‘Gel bakalım Muharrem’den ‘Kibar Feyzo’ya yolculuk...
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık 1 yıllık bir süre kalırken, yuvarlak masanın altında ve etrafında yuvalanan 6+1 hâlâ bir adayda karar kılabilmiş değil.
Masanın en iri partisi CHP’de ‘aday olmayacağım’ diyen potansiyel adaylar var güçleriyle çalışırken, İP, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi ayrı ayrı tellerden çalmaya devam ediyor.
10 Ağustos 2014’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde 14 partinin “Ekmek için Ekmeleddin” sloganıyla çatı aday gösterdiği Ekmeleddin İhsanoğlu’nun yüzde 38,4 oy alarak yaşattığı hayal kırıklığı hafızalardayken, Meral Akşener’in ‘isimsiz bir aday’ çıkışı yuvarlak masada pek de itibar görmedi.
6+1’lik masanın yüzde 1’likleri Temel Karamollaoğlu, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan, eski gözağrılarına ‘gül’ümseyerek, Milli Görüş gömleği giymiş Abdullah Gül’ün çatı aday olması için bastırıyor. Bu üç küçük partinin diğer bir aday adaylarının eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç olduğu da medyaya sızan iddialar arasında…
Adaylık konusunda asıl gizli rekabet ise, anamuhalefet partisi CHP bünyesinde yaşanıyor.
Kılıçdaroğlu, “İstanbul ve Ankara’nın yönetimini bırakamayız. Onlar görevlerine devam edecekler” diyerek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın adaylığını veto etse de parti tabanının bu iki isim için ciddi şekilde kulis yürüttüğü konuşuluyor.
Her iki ismin de adaylığa hevesli olduğu gözlerden kaçmazken, özellikle İmamoğlu’nun, ‘gizli aday’ edasıyla il il gezip mitingler düzenlemesi, hedefinin İBB başkanlığından çok daha ötelerde olduğunu gözler önüne seriyor.
Öyle ya; aksi bir durum olmuş olsa, İstanbul’u yönetmesi, sorunlarını çözmesi, insanlarını memnun etmesi gereken İmamoğlu’nun taaa Diyarbakırlarda, Trabzon, Artvin ve Rizelerde işi ne?
İstanbul’un sınırları genişledi de milletin mi haberi yok!
İmamoğlu’nun Trabzon’da söylediği “Cumhurbaşkanı adaylığı benim gündemimde yok” ifadesini, “Evet benim gündemimde yok ama ittifakın gündeminde olursa neden olmasın” diye okumak da pekala mümkün.
İP Genel Başkanı Meral Akşener’in de adaylık için can attığı ancak, 6+1’lik masanın çatırdamaması için, bu talebini yüksek sesle dile getirmediği konuşuluyor. İşin içinde masa altındaki ortak HDP olunca ‘milliyetçi’ geçinen bir adayın ittifakı oy zafiyetine uğratacağı endişesi hakim!
“İsimsiz cumhurbaşkanı adayı” teklifiyle aday olmasını istemediği Kılıçdaroğlu’nun önünü kesmeye çalışan Meral Hanım’ın, bir yandan “Yüzünde Rabbi yessir var” dediği, “İkinci Fatih” benzetmesi yaptığı İmamoğlu’na, diğer yandan ise sürpriz buluşmalar yaptığı, öve öve bitiremediği Mansur Yavaş’a mavi boncuk dağıtması da manidar…
Adaylık sürecinin en kritik ismi ise doğal olarak anamuhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu. 2018’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinin Yalova Milletvekili Muharrem İnce’yi “Gel bakalım Muharrem” diyerek kürsüye çağıran ve “Adayımız eski öğretmen, yeni politikacı Muharrem İnce’dir” diyen Kılıçdaroğlu, kendisi için “Gel bakalım Kemal” diyecek birini bulamadı henüz.
O dönem parti içindeki en büyük rakibi pozisyonundaki Muharrem İnce’yi kazanamayacağı bir yarışın içine sürükleyerek tasfiye eden Kılıçdaroğlu şimdilerde aynı akıbeti yaşama riskiyle karşı karşıya...
Bay Kemal, “Ben” diyor,
Kimse duymuyor...
“İttifak teklif ederse” diyor,
Herkes sırtını dönüyor...
“Adayım” diyor,
Dönüp yüzüne bakan olmuyor...
Adamcağız, dikkat çekmek için bakanlıkları, kurumları basıyor; şov olmaktan öteye gitmiyor…
Mum ışığı altında ‘karanlık bir senaryo’ya figüranlık yapıyor, dostlarından ‘elektrik’ alamıyor…
“Ya yanımda olun, ya yolumdan çekilin” diyor, kimse ciddiye almıyor...
Yani, freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı giden Bay Kemal’i kimse ‘İP’lemiyor…
Kemal Sunal’ın “Kibar Feyzo” filmini birçoğunuz belki de defalarca izlemişsinizdir. Filmin o çok bilindik sahnesinde, amele pazarından işçi seçen patron, “Sen, sen, sen…” derken, büyük bir hevesle seçilmeyi bekleyen Feyzo, “Ben? Ya bennn…” diye sesleniyor. Patron’un verdiği cevap ise, “Sen gelme ulan!”
İktidarda bulunan AK Parti’den sonra Türk siyasetinin en yüksek oy oranına sahip ikinci partisi durumundaki CHP’nin Genel Başkanı olan Kılıçdaroğlu’nun bugün yaşadıklarını görünce aklıma o sahne geldi nedense…
Allah kimseyi Bay Kemal’in düştüğü duruma düşürmesin…