Erdoğan, Trump, Putin ve Şi... Dünyayı bu dörtlü mü yönetecek?!?
Erdoğan, Trump, Putin ve Şi... Dünyayı bu dörtlü mü yönetecek?!?
Selma Savcı
2025 yılının artık tamamen teknoloji ve komplo teorileri üzerine kurulu bir senaryolar bütünü olduğunu artık iyiden iyiye anlamak lazım. Özellikle dünyadaki dengelerin Trump’ın ABD Başkanı seçildikten sonraki tandemlerin ne denli değiştiğini görmek ve iyi okumak lazım.
Malumunuz Biden denilen bir bunak sonrası koltuğa daha milliyetçi ve ABD halkının menfaatleri için daha bir çılgınca hareket etmeyi düstur edinen aslına baktığınızda sokak deyimiyle, bir deli şu anda Beyaz Saray’dan önüne gelene sopa sallıyor. Önemli olan bu sallanan sopanın ülkemiz nezdinde nasıl bir teori üzerine oturtulması ve sağlam bir zeminde hareket ederek o sallanan sopanın üstünde daha karakterli bir hal alarak ülkemizi daha iyi bir seviyeye çıkarmak düsturumuz olmalıdır.
Elbette ben gidelim hemen Trump’la kanka olalım demiyorum, kaldı ki Trump’ın çok da iyi bir dost olacağını söylemek de çok akılcıl bir hamle değil. Ama dünyada iyi bir diplomasi trafiği ağı oluşturursanız istediğinizi istediğiniz kişiden rahatlıkla alma kabiliyetine de haiz olmanız mümkün.
Liderlik vasfına sahip bir ülkenin her daim dünyada söz sahibi olması ve her an, her saniye dikkat çekici söylemlerle diyalog yolunun açık olması çok çok önemli çağımızda…
Artık yeni dünya düzeninde diplomasinin önemi bir hayli fazla ve sosyal medya aracılığıyla daha da çok yaygınlaşan komplike bir durum da söz konusu…
Geçtiğimiz günlerde; Fransız Le Point dergisi, "2025 - Yeni Dünya Düzeni" özel sayısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, ABD Başkanı Donald Trump, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile birlikte yeni dünya düzenine yön verecek 4 liderden biri olarak tanıttı.
Dergi kapağında Erdoğan’ın diğer liderlerin üzerinde konumlandırılması dikkat çekti. Le Point’in kapak tasarımı Erdoğan'ın uluslararası alandaki etkisine ve kurulmakta olan yeni dünya düzenindeki rolüne ilişkin Fransız bakış açısının yansıması olarak değerlendiriliyor.
Çok kutuplu bir dünya olarak şekillenmesi beklenen yeni dünya düzeninde kapakta yer alan dört lider muhtemel dört kutbu temsil ederken kutuplar arasında Avrupa’nın yer almaması dikkat çekiyor.
Le Point’in Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili daha önce yaptığı olumsuz kapaklarla son kapağı arasındaki değişim bir bakıma Avrupa’daki Erdoğan algısındaki değişimi de yansıtıyor.
2018 yılında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kapağına taşıyarak diktatör deme küstahlığında bulunan Fransız Le Point dergisinin, yeni bir dünya düzeni kurulurken bu düzenin vazgeçilmez aktörünün Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kabul etmesi aslında gelinen noktada içimizdeki güruhun bile şaşkınlıkla izlediği bir gelişme olsa gerek…
Burada devletimizin aslında ne denli iyi itibara sahip olduğunu idrak etmek lazım… Siz eğer dünya düzeninde çok önemli bir payeyle ilişkilendiriliyorsanız bu aslında gelinen noktada daha çok projelerin fitilinin ateşleneceği de anlamı taşımaktadır…
Tam bu bilgiler ışığında ise, her an gündem olmayı başaran Trump’a özel bir davette bulunan Başkan Erdoğan’ın aslında yeni dünya düzeninde yepyeni bir başlangıcın da adımını atacağını anlamamak için herhalde kör, sağır ve dilsiz olmak gerek…
Trump’ın ise bu davet karşılığında, “Cumhurbaşkanı [Erdoğan] beni Türkiye'ye davet etti ve aynı şekilde kendisi de Washington D.C'ye gelecek" demesi yeni bir adımlar silsilesinin de bize yön göstereceği muhakkak…
Bakınız burada isimler üzerinden analiz etmektense, ülkemizin geleceğinin rütbesel olarak değerlendirilmesi ve devletin her daim ayakta kalacağının işareti olarak sağlam bir ilişkiler yumağının oluşturulması elzemdir. Onun için ben devletimizin bu adımlarını gelecek nesillerimiz adına önemli bir perspektif olarak görüyorum. Geçmişte her ne yaşanırsa yaşansın, yeni dünya düzeni içinde hem Putin’le hem Trump’la, hem Şi ile hem de diğer devlet liderleriyle çıkarlar savaşımızı sürdürmek zorundayız. Her ne olursa olsun milletimizin ve devletimizin güçlü bir şekilde ayakta kalması bizim için en vazgeçilmez çizgimiz olmalıdır. Bayrağımız ve vatanımız için gerekli adımların atılmasını ve çizilen yeni resimlerle dünyanın yuvarlaklığını tartışır bir projeler bütünü değil, bizim çıkarlarımızın ülkesel anlamda genişliğini daha da artırmak en büyük idealimiz olmalıdır.
Selam ve dua ile…