Türkiye suikastı ortaya çıkarmada geç mi kaldı?
Bazı kişiler Türkiye’nin Kaşıkçı suikastını ortaya çıkarmakta geç kaldığını iddia ediyor. Türk istihbaratı nasıl olur da bu kadar açık bir olayı ortaya çıkarmaz. Aslında olayın yaşanma şeklinin amacının Türkiye’yi zor durumda bırakmak olduğu çok açık.
Öyle zannediyorum ki, Türkiye bu krizi yönetme konusunda acele etmeyerek gayet akıllıca hareket etti. Bu sürecin uzaması neticesinde suikast hakkında sorulan sorular ve ortaya çıkan bağlantılar meseleyi Suudi Arabistan’ı veya Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele olmaktan çıkardı.
Suudi Arabistan’ın gün geçtikçe kendini yalanlayan açıklamalarının yanı sıra Trump’ın aslında neyi hedeflediğini kendiliğinden deşifre etti. Türkiye’nin herhangi bir açıklama yapmasına gerek kalmadan…
Ayrıca uluslararası bütün medya Türkiye’ye odaklandı. Türkiye düşmanı Muhammed bin Selman ve akıl ortağı bin Zayid Türkiye’nin ekonomisinin gerilemesinde parmakları olan, 15 Temmuz darbe girişimini fonlayan kişiler olduğu bilinen bir gerçek. Bu süreci bütün bölgenin maslahatına uygun bir fırsata dönüştürme imkanını gözden kaçırmamak gerekir.
Oysa Suudi Arabistan’ı elli yıl yönetmeye istekli olduğunu bir Amerikan kanalına söyleyen Muhammed bin Selman’ın dünyadan gelen tepkiler üzerine yakın gelecekte iktidardan edilmesi sonucunu doğuracağını gösteriyor.
Halihazırda Londra’da yaşayan Prens Ahmed bin Abdülaziz’i, Muhammed Bin Selman’a karşı alternatif olarak uluslararası çapta hareket etmeye ikna etmek için krallık ailesi içinde güçlü çabalar var.
Öte yandan Suudi’nin Washington büyükelçisi prens Halid bin Selman’ın abisi Muhammed bin Selman yerine veliaht prens olarak tayin edilmesi çabaları da var. Ancak Halid’in de Kaşıkçı suikastında parmağı olduğu dile getirildiği için Batı tarafından kabul görmüyor.
Kaynaklar prens Halid’in abisi Bin Selman’ın Kaşıkçı’yı ortadan kaldırma niyetini bildiğini ve bu nedenle de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki büyükelçilikten talep ettiği belgelerin kendisine verilmesini kasıtlı olarak engellemek için elçilik personeline talimat verdiği, belgeyi alması için İstanbul Konsolosluğu’na yönlendirildiğini belirtiyor.
Halid bin Selman, ABD yönetiminden ve ABD Kongresi içindeki yetkililerden doğrudan hesap verebilirlik korkusu nedeniyle Washington’u aynı gün terk edip Riyad’a gitti.
CNN televizyonunun aktardığı bilgiye göre ABD’de öne çıkan bazı senatörler Trump’ı fena halde köşeye sıkıştırmışa benziyor. Kıdemli senatörlerden Cumhuriyetçi Bob Korker, “Prens Muhammed bin Selman, Katar kuşatması ve Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin tutuklanması da dahil olmak üzere göreve başladıktan sonra pek çok hata yaptı, Kaşıkçı’yı öldürerek sınırı aştığını” söyledi.
Aynı şekilde, Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, “Suudi Arabistan’ın veliaht Prensi’nin onayı olmadan bir gazeteciyi öldürmek için 15 kişiyi göndermek mümkün değildir” diyerek, Suudi’nin açıklamalarının kati surette inandırıcı olmadığını ve bu açıklamaları “hakaret” olarak kabul etmek gerektiğini belirtti.
Öte yandan, CIA eski müdürü John Brennan, MSNBC haber kanalına verdiği röportajda, Suudi Arabistan’daki kraliyet ailesinden biri olan Kral Salman’a, oğlu Muhammed’in bu “pervasız, acımasız ve korkunç iş” emrini veren kişi olduğunu ilan etmesinin kendisinden beklendiğini ve eğer veliaht prens kraliyet için kanserse, o zaman kanseri ortadan kaldırmanın bir yolu olmalı” dedi.
El Cezire televizyonu da Demokrat ve Cumhuriyetçi kongre üyeleri ve daha birçok etkili kişi tarafından yapılan açıklamaların, ABD Başkanı Donald Trump’ın Suudi yetkililer hakkında çelişkili yorumlar yaptığı konuşmasını etkilediğini ve bu baskılar nedeniyle açıklamalarını değiştirdiğini söyledi.
Türkiye, meselenin bütün boyutlarıyla ortaya çıkarılmasını bir namus borcu olarak görüyor. Bugün Cumhurbaşkanı tarafından yaşananlar hakkında detaylı açıklamalar yapılacak.
Muhammed bin Selman’ın birinci derecede sorumlu olduğu açıklandıktan sonra bakalım netice ne olacak? Hep birlikte göreceğiz.