dilipak'a bir cift sözünüz olmayacak mi?

Mikail okuroğlu

Selamünaleyküm kardeşim dediginiz gibi innâlillahi ve innâileyhi raciun Rabbimiz merhametiyle kuşatsın sabırlar versin Allah'ım kadının erkek erkeği kadın için yarattı erkekler anne yüreğine sahip deyiller kadılarda yapı itibarıyla koruma gücüne sahip deyil kadın anam bacım ve diğer yarım dır yarim dir birbirinden tartışmasız üstünlük tarafı da vardır digeri de mevcut dur ALLAH'IM ne emretdiyse teslimiz inşaallah ALLAH'IM sabrı cemil nasip eylesin amin inşaallah mekânı cennet âlâ Rasulişana komşu eylesin amin inşaallah bütün geçmişlerimize Rahmet olsun inşaallah bizleride UNUTMAYANLARDAN EYLESİN AMİİİN İNŞALLAH.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23