• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Gelecek dönem parlak ancak risklere dikkat!

18 Kasım 2018
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Türk havacılık sektörü ve Türk Hava Yolları’na (THY) bugün de devam ediyoruz. Bu defa bilanço ve faaliyet alanları çerçevesinde sizlere analiz bilgiler vereceğim.

Türkiye’de ana sektörler denilince sanayi, tarım, turizm ve ulaştırma gibi alanlar sıralanıyor. Ne hikmetse havacılık sürekli bir tık aşağıda tutuluyor! Meselâ havalimanı açılışı gibi dev bir yatırım gerçekleşmediği sürece kolay kolay havacılıkla alâkalı haberler, yorumlar hatta araştırmalar basında pek yer bulmuyor. Yer bulsa da ya ulaştırma veya turizm açısından değerlendirmelere tâbi tutuluyor.

Gerçekler ortada… Havacılık sektörü elbette turizmle birlikte yürüyor ama turizmi ateşleyen bir faaliyet olduğu da hiçbir zaman inkâr edilemiyor... Ulaştırmanın bir alt kalemi olarak görülüyor ancak, söz konusu sektörde pivot vazifesi görüyor. Dahası var… Ticareti ve bilhassa dış ticareti (ihracat/ihracat) beslemesi açısından ticaret sahasında… Diğer taraftan yeme/içmeden seyahate, hizmetten tekniğe, inşaattan eğitime kadar birçok sektöre de çözüm ortağı oluyor.

Dolayısıyla havacılık sektörü; turizm, ulaştırma, ticaret ve eğitimi birbirine bağlayan ayrı bir ana faaliyet alanı olarak ele alınsa kanaatimce gelişme ve büyüme adına daha isabetli kararlar alınabilir. Belki de ileride ayrı bir bakanlığa dâhi ihtiyaç duyulabilir.

***

Düşük sayılabilecek bilet fiyatlarına rağmen 81 milyonun tamamını uçağa taşıyabilecek organizasyonları henüz gerçekleştiremiyoruz. 55 adet havalimanımız mevcut ancak havayoluyla karayolu, denizyolu ve demiryolunu istifade edilecek şekilde tam entegre edebilmiş değiliz. Teknolojiyle birlikte evlere ve otellere kadar hizmetler verilse de mâlum faaliyetler spesifik kalıyor.

Türk havacılığını olumlu/olumsuz etkileyen farklı hususlar da var... Karanlık geçen 2016 yılını hepimiz hatırlıyoruz. Ana pazarlarla ilgili politik ilişkileri ve güvenlik algısını 2017 yılında ancak düzeltebildik… Rusya kaynaklı talepteki yükselişle birlikte Avrupa’nın desteğiyle toparlanabildik.

Müteâkiben Ağustos’tan itibaren Türk Lirası’ndaki değer kaybının turizmde yabancı turistler tarafından avantaj şeklinde algılanması ve son dönemde ABD ile olan iyi ilişkiler havayolu taşımacılığımıza katkı vermedi değil. Ardından 29 Ekim’de ilk etabı hizmete giren İstanbul Havalimanı’nın Türk havacılık sektörünün büyüme ivmesine yönelik itici güç olacağı da tartışmasız.

Elbette sektörün önünde riskler mevcut… Kısaca sıralayayım… Politik işlerde bozulma, petrol fiyatlarında sert yükselişler, güvenlik algısında kötüleşme, havalimanlarıyla alâkalı kapasite sorunlarının sürmesi ve nitelikli personel yetersizliği dikkat edilmesi gereken hususlar!

***

Anti parantez, dün de ifade etmiştim… Ülkemizdeki yüzde 17,3 olan dış hat yolcu sayısındaki artış yüzde 8 olan dünya ortalamasının 2 kat üzerinde. 200 bine ulaşan personel ve 2017 verilerine göre 70 milyar lirayı geçen ciro da havacılık sektöründeki büyümenin ne kadar yüksek olduğunun işareti.

Zirâ 2016 yılında iç hatlardaki 103 milyon yolcu sayısı bir yıl sonra yüzde 7 artışla 110 milyona, 71 milyon olan dış hat yolcu sayısı yüzde 17 artışla 84 milyona ulaştı. Transit yolcu sayısıyla geçen yıl toplamda 194 milyona yaklaşan büyük bir yolcu sayısı ortaya çıktı. Bu yıl ise toplamdaki yolcu sayısının 220 milyona ulaşması bekleniyor. 2020 yılı hedefi ise 250 milyon yolcu.

Sektör lideri THY’den bir örnek vereyim… Bu yılın ilk on ayında yüzde 25 büyüyen Turkish Cargo’daki kargo ve posta hizmetlerini bir kenara koyuyorum, milli şirkette sâdece transfer yolcu sayısında yüzde 7 ve yurt dışı yolcu sayısındaki yüzde 8’lik artış bile mevcut potansiyele âit yüksekliğin fotoğrafını veriyor.

Yine örnek olması açısından THY’nin 2018 yılı üçüncü çeyrek bilançosunu paylaşayım… Her şeyden önce THY bu yılın 9 aylık döneminde kuvvetli operasyonel bir sonuca ulaşmış… Giderlerini tahminlerin altında düşürmüş… Şirket, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20’lik ciro artışı yakalarken 9,9 milyar dolar satış geliri yapmış.

***

THY yine 9 aylık dönemde 4 milyar 83 milyon lira, dolar bazında 755 milyon dolar net kâr etmiş ve kârını 3 kat artırmış. Şirket ayrıca artan talep ve birim gelirleriyle birlikte yükselen petrol fiyatlarına rağmen 1 milyar 149 milyon dolar da esas faaliyet kârı elde etmiş.

THY’deki FAVKÖK (Faiz, vergi, amortisman ve kira öncesi kâr-EBITDAR) bu yılın ilk 9 ayında yüzde 16 artarak 2,8 milyar dolar seviyesine yükselmiş ve FAVKÖK marjı da yüzde 28 olarak gerçekleşmiş…

THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı da yılın 3’üncü bilanço sonuçlarını “rekor” olarak tarif ediyor ve tüm THY çalışanlarına teşekkür ediyor.

2017 yılında yakaladığımız düzelme, söz konusu minvalde devam ettiği ve saydığım riskler ortaya çıkmadığı sürece gelecek dönemin, havacılık sektörü açısından parlak geçeceği bir hakikat.

Haydi, hayırlısı diyoruz! 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23