• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Türkiye, Afganistan sınavında

25 Ağustos 2021
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Bizim siyasiler hâlâ “Türkiye Taliban’ı tanımalı mı tanımamalı mı?, İlişkiler ve görüşmeler devam etmeli mi, etmemeli mi?” tartışmalarıyla boşa enerji harcıyorlar.

İlişkiler konusunda geç kalınmamalı ve başlatılan görüşmeler geliştirilerek sürdürülmeli diyenler ile  “Asla tanımamalıyız ve ilişkiler kurmamalıyız. Çünkü Taliban bir terör örgütü ve Türkiye terör örgütü ile diyalog içinde olması sakıncalıdır” iddiasında ısrarlı olan diğer bir kesim var.

Bu tartışmalar devam ededursun ancak tarihi süreçteki fırsatlar bu tartışmalara heba edilmemeli ve bana göre Türkiye, Afganistan’da bilfiil olmalıdır.

Zira fırsatlar kaçtı kaçıyor veya eldeki fırsat kaçtığı zaman yapılacak bir şey kalmayacağı, bir an evvel bir şeyler yapılmalı ve fırsatlar kaçırılmamalı şeklindeki  “Atı alan Üsküdar’ı geçiyor” uyarıcı atasözünü burada hatırlatmak isterim!

Tanınma ise elbette henüz çok erken, çünkü belirsizlikler ve bilinen kadar bilinmeyenler var. Uluslararası Toplumun bu konudaki kararları yönünde vaziyet alınmalı.

Ayrıca ifade etmek isterim ki; Taliban’la müzakereler yürütmek ve ilişkiler kurmak onu tanıma anlamına gelmez.

Zira Cumhurbaşkanımız Sn. Erdoğan’ın, “Taliban ile yaşanılan süreç çok sıkıntılı; bu konuda bazı çalışmalar yapıyoruz, onların lideri olanı kabul etme durumum olabilir” şeklindeki açıklaması bu yöndedir.

Ancak, Türkiye şartlar ne olursa olsun mutlaka Afganistan’da olmalı ve inisiyatif kullanma kabiliyetini ortaya koymalıdır.

Çünkü bizim Afganistan da olmamızı gerektirecek birden çok sebep vardır.

Tarihi geçmişimiz, siyasi, kültürel ve de  stratejik alanlar başta olmak üzere iki ülke arasındaki tarihi geçmişten kaynaklanan ortak bağlardan oluşan dostluk ve kardeşlik hukuku orada bulunmamızı gerektirecek en önemli sebepler olarak sıralanabilir.

Bu nedenle Afganistan’daki her gelişme bizi doğrudan veya dolaylı olarak ilgilendirmektedir.

Afganistan yeniden şekillenirken uzakta durmak ve gelişmelere sadece seyirci kalmak suretiyle yetinmek Türkiye acısından son derece tehlikeli ve yanlış olacağı gibi telafisi zor bir yanlış politika olur.

Bir tarihi hatırlatma:

Dost ve kardeş Afgan halkı içinde Özbek ve Türkmenlerin ağırlıkta olduğu soydaşlarımız var.

Soydaşlarımızın sahiplenilmesi bizim asli görevlerimizden olmalı. Burada önemine binaen bir tarihi hakikati hatırlatmak isterim.

Şöyle ki: Kosova, parçalanan Yugoslavya’dan ayrılıp bağımsızlığını elde ettiği süreçte Türkiye müdahil olmasaydı hazırlanan Kosova anayasasında diğer etnik gruplar gibi Kosova Türkleri de devletin kurucu unsurları kabul edilip bu gün elde ettikleri siyasi haklarına da kavuşmuş  olamayacaklardı.

Türkiye, şimdi benzer bir süreci yaşayan Afganistan’da olmalı ve Afganistan’ın istikrara kavuşmasına katkı sağlarken diğer yandan da Özbek ve Türkmen soydaşlarımızın siyasi haklarına kavuşmalarını sağlayacak girişimlerde bulunmalıdır.

Ancak orada bulunmadan, sürece dahil olmadan olmaz. Kim ne derse desin Türkiye, Afganistan’da olmalı ve yönetimi elinde bulunduran güçlerle diyalog halinde olması ‘milli çıkar politikalarımız’ acısından elzem olduğu gerçeği göz ardı edilmemeli.

Ben bu gerçekleri nazari dikkate alarak görüşmelerin devam etmesi, diyalog kanallarının açık tutulması ve de şimdiden ileriye dönük ilişkiler kurulmasından yanayım.

Yeter ki yıllardır süren kardeş kavgası bitsin, akan kan dursun, diğer etnik gruplar gibi soydaşlarımız da insani temel hak ve özgürlükleri ile siyasi haklarına kavuşsun ve yeter ki; Afganistan’da sürdürülebilinir bir istikrar süreci başlatılsın. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yaşar

Türk askeri fırsat için gitmez. Yalnız kardeşlerine yardıma gider.

Cahit

Abd tarafından kandırılmış ve bütün sorunla baş başa bırakılmıştır.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23