• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Sedat Yılmaz
Sedat Yılmaz
TÜM YAZILARI

Enflasyon ve faize karşı duruşu merak eden çok!

21 Temmuz 2018
A


Sedat Yılmaz İletişim:

Yeni ekonomi yönetimi marşa bastı, motor çalıştı… Şimdi istikamet belirleme dönemi… Araç eski usul tecrübelere dayanarak manüel mi yürütülecek? Yön bulmada navigasyon kullanılacak mı? Teklediği için birçok parçası değiştirilen ve segman attırılan motor randıman verecek mi? Hep birlikte göreceğiz!

Ülkemizin elbette sorunları var, ancak çözümleri de yok değil… Önemli olan işin üzerine planla, programla, sabır ve metanetle gidebilmek. Ekonominin patronu Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak şimdi yeni Orta Vadeli Program (OVP) ve 2019 bütçesini hazırlamakla meşgul. Özellikle kısa süre içinde açıklanması beklenen OVP ile ekonomideki yeni yol haritası daha netleşecek. Albayrak dönemi yeni plan, yeni program ve yeni paketler süreci olacak.

Sanayide sermaye ve ara malı meseleleri can sıkıyor. Tarımda katma değerli ürün eksikliği ve sorunlar yumağı, borçlanmalara rağmen işi ithalatla çözme anlayışı, diğer taraftan uluslararası pazar bulmada yüksek mücadeleler veren ihracatçılar ve beraberinde istihdama yönelik baskılar, makro planda enflasyon ve kur denkleminde denge arayışları Bakan Albayrak’ı fevkalâde zorlayacak!

***

Nitekim TOBB verilerine göre, 2018 yılı ilk altı ayında kurulan şirket sayısı, 2017 yılının aynı dönemine göre yüzde 27,44 artmasına karşılık 2018 Haziran’da kurulan şirket sayısında bir önceki aya göre yüzde 32,67 sert düşüş olması düşündürücü değil mi? Geçen Mayıs’ta kurulan şirket sayısında yüzde 3,15, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısında yüzde 8,50 azalış tespit edilmişti…

Haziran’da kapanan şirket ve kooperatifler de hatırı sayılır cinsten… Kapanan şirket ve kooperatiflerin 256’sı toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 124’ü inşaat, 76’sı da imalat sektöründe yer alıyor. Kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 532’sinin toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 184’ünün inşaat, 107’sinin imalat sektöründe olduğu görülüyor.

Reel sektörün yanında finans sektörü de sıkıntılar yaşıyor. Rasyolar belki standardın üzerinde ama yüksek faiz ve enflasyon ortamında kaybolan ciddi kaynaklar, ekonomiyi beslemede çoğu kez yetersiz kalıyor. Kamu Garanti Fonu (KGF) da olmasa makineler yağsızlıktan bağırıp, çağıracak!

***

Herkes gibi Merkez Bankası (TCMB) da kabul etti ki, enflasyon birinci sorun olarak ekonomide başköşeye oturdu. Üreteni de, finansçısı da enflasyondan mağdur… Enflasyonu halledemezsek faiz enkazının altında kalma riski fazla. Bakan Albayrak, TCMB Başkanı Murat Çetinkaya ile Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te 21 – 22 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek G-20 toplantılarına katılacak. G-20, Albayrak’ın ekonomiden sorumlu bakan olarak katıldığı ilk uluslararası toplantı… Şimdi yeni kabine dış kaynağa daha yakın sanki…

Ardından 24 Temmuz’da TCMB’nin PPK toplantısı var. Özellikle faizde yönün nasıl belirleneceği ve enflasyona karşı nasıl bir koruma kalkanı oluşturulacağı PPK toplantısının ana gündem maddeleri... Bilhassa dış kaynak sadedinde en çok merak edilen de, yeni kabinenin enflasyon ve faize karşı duruşu… Yeni kabine bakalım, yabancı fonların önünü nasıl açacak, açabilecek?

***

TCMB’nin dün de bahsettiğimiz gibi yılsonu TÜFE beklentisini yüzde 12,28’den yüzde 13,88’e yükseltmesi, enflasyon ve faiz ateşinde bir müddet daha yanacağımızın habercisi. Yılın ikinci yarısından itibaren başlaması beklenen ekonomik durgunluğun bile enflasyonda hızı kesmeyeceği gözleniyor. Enflasyonu frenlemenin yolu, talebi kısmak. Ancak bizdeki enflasyon da kur kaynaklı… Zaten kur meselesi çözülebilse enflasyonda yol yarılanmış olacak.

Deniyor ki, kurdaki yükselişi önlemenin yolu faizleri yükseltmekten geçiyor. Tamam o zaman, son olarak 500 baz puan faiz artırıldığı halde dolar bugün niçin 5 lira olmak için kendini yırtıyor? Seçim ve yeni kabine heyecanı bile kuru baskılamaya yetmedi. Dolayısıyla 24 Temmuz Salı günü TCMB’den 100 – 150 baz puan faiz artışı bekleyenlere şaşmamak elde değil.

Merkez Bankası’nın yerinde ve zamanında faiz müdahalelerini yapamadığına ve döviz fiyatlarını azdırdığına dair eleştirilere katılıyoruz ama faiz artırarak da bu işin çözüleceğine inanlardan değiliz… Susayan adama tuzlu verirseniz, daha fazla su içmek ister… Faiz artırmak yerine, kurun yükselişini körükleyen odaklara dair önlemler alınsa kanaatimce daha yerinde olur.

***

Borçtan veya başka bir nedenle döviz ihtiyacı olan şirketlere veya kurumlara “serbest piyasa gereği” diyerek yüksekten döviz satarak nemalananlara bir el atmak gerekiyor, diye düşünüyorum. Mesela döviz, karaborsacı (eski dilde ihtikâr) mantığı ile dolaşımda tutulmamalı. Tutulmasına da müsaade edilmemeli… Bankalardaki döviz mevduatına bir disiplin getirilmeli… Kur artık bir kazanç, bir para kazanma aracı olmaktan çıkarılmalı… Açıkçası kur rejimi lâyık-ı veçhile uygulanmalı ama sıkı bir denetime de tâbi tutulmalı, diyorum.

Büfelerden veya bankalardan döviz alan vatandaşa sorun… “Niçin dolar alıyorsun?” diye… Alacağınız cevap genellikle şöyle: “Paramı enflasyona karşı koruyorum… Kurla artan borcumu döviz alarak minimize ediyorum… Döviz borçlarımı ödüyorum… Türk parası kullanmıyorum…”

İyi de “Döviz alarak zaten enflasyonu yükseltiyorsun, elindeki parayı döviz alsan da koruyamıyorsun ki” diyen bir Allah kulu yok!

İşte kur ve enflasyon meselesini çözmenin yolu bu soru ve cevapların içinde saklı…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23