‘Kalp’çi Bay Kemal’in ciğerle imtihanı
Nasreddin Hoca’nın ‘kedi-ciğer’ hikayesini hemen herkes bir şekilde duymuştur.
Hoca, bir sabah evden çıkarken ‘‘Hanım canım ciğer çekti, bu akşam pişir de ciğer yahnisi yiyelim, ben ciğeri alır sana yollarım’’ demiş.
Kasaptan iki okka ciğer alan Hoca, ahaliden biriyle eve göndermiş. Hocanın hanımı, yahniyi hazırlayıp pişsin diye ocağa koymuş. O arada komşusuyla çeneye dalınca ateşteki yemeği unutmuş. Hatırlayıp telaşla eve dönünce bir de ne görsün! Ciğer yahnisi yanmış kömür olmuş.
Bir yandan üzülürken diğer yandan eşinden işiteceği lafları düşünüp içini korku sarmış.
Akşam hoca, kapıdan girer girmez ‘‘Hanım hazır mı ciğer yahnisi? Karnım da çok aç, getir de yiyelim’’ diye seslenince eli ayağı birbirine dolaşmış.
‘‘Hoca efendi, yolladığın ciğerleri nankör kedi yedi’’ deyivermiş. Hoca, durumda bir anormallik olduğunu hissetmiş. ‘Gel pisi pisi’ diye seslenip kediyi yanına çağırmış. Sonra hayvanı ensesinden tutup havaya kaldırmış ve şöyle demiş:
‘‘Hanım söyle bakalım. Şu havaya kaldırdığım kedi, gelse gelse iki okka gelir. Eğer elimdeki şey kediyse, ciğer nerede? Yok bu şey ciğerse, kedi nerede?’’
Eh hikayemizi hatırladığımıza göre dönelim asıl mevzumuza…
Malum 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekili seçimi geride kaldı.
Cumhur İttifakı toplam 323 milletvekili çıkararak, Meclis’te üstünlüğü ele alırken, başkanlık seçimi kıl payı oyla ikinci tura kaldı. Rakibi millet ittifakı adayı Kılıçdaroğlu’na 2 milyon 600 bin oy fark atan Cumhurbaşkanı Erdoğan, aldığı yüzde 49.52 oy oranıyla ikinci turun da tartışmasız favorisi…
Kandil, Pensilvanya, Batı ve para baronlarının desteğini arkasına almasına rağmen, büyük bir hezimet yaşayan 6’lı masada ise işler hayli karışık.
Herkes ayrı telden çalarak kendince ‘zafer’ naraları atıyor!
Gerçi daha oyların yüzde 25’inin bile açılmadığı saatlerde ekranların karşısına geçen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın, “Seçimde biz öndeyiz. Büyük ihtimalle ilk turda bu iş bitecek. 13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu’dur” açıklamasını hatırlayınca, muhalefetin ruh halini kestirmek hiç de zor değil.
Kimse onca legal, illegal, marjinal ya da orijinal desteğe rağmen yaşanan hezimetin sorumluluğunu üstlenmiyor.
Daha da ötesi herkes hezimetten zafer çıkarma peşinde.
DEVA Partisi seçimde yüzde 3 oy aldıklarını savunuyor. Saadetliler yüzde 2-3 oy oranına sahip olduklarını, ‘elini sallasa yüzde 49 oy alacağını’ iddia eden Serok Ahmet’in Gelecek Partisi ise yüzde 2’nin üzerinde bir seçmene sahip olduklarını ileri sürüyor.
Ehh Demokrat Parti’nin de yüzde 1’den aşağı kalır yanı yoktur muhakkak!
Bu durumda, CHP’nin kurduğu masanın ikinci büyük ortağı olan İP’in yüzde 10 oy oranı yakaladığını düşünürsek kafalar epeyce karışıyor.
SSK’yı batıran hesap uzmanı Kılıçdaroğlu’nun hesaplarında bir terslik olduğu muhakkak.
4 küçük partinin yüzde 8 oy aldığını varsaydığımızda ve İP’in yüzde 10’luk oyunu buna eklediğimizde yüzde 18’lik bir rakam çıkıyor karşımıza.
