Trabzonsporlular karar vermeli!..
Bordo-Mavililer, Ligin dokuzuncu haftasında Başakşehirle berabere kaldı. Kaybedilen her ne kadar iki puan olsa da, ‘Rakip Başakşehir di!’ sözüne/görüşüne katılmıyorum. Ligin 3., veya 5. haftası olsa tamam dersiniz ama, dokuz hafta geride kaldı. Bu durum, Karadeniz ekibinden beklentilerin ‘cevap’ verememesi manasına geliyor. Ortaya koyduğumuz ‘tezimize’ en güzel cevap, Başakşehir deplasmanında yenilgiden 90+6’da atılan golle kurtulmuş olunması. Bir başka örnek hafta içi Rusya temsilcisi Krasnodar karşısında elde edilen 2-0’lık mağlubiyet. Bu sonuçlarla bir yere varılmayacağını bilmemiz gerekir ki, her maç öncesi ahkâm keserek, duygu yüklü söylemlere kapılmanın önüne geçelim…
MAZERETİ OLAMAZ, OLMAMALI…
Trabzonspor Lig ve Avrupa maçlarında beklentilerin gerisinde kalmasının en önemli etken, kadrosunda istikrar sağlayamaması. Bu durumu futbolcuların sakatlıkları da tetikliyor. Sezon öncesi transferle gerek kalite gerekse sayısal açıdan zengileştirmesi, bordo-mavili taraftarları umutlandrımıştı. Mutlaka maç kazanma adına, Kulübün içine düştüğü ‘borç’ batağına bile, gerekirse göz yumulması anlayışıyla hareket edildi. Öyle olmasaydı, bugün takımın borcu 1 milyar (civarında) olamazdı. Buna rağmen, sahadaki mücadeleye göre ‘bir kazanım, bir kayıp’ türünden maç sonuçları, düşündürücü oluyor. Ne demek istediğimiz ve futbol takımının Şampiyonluk yolundaki kararlı olup/olmadığını, rakiplerin durumuna bakarak anlamak mümkün…
TRİBÜNLER NİÇİN DOLUYOR?..
Hiçbir zaman diğer ekiplerin başarı veya başarısızlığı, gerçeklere gölge düşürmemeli. Kulüp olarak bordo-mavili renklere gönül verenlerin ‘Şampiyonluk’ bekletilerine karşılık verme sorumluluğunun yerine getirilmesi gerekmekte. Buna ancak maç kazanarak ulaşılabilir. Her haftayı bırakın, bir hafta da oynanan iki maçın birisini kaybediyorsanız, her defasında duyguların gerçeklerden uzaklaşarak, hayal aleminde kürek çekmeye devam edileceği manasına gelecektir. Gerçeklerle yüzleşmedikçe, doğruya ulaşmak mümkün olamaz. Bakın maçlarda tribünlere. Başkan, teknik ekip ve sahada görev alan oyuncular topluluğuna güvenen bir Trabzonspor taraftarı var. Her maçta olduğu gibi Başakşehir deplamasnında da takımlarını yalnız bırakmadılar. Çünkü, hasretini çektikleri bir Şampiyonluk var...
ÇIRPINDIKÇA KAPANAN KULÜPLER
Devletimizin resmi yayın organı TRTSpor’da yer alan ‘Futbolumuzun kara deliği; Transfer’ haberi dikatimizi çekti. Atalarımızın günlük hayatta kullandıkları ‘Dilimizde tüy bitti!’ sözüyle bağdaşır ‘transfer’ konusundaki görüşlerimizi bir kez değil, her defasında gündem yapmakta fayda var. Çünkü ‘transfere’ harcanan her bir kuruş, vatandaşa fatura ediliyor. Adı geçen haberin spotunda ‘Üç transfer döneminde tam 336 transfer gerçekleşti…’ ifadeleri yer alıyor. Bir başka gerçekle yüzleşmek istiyoruz. Ligin dokuzuncu haftasında oynanan Beşiktaş’ın Galatasaray’ı yendiği maçta, Teknik Direktör Abdullah Avcı’nın soyunma odasındaki ‘teşekkür’ konuşması gündem oldu. Dikkatimi çeken, Sayın Avcı’nın söylediklerini ‘çevirmenin’ aynı heyacanla, futbolculara aktarma çabası. Siyah-beyazlı kadroda dünyanın dörtbir yanından futbolcu varlığı, bu durumu tetikliyor. Devam edelim…Kulüplerin ligi unutarak adeta transfer yarışına girmeleri, kaosu tetikledi, bu durumda UEFA devreye girdi. Her defasında merak etmişimdir, Türkiye Futbol Federasyonu ve Gençlik ve Spor, Maliye Bakanlığı bu sürece neden seyirci kalmakta! Onlarda mı futbolun ‘yalancı’ heyecanına kapıldılar! Fotoğrafını çektiğimiz bu karenin yansıması nasıl olur? Evet haberde yer aldığı gibi ‘Birçok Anadolu kulübünün kapısına kilit vuruldu. Gaziantepspor,Mersin İdman Yurdu, Malatyaspor, Diyarbakırspor ve Orduspor gibi bir dönemin güçlü takımları sadece tarih sayfalarında ve anılarda yer alıyor…’ Daha ne olsun!.