• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Mehmet Koçak
Mehmet Koçak
TÜM YAZILARI

Devlet yönetme kabiliyeti ve Erdoğan farkı

03 Ekim 2020
A


Mehmet Koçak İletişim: [email protected]

Başkan Sn. R. Tayyip Erdoğan’ın

“Bu bölgedeki kalıcı barışın yolu Ermenistan’ın işgal ettiği her karış Azerbaycan toprağından çekilmelerinden geçiyor. Bu haydut devlete destek verenleri kendilerine insanlığın ortak vicdanı önünde hesap sorulacağı konusunda ikaz ediyorum” şeklindeki açıklaması gerçekten günün anlamını ifadesi bakımından çok anlamlıydı.

Ayrıca; “Eğer barış ve huzur isteniyorsa Ermenistan’ı yöneten ve yönlendiren güç odakları hem bu yanlışlarından vazgeçmeli hem de piyonları Ermeni çetelerini dizginlemelidir. Aksi halde ateşkes çağrılarıyla Azerbaycan’ın ilerleyişini durdurmaya çalışan o ülke ve güç odaklarına rağmen gereği yapılacak” anlamına gelen bu mesaj bir kararlılık ifadesi taşıyor.

Ayrıca, 30 yıldır oyalayıcı politikalarıyla Ermeni işgalinin devam etmesine destek olanlar, bu mesajla “böyle geldi ancak böyle devam etmeyecek” olduğunu anlamaları ve içinde bulundukları yanlış politik tavırlarından dönmeleri için bir uyarı niteliğindeydi.

Ben bu konuşmayı dinlerken, Azerbaycan’ın içinde bulunduğu imkansızlıkları ve yaşanan ihanetleri bir anda hatırlar oldum. 

İşgal esnasında Bakü’de kendisiyle görüştüğümde rahmetli Elçibey çok üzgün ve sıkıntılıydı. 

Zira emperyalist güç odaklarının kışkırtmaları sonucu ülkesinin içinde bulunduğu siyasi kaosun yanında Ermeni işgali devam ediyordu.

Ne, dış destekli ihanetleri önleyebilecek kadrolara sahipti ne de işgali durduracak eğitimli ve askeri donanıma sahip bir ordusu vardı. 

Eğitimsiz, demode olmuş elinde derme çatma silahlarıyla gönüllülerden oluşan bir halkı gücü ise sivilleri korumaya çalışıyordu.

Böyle bir ortamda kendisiyle görüştüğümde “Türkiye’den beklentiniz nedir?” diye sorduğumda. “200 milyon dolar kredi istedim vermediler. Rus destekli Ermeni saldırıları karşısında Kelbecer’den sivilleri tahliye etmek için Türkiye’nin yanında komşu ülke diyerek Rusya ve İran’dan 4 helikopter istedim. 

Rusya ve İran’dan verilmeyeceğini bile bile bir politik taktik gereği istemiştim. Onlar da zaten cevap bile vermediler.

Beni asıl üzen onların cevap dahi vermemesi değildi, Türkiye’de “Uluslararası ilişkiler açısından şartlar müsait değil gönderemiyoruz” cevabı oldu beni kahreden.

Hâlbuki ben savaş uçağı veya savaş helikopteri istememiştim. İstediğim şey insani yardımdı. Yani sivilleri işgalci Ermeni çetelerinin katliamlarından kurtarmaktı. 

Bu isteğime olumlu cevap verip bir tane bile olsa helikopter gönderemeyen Türk hükümetinin yöneticilerinden ne yardımı isteyeceğim. Maalesef o büyük devlet olan Türkiye’yi cesaretsiz ve basiretsiz kişiler yönetiyor. Bunu söylerken üzülüyor ve utanıyorum ama maalesef bunlar gerçek.”

Evet, şimdi de o günden bu güne bakıyorum ve kıyaslamaya çalışıyorum.

Şöyle ki: 

Dün, Can Azerbaycan Cumhurbaşkanı rahmetli Elçibey’in Türkiye’den 200 milyonluk kredi isteği karşılanmıyor ve sivilleri kurtarmak için istenen 4 helikopter verilmiyor. Bugün ise Başkan Erdoğan liderliğindeki Türkiye tüm imkânlarını Azerbaycan için seferber ediyor.

Seversiniz, sevmezsiniz, takdir eder veya eleştirirsiniz. Ama şu bir gerçek:

O, sadece konuşan değil, aynı zamanda konuştuğunun gereğini yerine getiren cesur bir liderdir. Bunu dost ve düşmana Azerbaycan konusundaki tavrıyla bir kere daha göstermiştir.

ELÇİBEY’E BUGÜNKÜ GİBİ DESTEK VERİLSEYDI İŞGAL ÖNLENİRDİ

Kısa bir zaman önce aile dostum işadamı Ayhan Atmacı Bey’le ziyaretime gelen Azerbaycan’ın kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Mehmet Emin Resulzade’den sonra halk desteğiyle Cumhurbaşkanı olan rahmetli Ebulfeyz Elçibey’in damadı ve İstanbul’da kurulan ‘Elçibey Kültür ve Dayanışma Vakfı Başkanı Akil Samedbeyli ile geçmişten bu güne Azerbaycan ve Ermeni işgaline karşı ‘işgal toprakları kurtarma savaşı’ üzerinde hasbihal ettik.

Sohbetimiz esnasında “Elçibey neden işgale mani olamadı?” soruma değerli dostum Akil Samedbeyli şu cevabı veriyor.

 “O günlerin şahidi olarak düşünüyorum. Geçmişte rahmetli Cumhurbaşkanımız Elçibey’in sivilleri kurtarmak için istediği helikopter ve 200 milyonluk kredi isteği Türkiye’den karşılanmaz iken, bugün Türk devleti ve hükümetinin Azerbaycan için seferber olması ve hiçbir konuda desteğini esirgememesi takdire şayandır ve Cumhurbaşkanı Sn. R. Tayyip Erdoğan’ın şanındandır.

Eğer, o dönemde az da olsa Türkiye’den destek gelmiş olsaydı, belki bugün topraklarımız işgal altında olmayacaktı ve o insanlık faciası olan soykırıma dönüşen toplu katliamlar da yaşanmamış olacaktı” şeklindeki açıklaması gerçekten düşündürücüdür. 

Sanırım başka söze gerek yok. 

Bu gerçeklerin yorumunu ise okurlarıma bırakıyorum…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Can

Olabilir ama hava sahamizi ve su kapida ermenilere vize vermeyi niye askiya süresiz almadik. Cok mu zor geldi emir etmesi. Gürcistan üzerinde Türk mali satislari yasaklayin tipki trump iran sirketler ile asna fisna olanlara ambargo koyduklari gibi.

Ali

Gerçek her zaman doğrudur gerçek olmayan kişiler yardım edemez korkak olurlar oysa gerçek kişi hem dostuna komşusuna yardımcı olur düşmanınida cesur olur cesaretli olur hakkını birakmaz
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23