Millet İttifakı’nın toplam oyu ise yüzde 35.
Şimdiiii….
CHP yönetimi de seçimlerden başarıyla çıktıklarını ve oylarını yüzde 3 seviyelerinde artırdıklarını savunuyor.
Toplam yüzde 35’lik oydan ‘4 küçükler’ ile İP’in yüzde 18’lik oyunu çıkarırsak CHP’ye yüzde 17 gibi bir pay kalıyor.
Vallahi de billahi de bu işte bir terslik var!
Nasreddin Hoca’nın dediği gibi, “Ciğer buysa kedi nerede? Yok kedi buysa ciğer nereye gitti?”
Futbolda “4 büyükler” olarak bilinen kavrama artık siyasette de “4 küçükler” kavramı eklendi.
Ama öyle küçük deyip geçmeyin haaa!
Adamlar kendilerine göre yüzde 3, kamuoyuna göre yüzde 0.1’lik oyla 37 milletvekilini kaptı kaçtı!
Helal olsun.
Seçim öncesi sağa-sola, orta yola gülücükler ve ‘kalp’ dağıtan Bay Kemal, bu dörtlünün, defalarca toplandıkları o masayı allayıp pullayıp, ‘Beyaz Saray’ın oval masası’ diye kendisine satmadığına sevinsin!
* * * * *
‘Kucaklayacağız’ deyip sövmeye başladılar!
Millet İttifakı’nın bileşenlerinin seçim öncesindeki en güçlü argümanı neydi?
“85 milyonun tamamını kucaklayacağız”, “Geçmişte hatalarımız oldu ama herkesle helalleşeceğiz”, “Depremzedelere evlerini bedava vereceğiz...”
14 Mayıs seçimlerinin sonuçları belli olunca ilk ne yaptılar peki?
6 Şubat’tan bu yana iktidar aleyhine tezvirat ürettikleri , turist gibi ziyaretlerle güya yanlarında oldukları algısı oluşturmaya çalıştıkları deprem bölgelerinde Başkan Erdoğan’a ve Cumhur İttifakı’na yüzde 60’ların üzerinde oy çıkınca, hakaretleri, küfürleri havada uçuşturdular.
Yetmedi, ‘Sen misin bize oy vermeyen’ anlayışıyla önce CHP’li Tekirdağ Belediyesi tarafından otellerde kalan afetzedeler kapı dışarı edildi, ardından CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi, depremzedelerin belediyeye ait evleri boşaltmaları yönünde Meclis kararı aldı.
O da yetmedi, CHP’ye yakın firmalar, depremzedeler için kurdukları çadırları söküp, içlerindeki acı hâlâ taptaze olan o insanların yüreğini bir kez daha yaktılar.
Şükür ki, devletin başında herkese, her kesime, her mağdura ve mazluma kol kanat geren bir iktidar var. Daha ilk gün tepkisini ortaya koyan ve hafta sonunda da depremzedeleri bağrına basan Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin yaptığı insanlık dışı tavrı ‘vicdansızlık’ olarak tanımlayıp, “Kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayız” diyerek, devletin şefkat elinin daima afetzedelerin üzerlerinde olacağının altını çizdi.
Daha dün bir bugün iki…
Bunlar başkanlık seçimi daha netleşmemiş iken, verdikleri onca sözü yiyip yutuyorlar…
Helalleşme hak getire…
Kucaklaşma laftan ibaret…
Bununla da kalsa iyi…
Evleri bedava vereceklerini dile getirdikleri depremzedeleri evlerden, otellerden atmaları tam bir felaket!
Allah milletimizi bu zihniyete mahkûm etmesin inşaallah…
Ehhh…
Bir yanda daha seçim sürecindeyken gerçek yüzünü ifşa eden muhalefet, diğer yanda her zamanki gibi vatandaşını ezdirmeyen, afetzedesine koşup sarılan iktidar…
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup 28 Mayıs’ta gereğini yapma zamanı.
Aman! Sakın ha tatil için, fındık toplamak için vs. sebeplerle gevşek davranıp oyunuzdan vazgeçmeyin!
Şimdi sandığa daha sıkı sarılma zamanı…
Haydi hayırlısı.