• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Seçimler ve gerçekleri

30 Ocak 2019
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

“31 Mart seçimlerini kim kazanacak?” sorusu herkesin kafasını meşgul ediyor. 

Net olarak bir cevap bulmak mümkün değil. Unutulmasın ki, “siyasette 24 saat çok uzun süredir” ifadesi boşuna söylenmiş bir söz değildir. 

Ancak, sosyo-politik gidişat, ekonominin süreç içindeki seyri ve sürekli değişen iç ve dış siyasi dengelerin sonuçları, seçmeni etkileyeceği bir gerçektir. 

Değişen toplumsal tepkiler ve beklentiler de bu gerçeğe işaret ediyor.

Bunu bilen siyasi parti liderleri ve yönetim kadroları, ne kadar rahat görünmeye çalışsalar da, gerçekte ise hiç de rahat değillerdir. 

Yerel seçimler, yeni sistem üzerine devam eden tartışmalar nedeniyle de belki yakın tarihimizin en kritik siyasi mücadelesi olacak.

*

Herkes birbirine muhtaç

İttifaklar yeni sistemin getirdiği bir zorunluluk olmuştur. 

Çünkü, siyasi partilerin başarılı olabilmesi Türk siyasi tarihinde ilk kez “ittifak” beklentisine dayanıyor...

AK Parti her seçimde, oylarını artırarak tek başına iktidarda kalmayı ve yerel yönetimlerde de bu başarısını elde tutmayı başarmıştır. 

Şimdi, 24 Haziran’daki başarısını yerel seçimlerde de sürdürerek iyice güçlenmeyi amaçlayan Ak Parti, özellikle İstanbul ve Ankara üzerinde dikkatle duruyor... 

Ayrıca Antalya, Bursa, Mersin, Hatay ve Adana başta olmak üzere Karadeniz, Orta Anadolu ve Güneydoğu illerinde Ak Parti eski gücünü kaybetmemeyi hedefliyor.

Ancak AK Parti’nin, artık tek başına bu başarıyı elde edemeyeceği görüşü ağır basıyor.

Bunda (dış güçlerin ekonomimize yönelik operasyonları ve terör üzerinde sürdürülen asimetrik savaşın büyük etkisi var olduğu gerçeği unutulmamalı) AK Parti, bu nedenle MHP ile birlikte ‘Cumhur İttifakı’na razı olmuştur.

Hukuk dışı bazı güç odaklarının yönlendirmesiyle MHP’nin sarsılan prestijini geri getirmek zorunda kendini hissetmiyor. Bu süreci AK Parti hükümetinin desteğiyle aşabildiği gibi bu seçimlerde de 15 Temmuz FETÖ ihanetine karşı ‘Önce vatan ve Milletim’ sloganıyla oluşturulan ‘Milli Uzlaşma’nın devamı yönünde AK Parti ile Cumhur İttifakı’nda beraber oldu.

Ayrıca MHP, yeniden toparlanmak ve yerel yönetimlerde de Cumhur İttifakına verdiği destekle sonuçtan kendine düşen payı almak istiyor. 

***

İttifakın gizli ortağı HDP

...Bir diğer ittifak cephesinde CHP ve İP arasındaki pazarlıklar açıktan yürütülse de artık herkes biliyor ki; ittifakın gizli bir diğer ortağı Kandil’den talimatlar alan HDP’dir. 

CHP’nin HDP ile bazı bölgelerde güç birliği yapacağına yönelik bir bilgi notu gizlilik içinde iki partinin yönetim kadrolarına bildirilmiş ve parti tabanının bu doğrultuda yönlendirilmesi isteniyor.

Kılıçdaroğlu, bu seçimde bir şeyler kazanmak zorundadır. Aksi halde kılıçlar çekilmiş bekleyenler var. 

Eğer CHP, İstanbul ve Ankara’dan birini alamaz, Karadeniz, Orta Anadolu, Ege ve Güneydoğu illerinde istenilen başarıyı elde edemez ise işte o zaman Kılıçdaroğlu’nu o çok güven duyduğu ve onu CHP’nin başına geçiren o karanlık güçler de kurtaramaz. 

Onun için Kılıçdaroğlu, bölücülerle işbirliğini ve egemen devletlerin güç odaklarından dahi yardım almayı mubah kabul ediyor.

O sebeble merkez sağ kökenli siyasileri farklı ideolojilere sahip oldukları halde CHP’den aday gösteriyor. 

Çünkü o, koltuğunu kaybetmemek için her türlü kirli pazarlık ve ayak oyunları ile Bizans entrikalarına başvuruyor.

Kısacası, bu seçim onun kader seçimi olacak.

İP lideri Meral Akşener hanımefendiyi de Kılıçdaroğlu’nu bekleyen sonuca benzer bir akıbet beklemektedir. 

Girdiği ilk seçimde hüsrana uğramış ve partisinin aldığı oyların gerisinde kalmıştı. Oyunlarla tekrar genel başkan koltuğuna oturmuş ancak bu seçim de tatmin edici bir sonuç alınmaz ise Meral hanım bir büyükanne olarak evinin yolunu tutmak zorunda kalacaktır.

AK Parti ise İstanbul ve Ankara’yı kaybeder, ülke genelindeki gücünü sarsacak bir netice alır ise AK Parti için de son görünüyor demektir. 

17 yıllık tek başına hükümet olmak, iç karşı dinamiklerle uğraşırken, emperyalist devletlerin ekonomimizi hedef alan operasyonlar, terör üzerinde sürdürülen kuşatma ile baskı politikaları üzerinde sürdürülen asimetrik savaşa direnmek kolay değil.

Ancak AK Parti tüm olumsuzluk şartlara rağmen Türkiye’nin birinci partisi olmaya devam edecek kanaatindeyim.

Ak Parti’yi zayıflatan ne CHP’dir ne de diğer muhalif güçlerdir. AK Parti’yi AK Partiliyim diye geçinenlerin ayak oyunları ve fırıldaklıklarıdır. 

Hangi sonuçlar hangi siyasi partiyi nasıl etkileyeceğini 29 Mart gecesi anlamış olacağız. 

Dileriz ki, yanlış ve eksikliklerine rağmen milli ve yerli olan partilerin başarılar elde etmeleridir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23