• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

İşgal, ihanetler ve ‘yüzyılın tükürüğü’

27 Temmuz 2019
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Mescid-i Aksa Camii’ne yapılan sistematik ihlallerine aralıksız devam eden işgalci İsrail, son olarak  Doğu Kudüs’ün Vadi el- Hummus mevkiinde yeniden başlattığı yıkım faaliyetinde Filistinlilere ait yüzlerce evi yerle bir etti. 

Direnen Filistinlilere karşı orantısız güç kullanıldığı gibi yüzlercesi tutuklandı, tutuklanıyor.

Kısacası, yine İsrail, yine yıkım, yine saldırı ve yine terör…

Diğer bir ifadeyle; yine İsrail, yine kan ve gözyaşı.

Bu yaşananlar elbette çok acı ancak, daha da acı olan, Filistinlilerin evleri yıkılırken ve direnen Filistinliler ağır saldırılara maruz kaldığı o esnada, İsrail’e bir ihanet ziyareti gerçekleşmiş olmasıydı.

O ziyaret sıradan bir ziyaret değildi ve o ziyareti gerçekleştirenler de sıradan kişiler değillerdi.

İşte asıl acı veren tarafı da burası.

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın daveti üzerine Suudi Arabistanlı ve Iraklıların da bulunduğu 6 kişilik Arap gazeteci grubu İsrail’i ziyaret ediyordu.

Önce İsrail Meclisi’nde ağırlandılar. 

Onlara bazı telkinler yapıldı ve işbirlikçiliğin ve satılmışlığın payesi olarak onlara ‘altın kalem’ hediye edildi.  

Bu satılmışlar, İsrail’in özel güvenlik ekiplerinin eşliğinde Batı Kudüs’te bulunan “Yad Vaşem” (Yahudi soykırım müzesi) ve Kudüs’teki kutsal mekanları ziyaret etmişler. 

Bu hainlerden biri olan Suudi Arabistanlı gazeteci Muhammed Suud Zeyd, işgal altındaki Doğu Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’yı ziyaret etmek için diğer satılmışlardan ayrılmıştı. 

Suud Zeyd, Mescid-i Aksa’ya doğru yürüdüğünü gören Filistinlilerden beklemediği sözlü hakaretlere maruz kaldı. 

Filistinliler tarafından kovuldu ve Harem-i Şerif’in avlusundan çıkarıldı.

Bütün bunların yanında tüm Filistin halkının duygu ve düşüncelerini özetleyen en anlamlı eylemi ise 12 yaşındaki bir Filistinli erkek çocuk gerçekleştirdi. 

Akıllardan çıkmayacak kadar etkili bir tarihi tavır olan o protesto eyleminin görüntüleri sosyal medyada paylaşım rekorları kırdı, kırıyor. 

O Filistinli erkek çocuk, Şunu herkes bilsin ki, Kudüs Filistin’in başkentidir ve Mescid-i Aksa da sadece Müslümanlarındır. Filistin davasını satan ajanların burada yeri yoktur” şeklinde yumruğunu sıkarak haykırdı ve sonra var gücüyle havaya zıplayarak, Suudi Arabistanlı gazeteci Muhammed Suud Zeyd’in yüzüne tükürdü.

İşte bu tükürük, ‘Yüzyılın Tükürüğü’ olarak tarihe geçti. 

Çünkü o tükürük sıradan bir tükürük değildi.

Kin ve nefret yüklüydü ve ihanete bir cevap niteliğindeydi.

O küçük adam, sadece Suudi Arabistanlı gazeteci Muhammed Suud Zeyd’in değil, işgalci İsrail yöneticilerinin ve onlara destek verenlerin ancak özellikle de Filistin davasını satan işbirlikçi Arap despotlarının yüzüne tükürmüş oldu. 

O küçük adamı “yüreğine ve ağzına sağlık” diyerek kutluyorum.

Cesur ve anlamlı olan eylemini takdir ediyor ve alkışlıyorum.

Zira o bunu fazlasıyla hak etti.

Onu görünce, işgalci İsrail tanklarına karşı taş atarak direnen Filistinli çocuklar ile İsrail askerlerinin üzerine yürüyen onlara kimi zaman tekme kimi zaman yumruk atan o Filistinli kız çocuğu Ahed et-Temim, aklıma geldi. 

Dünya onları, ‘Tanklara karşı taşla direnen Filistin’in çocukları olarak hep hatırladı.  

O sarışın saçlı küçük kızı ise, “Filistin askerine yumruk atan korkusuz Filistinli küçük kız” olarak tanımıştı. 

Şimdi ise henüz adı bilinmeyen ancak görüntüleri büyük hayranlık uyandıran o 12 yaşındaki Filistinli çocuğu, ‘hainlerin yüzüne tüküren cesur ve onurlu protestocu çocuk’ olarak bilecektir. 

Onlar, küçücük cüsselerinde korkusuz büyük yürek taşıyan sembol direnişçilerdir.

Onlar küçük, ancak haklı davanın büyük savunucularıdır. 

Tarih ve insanlık onları, ‘Filistin direnişinin cesur çocukları’ olarak bilecek, tanıyacak ve de anacak.

Onların, o anlamlı eylemleri ‘özgürlük mücadelesinin direniş ruhu’ olarak hafızalarda hep yaşayacak…

Yıllardır bitmek bilmeyen İsrail işgali ve mezalimine karşı sürdürülen o şanlı direniş,  böylesi cesaret sembolü direnişçi çocukları da yetiştirmiş ve de yetiştirecektir. 

Yetiştirmeye devam edecek diyorum. 

Çünkü, bu işgal ve saldırılar ve ihanetler ne ilktir ne de son olacaktır.

Direniş ise, o işgal ve saldırılar ile kardeş ihanetlerine rağmen tavizsiz sürecektir. 

İşgalci Siyonist İsrail’i ve onun destekçileriyle Filistin davasını satan işbirlikçi Arap diktatörlerini lanetliyorum. 

İşgale karşı sürdürülen o mücadeleyi, tanklara karşı taşla direnen, işgalci güçlerin üzerine yumruğunu sıkarak yürüyen ve hainlerin yüzüne tüküren Filistinli çocukların direniş ruhunu selamlıyorum…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23