• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

Erdoğan hâlâ çetin ceviz…

17 Haziran 2021
A


Nusret Reşber İletişim:

Haset hastalığından kurtulmak zordur. İnsanı içten içe bitirmekle kalmaz, zamanla etrafa da zarar vermeye başlar. İşte o zaman bu hastalığı tedavi, zorun da ötesinde kalır.

Ahlâki bir kavram olan haset, “Başkasının sahip olduğu maddî veya mânevî imkânların kendisine intikal etmesi veya kıskanılan kişinin bu imkânlardan mahrum kalması yönündeki istek ve niyettir.” İslâm ahlâkçıları, hasedin genellikle aralarında meslekî, iktisadî, ilmî, siyasî, içtimaî münasebetler bulunan insanlarda ortaya çıktığını belirtir. (TDV İslam A.)

Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “De ki, haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine sığınırım.” (113-Felak 1,5)

Peygamberimiz (s.a.s.) ise hasedi şöyle yeriyor: “Bir kulun kalbinde imanla haset bir arada bulunmaz” (Nesâî, Cihâd); “Ateşin odunu yakıp bitirmesi gibi haset de iyilikleri mahveder” (İbn Mâce, Zühd).

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hasımları, içeride ve dışarıda gittikçe çoğalıyor. Her nedense çoğaldıkça hasımlar küçülüyor; Erdoğan güçleniyor. Ve yapılan hiçbir engelleme girişimi ve karalama propagandası da kendisine işlemiyor. Tam tersine Erdoğan, önüne koydukları her engeli rutin ve sıradan bir işmişçesine aşıp yoluna devam ediyor.

Malumunuz, üç gün önce NATO Zirvesi vardı. Zirve hâlâ da gündemimizde. 

Bu ve benzeri her uluslararası bir zirveye katılacağı zaman öncesinden bizim muhalefet başlar, Ak Parti hükümeti üzerinden Türkiye’yi yıpratma senaryolarını yazmaya…

Ve tavsiye verir gibi aşağılayıcı tezviratta bulunurlar.

Yok, “elimiz güçlü olmalı, yine elimiz zayıf…” Yok, bilmem, “Daha önceleri olduğu gibi tekrar taviz vermemeli…” 

Zirve bitiminde istediklerinin tam tersi, çok başarılı geçmiş olsa da kendilerince farklı manalarla bir eğrilik, kusur bulmaya çalışır ve onun üzerinden Erdoğan ve ekibine olmadık saldırılar sergilerler. 

Gören de zanneder ki, önlerinde Erdoğan’ın dışında başarılı oldukları bir geçmişleri var da ondan bu eleştirileri getiriyorlar.

Ne mümkün! 

Cumhuriyet’ten bu yana rahmetli Özal ve Erbakan’ı saymazsak, elle tutulacak ve örnek gösterilecek bir dış politika geçmişimiz maalesef yıllarca olmadı.   

Erdoğan ve partisini sevelim-sevmeyelim, gerçek bu!

Ve son zirvede de gördük, Biden, Macron, Merkel ve Johnson başta olmak üzere dünya liderlerinin etrafında pervane oldukları (Gazetemiz Akit’in de manşetine taşıdığı) NATO’nun yıldızı Tayyip Erdoğan’dı. 

Erdoğan, NATO liderler zirvesine gitmeden hemen önce, Atatürk Havalimanında basın mensuplarının sorularını cevaplarken, muhataplarına da mesajlar vermeyi elden bırakmadı.

Kimi basın mensubu beş madde olarak özetlenen Cumhurbaşkanı’nın programını görmezden gelip nerden çıkardıkları bilinmeyen “Türkiye’nin zayıflığından ve hükümetin gitme arifesinden” dem vurdular.

Nitekim Ak Parti’nin ilk dönemlerinde Dışişleri Bakanlığı gibi görevlerde bulunmuş bir isim, (kendi deyimiyle 40 yıllık tecrübesiyle) Cumhuriyet’e verdiği röportajında bundan yakınıyor... 

Evet, 2016’da partiden gönderilen eski Bakan Yaşar Yakış, bunları ifade ediyordu: 

“…40 yıllık diplomasi tecrübem bana şu-nu söylüyor: Böyle bir durumda görü-şeceğiniz insanın birçok eksiklikleri varsa pek tabii ki yapacağınız toplan-tı sırasında ondan tepe tepe yararlan-mak istersiniz. Şimdi de öyle zannedi-yorum, içinde bulunduğu bu durum ne-deniyle Türkiye’nin bu zayıflığından ABD’nin yararlanmaması mümkün de-ğil; pek tabii isteyecektir. Belki bu ikti-darın çökme arifesinde olduğunu da he-saba katarak “Dur bakalım, kendiliğin-den çöksün, biz bir şey yapmayalım” di-ye de düşünebilirler. Ama Türkiye’yi zayıf olarak yakaladıklarını göz önün-de bulundurarak müzakere yürütecek-lerini tahmin ediyorum…”

Şimdi elinizi vicdanınıza koyun! Yakış’ın ifade ettiği gibi mi gerçekleşti zirve, yoksa ifade ettiğimiz gibi “Zirvenin yıldızı” gibi mi? 

Bir de, “bu ikti-dar çökme arifesinde” gibi rüyalar görmeyi bırakalım!

Bunu söylerken geçen hafta istifasını veren Abdullah Gül’ün danışmanı Raşit Aydın’ın, sosyal medya hesabından dikkat çeken açıklamaları aklıma geldi.

İstifa gerekçesine şunları ilave etmiş Aydın:

“…HDP’nin kapatılmasına ilişkin davaya karşı geliştirilen ve ısrar edilen ‘siyasi dil’ ve HDP’ye destek açıklamalarının bardağı taşıran son damla olduğunu vurgulayarak, Gezi” denemesi olarak sunulan, örgütlenen ve de ne yazık ki Abdullah Gül, Ali Babacan tarafından da desteklenen Boğaziçi Üniversitesi kalkışma eylemleri, bizim açımızdan bu ilişkiyi yürütülemez ve çekilemez hale getirdi…” 

Bunları düşündüğümüzde hayretimizi gizleyemiyoruz.

Bu mudur geçmişte verilen mevki-makamların, dostlukların, kardeşliğin karşılığı?

Bir kere şunu herkesin kabul etmesi gerekir!

Ne Türkiye, ne de dünya Erdoğan’sız bir politikaya hâlâ hazır değil!

Artı, başlığımızda da ifade ettiğimiz gibi Erdoğan hâlâ çetin ceviz’dir.

Ve Türkiye’deki liderler de dünya liderleri de Tayyip Erdoğan’ın çırağıdırlar; onun yanında hâlâ çömezdirler ve Erdoğan’dan öğrenecekleri çok şey var.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

daha nice çetin cevizler yok

davuloğlu, bebecan gibiler deste gurubunda güreşmektelerken başpehlivana meydan okuyorlar; bu da kırkpınar komedisi

Vicdan konuşuyor:

Koca bir Dünya'ya meydan okududa,içeride bir SÜRESİZ NAFAKA'ya seçimden öncede,sonrada söz verdiği halde bir çözüm bulamadı.Erdoğan ve partisini sevelim-sevmeyelim, gerçek bu!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23