Müslüman nasıl olmalıdır? (2)
l Müslüman savurgan da olmamalı ve isrâftan kaçınmalıdır.
l Müslüman, ne cimri, ne de savruk olmamalı velakin iktisat etmelidir.
l Müslüman, Akıl’a, ilme önem vermeli, taassubtan, cahillikten kaçınmalıdır.
l Müslüman liyakâtli-ehil olmalı ve işini iyi yapmalıdır.
l Müslüman daima hakdan, doğrudan yana olmalı ve kendi zararına da olsa haksızdan, bâtıldan yana olmamalıdır.
l Müslüman firâsetli olmalı, ahmak olmamalıdır (iki defa aynı deliğe elini sokup, ısıttırmamalıdır).
l Müslüman daima Hakk’ın dâvâ’sını dillendirmeli ve başkalarının ‘menfaat amigoluğunu’ yapmamalıdır.
l Müslüman amaçlarına ulaşmak için daima meşru yolları kullanmalı ve fakat gayrı meşru veya gayri ahlâki yollara teveccüh etmemelidir (yalan, iftira, rüşvet, fitne-fesat, vs).
l Müslüman kibirli olmamalı, nefsine yan çıkmamalı ve nefsini temize çıkarmamalıdır.
l Müslüman emanete hıyanet etmemeli ve miri (devlet) malını gasbetmemeli, kendi şahsi menfaati için kullanmamalıdır.
l Müslüman, bir nimete (mal, makam, şöhret, vs) nâil olursa, bunun Allah’ın bir ihsânı olduğunu unutmamalı ve nankörlük edip, kibire kapılmamalı, ‘ne oldum delisi’ olmamalıdır.
l Müslüman, kendisine yapılan bir iyiliği unutmamalı ve hep vefâlı olmalıdır.
l Müslüman, Dünya’da devamlı kalamayacağını, ölümü, Ahiret’i, Mahkeme-i kübrâyı, hayatında yaptıklarının hesabını Allah’a vereceğini asla ve asla unutmamalıdır.
l Müslüman, Allah’a verdiği ahdine sadık olmalı ve hevâsına değil, Hz. Peygamber’e tâbi olmalıdır (4, 5).
l Müslüman, kendini bir köprüde yürüyen bir yolcu olarak görmelidir. Öyle bir köprü ki, bir tarafında Dünya ve hayat, öbür tarafında ise ölüm ve Ahiret var. Böyle bir yolculukta; İnsan gaflete (sarhoşluğa) kapılıp, Hakk’ın yolundan çıkıp, kendini dalâletin uçurumuna atar mı?
l Ne mutlu o Müslümana ki, Allah’a ihlâslı kul ola ve Sırat-ı müstakim’den (İslâm’dan) ayrılmaya.
Ya Rabb!
Bizi, Kendine ihlâslı kul ve Habib’ine sâdık ümmet eyle. Amin Ya Muîn.
(1): “Allah’ım, ancak San’a ibadet ederiz (kulluk yaparız) ve ancak Sen’den yardım dileriz” (Seni tek otorite olarak kabul ederiz.) Fatiha-5.
(2): “Hak yola dönenlerle birlikte ey Resulüm, emrolunduğun gibi dosdoğru ol ! Azıp, sapıtmayın. Allah yaptıklarınızı çok iyi görmektedir” (Hûd-112).
(3): Hz. Peygamber’in ‘Beni Hûd suresinin “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayeti ihtiyarlattı’ dediği rivayet olunmuştur (Tirmizi-sünen).
(4): “De ki, ‘Eğer siz Allah’ı seviyorsanız (O’na kulluk yapmak istiyorsanız), bana (Hz. Resulullah) uyun’…”.
“De ki, ‘Allah’a ve Peygambere itâat edin!’…” (Âl-i İmrân-31, 32).
(5): “Peygamber, kendisine Rabb’inden indirilene (Kur’ân’a) iman etti. Mü’minler de iman ettiler. Hepsi Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına ve Peygamberlerine inandılar. ’Biz Allah’ın Peygamberlerinden hiçbirini ayırd etmeyiz’ dediler. Şunu da söylediler; ‘işittik ve itâat ettik’. ’Ey Rabb’imiz, Senin affını dileriz. Dönüşümüz de ancak Sanadır” (Bakara-285).