Mustafa ağabey, Hasan ağabey, Kadir ağabey hepsi o binadaydı…
27 Nisan Perşembe günü bizleri derinden sarsan acı bir olay yaşadık.
Merkez binamızın alt katında bir tekstil firmasına kiralanan bölümün henüz netlik kazanmayan bir sebeple alev alması, Akit Medya çalışanlarına kabus dolu anlar yaşattı.
Başlarda duman ve is şeklinde algıladığımız alevler birkaç saat içerisinde alev topu haline dönüşüp, Akit gazetesi ve Akit TV’nin de bulunduğu bölümler dahil büyük bir alanı küle çevirdi.
Tahribat büyük, zayiat ağır…
Hiç kimsenin burnu dahi kanamadan bu felaketten kurtulması ise en büyük tesellimiz…
Kolay değil…
Yıllardır ikinci evimiz gibi olan, onlarca acı-tatlı hatıramızın bulunduğu ekmek kapımızı terk etmek elbette ki yüreğimizi acıttı. Ancak daha çok müteessir olduğumuz bir durum var ki…
O da, Akit’i Akit yapan, derme çatma binalarda, bir avuç insan tarafından, el yordamıyla ama inançla hazırlanan, içine dava aşkı, mazlum hakkı katılan o gazeteyi, modern bir binaya, çalışanlarına yakışır bir seviyeye getirmek için yıllarca mücadele eden merhum İcra Kurulu Başkanımız Mustafa Karahasanoğlu’nun emeklerinin büyük bir bölümünün böylesi bir faciayla zayi olması…
O binada, Mustafa ağabey gibi, merhum Hasan Karakaya ağabeyin, merhum Yalçın Turgut Balaban ağabeyin, merhum Kadir Demirel ağabeyin, merhum Atilla Özdür ağabeyin, ismini sütunlarıma sığdıramayacağım daha nice görünür-görünmez kahramanın anıları, kokuları vardı…
Kimisinin fotoğrafı, kimisinin plaketleri, kimisinin çizimleri, kimisinin eşyaları, kimisinin duaları hala o odalardaydı.
Mustafa Bey’in o babacan sesinin yankıları, Hasan ağabeyin şen kahkahaları, Yalçın ağabeyin bilgelik kokan cümlelerinin akisleri hâlâ o duvarlardaydı…
Her şeyden öte, daha önceki binalarımız gibi o yanan binamız da mazlum için bir sığınak, mağdur için bir dayanak, gariban için tutunacak dal idi.
Kısacası o yanıp küle dönen mekan, bir binadan çok daha ötesiydi.
Hakikatti, kardeşlikti, samimiyetti, aidiyetti…
Elbette ki, gerek Nuri Karahasanoğlu Bey’in, gerek Ali İhsan Karahasanoğlu ağabeyin, gerekse Ahmet ve İbrahim Karahasanoğlu kardeşlerin gayretleriyle binamız yeniden toparlanacak ve siz okurlarımız da dualarıyla en kısa sürede eski günlerine dönecektir…
Yangının çıkış sebebi ile ilgili de birçok iddia dolaşıyor ortalıkta.
Akit/Vakit’e geçmişte yapılan silahlı-bombalı saldırılar, cuntacılar tarafından yöneltilen tehditler, yayınlarında hakkı hakikati haykırmasından rahatsız olan gürûhların gazetemizin sesini kesmeye yönelik girişimleri akıllara geldiğinde ‘sabotaj’ ihtimalinin büyük bir ciddiyetle araştırılıp incelenmesi şart.
Yangın sonrası sosyal medyadan çirkefçe paylaşımlar yaparak kin ve nefret kusan insan kılıklı mahlukata ise söyleyecek söz bulamıyorum.
Neler yazıp çizmediler ki…
Kimisi sevincinden, “Bırakın yansınlar!” dedi…
Kimisi müfteri kimlikle, “Seçim öncesi belge-bilgi yakıyorlar” iftirasını attı.
Be ey ahmak!
Kendi yağıyla kavrulan, inandığını yüksek sesle haykıran bir medya ailesi olan Akit böyle bir şeye asla ve kat’a tevessül etmemiştir, etmez de…
Arkasında karanlık fonlar yok, siyasi mühendisler yok, ‘aferin’ diyen Haçlı artıkları yok, para baronları yok, illegal çeteler, mafyalar yok…
Özel ilanlar ve resmi ilan havuzundan satışına göre aldığı payla ayakta durmaya çalışan bir medya organı var.
Sırf sizin gibi düşünmüyor, sırf milli-manevi değerleri ön planda tutuyor, sırf aile kurumunu destekliyor, sırf mevcut iktidarı kendi siyasi felsefesine, inanç yapısına yakın buluyor diye bir kuruma böylesine alçakça iftiralar atanlar insanlıktan nasibini almayan trollerdir ancak…
Ne diyelim; herkes başkalarını da kendisi gibi bilirmiş.
Karşımızdakiler, bu işleri iyi bilen, yerel seçimler sonrası belediye arşivlerini, resmi belgeleri küle dönüştüren, Kandil’den gelen talimatları kıyma makinelerinden geçirip yakan bir zihniyetin temsilcileri olunca, ancak “İt ürür, Akit yürür” demek geçiyor içimizden…
Şu an seçim öncesinde zor şartlarda da olsa gazetemizi çıkarmaya devam ediyoruz. Bazı arkadaşlarımız evden çalışırken, yazıişleri kadromuz da matbaamıza ait tesislerde olağanüstü bir gayretle hazırlıyor sayfalarını.
Akit TV’de bugün yarın medyadaki dostların da destekleriyle yayınlarına kaldığı yerden devam edecektir.
Kalaşnikofların susturamadığı, bahçeye atılan bombaların sesini kısamadığı, cuntacıların haykırışına ket vuramadığı Akit Medya’yı elbette bu yangın da susturamazdı ve susturamadı.
Bu vesileyle, yaşanan yangın afeti sonrası bizzat ziyaret ederek ‘geçmiş olsun’ dileklerini ileten, telefonla ve sosyal medya üzerinden ulaşarak ‘dualarını ve desteklerini’ ifade eden bütün siyasetçilerimize, belediye başkanlarımıza, STK temsilcilerimize, medyadaki dostlarımıza, arkadaş çevremize teşekkürü bir borç biliyoruz.
Dileriz ki, hiç kimse, hiçbir medya kuruluşu bu tür afetlerle baş başa kalmasın, hiç kimsenin burnu dahi kanamasın.
Allah bir daha da böylesi acı tecrübeler yaşatmasın.
Kalın sağlıcakla…