• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Koalisyon pazarlıkları ve Türk-Alman ilişkilerinin geleceği

13 Ekim 2021
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Almanya’daki seçimlerde “ülkenin geleceğini şekillendirecek düğüm sandıkta çözülecek” beklentisi maalesef gerçekleşmedi.

Seçimler yapılalı iki hafta oldu, ancak hükümet kurma arayışları ve pazarlıkları devam ediyor ve daha bir süre devam edeceğe benziyor.

Çünkü Almanya seçimlerinde hiçbir parti tek başına iktidar olmayı başaramadı.

SPD’nin CDU/CSU ile yeniden bir “Büyük Koalisyon” hükümeti kurması mümkün, zira her iki partinin meclisteki sandalye sayıları çoğunluk için yeterli. Ancak iki parti de en azından şimdilik bu senaryoya sıcak bakmıyor.

Seçimlerden kıl payı birinci çıkan Sosyal Demokrat Parti (SDP) lideri Olaf Scholz, veya tarihinin en düşük oyunu alarak ikinci olan Hristiyan Birlik partilerinin (CDU/CSU) başbakan adayı Armin Laschet, hükümeti kurabilmek için hem Yeşiller Partisi hem de Hür Demokrat Parti’yi ikna etmesi gerekiyor.

Çünkü Yeşiller Partisi ve liberal Hür Demokratlar Partisi (FDP), koalisyon hükümetini kurma sürecinin anahtar partileri konumundadır.

Yani Almaya üç parti koalisyon hükümeti dönemine geçmiş olacak.

3 partili hükümetin hangi partinin öncülüğünde oluşacağı ve yeni başbakanın kim olacağı henüz belli değil. 

Üç partili dönem için yoğun kulis çalışmaları devam ediyor.

Şimdi gözler koalisyon pazarlıklarında.

Anlaşılan Almanya’nın yeni başbakanını ve hükümetini haftalar sürecek koalisyon pazarlıkları belirleyecek.

Seçimlerde aday olmayan ve siyasete veda etmeye hazırlanan Merkel, emeklilik planlarını bir süre daha ertelemek zorunda kalacak gibi görünüyor.

Çünkü hükümeti kurma pazarlıkları sonuçlanana kadar Angela Merkel başbakanlığa devam edecek.

*

Şimdi, Almanya’da gözler yeni kurulacak koalisyon hükümetine çevrildi. 

Hükümet kurma çalışmaları ve tartışmalarında yeni hükümetin Türkiye ile ilişkilerde nasıl bir yol izleneceği en çok merak edilen konuların başında gelmektedir.

Hükümet pazarlıklarında ve siyasi kulislerde “Berlin-Ankara hattını neler bekliyor?”, “Türkiye ile ilişkilerde yeni dönem nasıl olacak?” sorularına cevap aranıyor.

Almanya’ya 16 yıldır liderlik eden ve şu sıralarda politikaya veda etmeye hazırlanan Şansölye Merkel’in aday olmadığı seçimlerden çıkacak koalisyon hükümeti, Almanya dış politikasında büyük değişimler getirebileceğini sanmıyorum.

Güçlü bir ekonomiye sahip olmasına rağmen bazı özel nedenlerden dolayı Almanya’nın, dış politikada yapabileceklerinin yanında yapmaya muktedir olamadığı önemli konuların da var olduğu bir gerçektir.

Türk-Alman ilişkilerinde geçmişte olduğu gibi olumlu ve olumsuz dönemler yaşanabilir ancak ana akım politik temellerde ve eksen kayması yaşanmaz.

Zira Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkiler son 10 yılda inişli ve çıkışlı yani dalgalı geçse de Almanya, Türkiye için, Türkiye de Almanya için en çok önem olması hasebiyle ekonomik, stratejik ve siyasi ilişkilerde denge karşılıklı olarak korunmuştur.

Bunun bir değil birçok sebebi vardır.

Almanya’da yaklaşık 2 milyon 800 bini aşan Türk Toplumunun varlığının yanında 7 bin Alman şirketi Türkiye’de aktif olarak faaliyette olması ve iki ülke arasında 40 milyon Euro’luk ticaret hacmi söz konusudur. 

Koalisyon hükümeti içinde yer alacak olan Yeşiller başta olmak üzere farklı partilerden Türkiye karşıtı politika güdenler olmakla birlikte Alman devlet politikası ve Almanya’nın çıkarları bazı siyasilerin yanlış politik tavırlarına heba edilemeyeceği bir gerçektir.

Bu gerçeği en iyi bilenlerden biri olan Şansölye Merkel, Alman devletinin çıkarları yönünde hareket etmiş ve Almanya için stratejik önem taşıyan Türkiye ile ilişkiler konusunda genelde olumlu ve uzlaşmacı bir politik yaklaşım sergilemişti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, 16 Ekim’de Türkiye’ye gelecek ve İstanbul’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek olması Türkiye’ye verilen önemin bir ifadesidir.

Alman devlet politikasının gereği, Merkel çizgisinin yeni hükümet tarafından da devam ettirileceği inancındayım.

Çünkü her iki ülke arasında tarihin derinliklerinden gelen siyasi, ekonomik ve de stratejik önem arz eden ciddi ilişkiler vardır. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Yaşar

Hep öyle düşük ama bize en fazla düşmanlık yapan Almanya oldu gizli ve açık Daha rezil olsunlar

Hamdi

İstatistiklere göre Almanya'da Turkiye kökenli 1.250.000 seçmen yaşıyor. Yüzdelik oranlar: Sünni: 63 Alevi: 12 Şii: 2 Digerleri: 7 Muhafazakar oylar çoğunlukla Sosyal Demokrat, Yeşiller ve diğer partilere gidiyor. Türkiye kökenli BİG muhafazakar ve küçük bir parti, üstelik fazla tanınmamış ve etkisiz, etkin bir çalışmayla muhafazakar oyların yüzde altmışını rahatlıkla alır. Muhafazakar secmen hangi partiyi tercih edeceğinde şaşkınlık yaşayıp kerhen Sosyal Demokrat ve Yeşiller'e yöneliyor Muhafazakar Turklerin Almanya'da en az 20 milletvekili parlamentoya göndermesi kesinlikle mümkün. Fakat organizasyon, tanıtım ve bilgilendirme eksikliği çok yüksek.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23