• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Muharrem Güneş
Muharrem Güneş
TÜM YAZILARI

Filistin halkı değişimin umut ışığı

03 Nisan 2018
A


Muharrem Güneş İletişim: [email protected]

Filistinliler 1948 yılında düşmanın zulmü altında mülteciliğe mahkûm edildi. Aradan geçen 70 yıl onları geri dönüş haklarından vazgeçirmedi. İşgalcilerin artarak devam eden zulmüne rağmen atalarının çıkarıldıkları topraklara geri dönmekten asla vazgeçmediler. Filistinliler kitlesel bir şekilde, geçtiğimiz Cuma gününden bu yana çok sayıda sınır bölgesine gelerek sınırın ve dikenli telin heybetini kırdılar.

18 şehit, 1700 civarında yaralının olduğu geri dönüş yürüyüşünü bastırmak için silahsız sivillere karşı siyonistlerin aşırı güç kullanması, Filistin işgalinin üzerinden geçen 70 yıla rağmen Siyonist varlığın yaşadığı korku, terör ve panik psikolojisini yansıtıyor. 

İsrailli muhalif solcu yazar Gideon Levy orantısız güç kullanımını şöyle yorumladı: “İsrail halkına göre Filistinlilerin öldürülmesi, sivrisinek öldürmekten daha kolaydır ve İsrail’de Filistinlilerin kanından daha ucuz bir şey yoktur. Nitekim savunma bakanı Liberman, işgal ordusuna karşı yapılan eleştirileri reddetti: «İsrail askerleri gerekeni yaptı. Bence tüm askerlerimiz madalyayı hak ediyor» dedi.

Ha’aretz gazetesi yazarı Amira Hass; “Ordu, uluslararası hukukun ihlal edilmesine ve sivillere ateş açılmasına izin veriyor, çünkü halk bunu doğal bir savunma operasyonu olarak kabul ediyor. Basit kınama mesajlarına rağmen dünya devletlerinin hükümetleri, İsrail hükümeti için caydırıcı güçte değil. Fakat geri dönüş yürüyüşünü yapan siviller İsrail›e ve dünyaya; Gazze halkının muhtaç, fakir insanlar olmadığını, aksine kendi davalarına sahip çıkan siyasi farkındalık sahibi insanlar oldukları mesajını ilettiklerini” söyledi.

Filistinliler topraklarına geri dönüş hakkı için canlarını ortaya koyduğu esnada birileri de Filistinlilere ihanet etmek için boş durmuyordu. Trump’ın damadı ve danışmanı Jared Koşner, sözde “yüzyılın anlaşması” konusunu görüşmek üzere Washington’da Suudi Prensi Prens Muhammed bin Selman ile saatler süren görüşmeler gerçekleştirdi. 

Karşı devrim ülkelerinin yöneticileriyle yakın ilişkisi olan İsrail’in en önemli müttefikleri olan Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Libya’da yaşanan gelişmeleri hatırlamak yeterli olacaktır. İsrail hükümet kaynakları, İngiliz gazetesi Middle East Eye’nin ortaya attığı Libya’da darbe gerçekleştiren General Hafter’in güçlenmesi ve ülkeyi tamamen ele geçirmesi için doğrudan doğruya askeri destek verdikleri iddialarını doğruladı.

Ayrıca işgal devleti, yönetimin Suriye’de halkı temsil eden bir rejime geçmesini istemiyor, Esad’ın hayatta kalmasını tercih ediyor. Esad’ın yönetimde kalması gerektiğine dair bir açıklama da geçenlerde Suudi prensten gelmişti. Tümü İsrail’in güvenliği için söz birliği yapmış gibi birbirlerinin beyanatlarını tekrar ediyorlar.

İslami Direniş Hareketi›nin (Hamas) eski Başkanı Halid Meşal, İstanbul’da pazar günü son yaşananları değerlendirdiği açıklamasında, “Netenyahu bölge ülkelerinde çıkardıkları krizlerden yararlanarak Filistin davasını sona erdirmek istiyor. Zannediyor ki bu ortamda Filistinliler karşı duracak gücü bulamayacak. Oysa ki biz ne geri dönüş hakkından vazgeçecek ne işgalin meşruluğunu kabul edecek ne de ‘Yüzyılın Anlaşması’ adı altında kuşatmaya teslim olmayacağız” dedi.

İşgal yoluyla gasp edene rahat hakkı olmadığı gibi, gerçekte hak sahibi olanın boyun eğerek teslim olma hakkı yoktur. Nitekim Filistinliler bu gerçeğin idrakindeler. Elindeki sapa üst üste dört Filistin bayrağı takan genç, “neden dört bayrak?” sorusuna bütün kalbiyle şöyle cevap verdi: Biri büyükbabam, diğeri babam, üçüncüsü benim için ve dördüncüsü oğlum için ... Böylece bir kuşağın emaneti devralıp, sonraki kuşağa taşıma bilincini haykıran bu genç işgalcilerin bu topraklarda hayatta kalmalarının mümkün olmadığının dersini vermiş oluyordu.

Arap halklarının kurtuluşu ile Filistin’in kurtuluşu arasındaki ilişkiyi vurgulamaya gerek yok sanırım. Değişimin İsrail’e kalkan olan Arap ülkelerinden başlaması zaruret haline geldi. Zaten darbelerle karşı devrime destek vermeleri bundandır. Arap ülkelerinin yöneticileri zillet bataklığına battıkça, her şeye rağmen Gazze Şeridinden yükselen ışık, hayatın heyecanını ve kaybolan umut ışığını yeniden geri getirdiği gibi işgalcilerin korkulu rüyası olmaya devam ediyor.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23