Faşir'in sesini duyan var mı?

Faşir'in sesini duyan var mı?

Mustafa Ceylan

Sudan’dan gelen haberleri artık rakamlar ve diplomatik ifadeler eşliğinde okumaya alıştık.

Oysa Faşir’den sızan bilgiler, alışmamamız gereken bir vahşeti gözler önüne seriyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı yetkilisinin “Hakkında bilinen çok az şey bile korkunç ötesi” sözleri, aslında meselenin ne kadar ağır olduğunu fazlasıyla anlatıyor.

Batı’nın yıllardır istikrarsızlığa terk ettiği Sudan, 15 Nisan 2023’ten bu yana bir iç savaş laboratuvarına çevrilmiş durumda.

Bir yanda ordu, diğer yanda dış destekli Hızlı Destek Kuvvetleri…

Olan ise her zaman olduğu gibi sivillere oluyor.

Darfur’un en büyük kenti Faşir’in büyük ölçüde HDK’nin kontrolüne geçmesiyle birlikte şehir adeta hayalet kente dönüştü.

On binlerce insan ya kaçtı ya da kaçamayıp kaderine terk edildi.

Bugün konuşulan rakamlar ürkütücü.

70 bin ila 100 bin insan Faşir’de mahsur kalmış olabilir.

Üstelik bu insanlar ne gıda yardımına ulaşabiliyor ne de güvenli bir çıkış yoluna.

BM yetkilileri açıkça söylüyor.

Faşir’de artık hiçbir insani yardım ortağı kalmadı.

Yani şehir, dünyanın gözü önünde açlığa ve şiddete teslim edilmiş durumda.

Daha da vahimi, HDK mensuplarının bizzat paylaştığı görüntülerde, sivillerin zorla yerinden edildiği, silahsız insanların öldürüldüğü ve işkenceye maruz kaldığı görülüyor.

Buna rağmen “uluslararası toplum” yine her zamanki gibi ağırdan alıyor.

Uydu görüntüleri ve hayatta kalanların anlattıkları toplu katliama işaret ederken, hâlâ net ve bağlayıcı bir müdahaleden söz edilemiyor.

Faşir’den kaçabilenlerin durumu da içler acısı.

Tavila’ya ulaşan binlerce insan için yeterli barınak yok.

Ot ve samandan yapılmış derme çatma yapılarda hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.

Bu tablo, modern dünyanın utanç vesikasıdır.

Enerji krizlerinde, siyasi hesaplarda, çıkar çatışmalarında son derece hızlı hareket eden küresel aktörler, Müslüman coğrafyalardaki katliamlar söz konusu olduğunda nedense sağır ve kör kesiliyor.

Bugün Faşir’de yaşananlar sadece Sudan’ın meselesi değildir.

Bu, insanlığın vicdan sınavıdır.

Eğer bu sınav bir kez daha sınıfta kalınarak geçilirse, yarın başka bir İslam beldesinden benzer “çok az ama korkunç” bilgiler gelmesine kimse şaşırmamalıdır.

Faşir, sessizliğin en gürültülü çığlığıdır.

Duyan var mı?

Allah'a emanet olun ...