• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Rakamların dili ve hız kesen ekonomi!

19 Aralık 2018
A


Sedat Yılmaz İletişim:

“Oldu olacak, kırıldı kırılacak” derken yılın son çeyreğini tamamlıyoruz. Ekonomi; büyümelerin düştüğü, enflasyon ve işsizliğin yükseldiği stagflasyon (durgunluk) gölgesine giriyor. İyimserlikten yanayız ancak sanayideki ve genel ekonomideki beklentiler yıllık daralmayı gösteriyor. Cari dengedeki yıllık açığı bir kenara koyup Kasım ayı merkezi hükümet bütçe gerçekleşmesine baktığımızda ikiz açık formasyonunda performansların hangi yöne kayacağı merak konusu!

Enflasyon paralelinde faizler yüksek seyrediyor. Hazine cari ve mer’i faizler ile borçlanmaktan kaçınıyor… Doğru olup olmadığı, ilginin nasıl olacağı tartışılır… Hazine döviz ve altın üzerinden tahvillerle işi idare etme çabasında. Yaz aylarında yaşadığımız döviz ve altında agresif yükselmeler olabileceği ihtimâline karşı sanki tampon tedbirler şart! Dolayısıyla Hazine’nin, döviz ve altına yönelik yaptığı borçlanmaların altından nasıl kalkacağının ipuçlarını da vermesi gerekiyor.

Tabi baş görevi fiyat istikrarı olan Merkez Bankası’nın (TCMB) da söz konusu gelişmelerde nasıl davranacağını iyi hesaplaması lâzım. Mamafih Türkiye’de gerçekleşebilecek bir stagflasyon ortamında TCMB’nin direncini ve ne yapabileceğini görmesi vatandaşın hakkı.

Ekonomide dengelenmenin baskın hâle geldiği bu dönemde TCMB’nin “durgunluk projeksiyonu” yapması ülkenin menfaatine olacak diye düşünüyorum. Projeksiyon yaparken küresel merkez bankalarının bugünlerdeki güvercin söylemleri, TCMB’nin “faiz” ile birlikte stagflasyon bakışına destek verebilir!

***

“Kamu, Maastricht kriterleri çerçevesinde düşük olan borcunu öyle böyle çeviriyor. Asıl borç yükü özel sektörün sırtında” söylemi bana biraz abartılı gelse de “toplam borç stoku” diye bir kavram var ve bu yük tüm Türkiye’nin… Zirâ neticede olağanüstü durumlarda borcu enflasyonla, faizle ve vergiyle vatandaşa ödetiyorlar…

Sevinilen durum, özel sektörün borcunu yılbaşından bu yana 9 milyar dolar azaltması… Ticari krediler hâriç özel sektörün uzun vâdeli toplam borcu 213 milyar dolar… Borcun yarısı finansal kuruluşlara âit… Kısa vadeli borçları da 15,9 milyar dolar… Diğer taraftan 2018 Ekim ayı merkezi yönetim brüt borç stoku da 1 trilyon 83,5 milyar lira (200 milyar dolar). Borcun 494 milyar lirası döviz cinsi… Ülkenin risk primini gösteren CDS’ler de 374 seviyesinde…

Bilhassa borçluluktan sonra kur ayağında dikkat edilecek daha 5 veri var… Denge ortamında sanayi üretimi, işsizlik, bütçe gerçekleşmeleri, cari denge ve Ocak ayında açıklanacak muhtemelen yüzde 20’ler seviyelerinde gerçekleşecek yılın son enflasyon rakamlarını unutmamak lâzım!

Son dönemdeki durgunluğun ana göstergelerinden sanayi üretimi Ekim ayında yıllık yüzde 5,7 geriledi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılsa bile yine yüzde 1,9’luk düşüş gözleniyor. Özellikle imalat sanayiinde yıllık bazda yüzde 6,5’luk küçülme işin fotoğrafını veriyor. Daralan ana kalemler; ara malı yüzde 9,5, sermaye malı yüzde 6,7, dayanıksız tüketim malı yüzde 3 ve enerji yüzde 0,1. Sanayide tek yüz güldüren dayanıklı tüketim malı… Yani yavaşlama iyiden iyiye kendini göstermeye başlamış…

***

Tabi durgunluk işaretinin en önemli göstergelerinden biri de işsizlik… Eylül ayında işsizlik oranı yüzde 11,4’e yükseldi… İstihdamda korkutan genç işsizlik… Yüzde 21,6… Rakam çok yüksek ve geçen döneme göre 1,6 puanlık bir artış var. Sanayiyi de içine alan tarım dışı işsizlik ise yüzde 13,6

Her yıl 1 milyona yakın yeni istihdam gerekirken 2017 Eylül’den bu yılın Eylül’üne kadar 609 bin kişiye iş bulunabilmiş. Çoğu geçici olan hizmet sektörü olmasa istihdam görüntüsü pek parlak değil. Tarım ve inşaat sektöründe istihdam payının giderek azalması işin başka olumsuz tarafı. Durgunluk veya dengelenme döneminde işsizliğin daha da artacağı gözlerden kaçmıyor.

Bakılması gereken diğer veri merkezi yönetim bütçesinde Kasım ayında imar affı, vergi borcu yapılandırmaları ve bedelli askerlik sebebiyle 7,6 milyar lira fazla oluştu… 2017 Kasım ayında da bütçe 8,5 milyar lira fazla vermişti. Gelirler yüzde 25,6 arttı belki ama giderler de yüzde 31 yükseldi. İkizlerden biri olan bütçe açığında Ocak/Kasım dönemindeki rakam 54,5 milyar lira… 2017’de aynı dönemde açık 26,5 milyar lira idi. Mezkûr dönemde 17,3 milyar liralık faiz dışı fazla artsa da yüzde 30 yükselerek 71,8 milyar liraya ulaşan faiz ödemeleri bütçenin son dönemde iyileşmeye yüz tutan manzarasına gölge düşürüyor.

İkiz açıkların ikincisi ise ödemeler dengesi… Çok şükür 3 aydır aylık bazda fazla veriyor. Ekim ayında da 2,7 milyar dolar fazlalık oluştu. Düzeltme, çekirdek fazlanın (enerji ve altın hariç) 6,6 milyar dolar artmasından geldi. 12 aylık cari işlemler açığı ise 39,4 milyar dolar. Yılsonu beklentisi 30/36 milyar dolar arasında değişiyor.

Ekim’de cari dengenin fazla vermesinde; geçen yıl Ekim’de 5,6 milyar dolar açık veren dış ticaret dengesinin bu Ekim’de ithalatın düşmesi, ihracatın artması kaynaklı 799 milyon dolar fazla oluşması ve bir önceki yıla göre 447 milyon dolar artışla 3 milyar dolara ulaşan hizmet sektöründeki döviz girişleri etkili oldu.

Rakamların dili, tüm ekonomik faaliyetlerde yavaşlama olacağını söylüyor. Durgunluktan kademeli çıkışın yolu ise önce sabır sonra mikroekonomi! Üretim ve tüketim meselesi tabanda ve mikro seviyede halledilemezse işin içinden çıkmak oldukça zor!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23