• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Latif Erdoğan
Latif Erdoğan
TÜM YAZILARI

Dünya “erbain” yaşıyor

11 Nisan 2020
A


Latif Erdoğan İletişim: [email protected]

“Orası onlara kırk yıl yasaklandı. Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar..” (Maide, 5/26)

Emre hazırlıksız yakalanan ve bu sebeple de mukaddes beldeye girmeyi beceremeyen İsrailoğullarının trajik görüntüsüdür bu. Tablo hazindir: Cemiyet bünyesi inmelidir. Cesaret sis emmiş, kurum bağlamıştır. Paniğin bayram günüdür. Hüzünle yıkanması gereken acziyet küstahlaşmıştır. Döneklik, karanlık yarınları yaşamaktadır. Ahidlerde iffet yoktur. Şamata, itaat şuuruna musallat sülük gibidir. Aksiyonlar “hiç” sahillerinde eriyip gitmiştir. Dalgalanmalar fersizdir. Kaybetme kuşağı kulvarlaşmıştır. Yarışlar hedefsizdir. İpe putlar takılıdır. Hevesler birer totemdir. Bozulmuş vicdanlarda, altın buzağının böğürtüsü yankılanmaktadır.

Ölüm fobidir. Varlık hikmetini yitirmiş bir de ordu vardır. Düşmanın zorbalığı mazeret olarak ileri sürülebilmektedir. Asker bozgundadır. Hiyerarşi alt üst olmuştur. Mihrap kirlenmiştir. İnsanlar, Allah›a ve O›nun şanlı Rasûlüne seviyesiz bir üslupla konuşmakta, “Sen ve Rabbin gidin savaşın..” türünden hezeyanlar savurmaktadır.

Bunlar ki, çoğu itibariyle, firavun döneminin kanlı günlerini görmüş, yaşamış ve bir inayet eliyle firavun ordusunun zulmünden henüz kurtulmuşlardır. Ve kurtuluşla kahramanlaşmışlardır. Halbuki şimdi her biri birer nankörlük azmanı olmuşlardır. Vahyin hükümleri ayaklar altındadır. Kitabın bazısını kabul bazısını red modalaşmıştır. Değer hükmü, mihenk taşı sefil arzulardır.

Secde varlık için değişmesi imkansız şerefli kader. Her şey Allah›a secde eder. İnsan da. İstese de istemese de. İnansa da inanmasa da. Doğru olanı, sevap kazandıranı, isteyerek, severek, seçerek secde etmek.. Diretenler de secde eder. Cebrî secde…

Bela ve musibetlerin sel sel olup üşüştüğü demlerde, sürünen, sürüngenlere dönenlerin secdesi gibi.  Sefalet, açlık ve yoksullukla kıvrananların secdesi gibi. Mağrur başı yastığa düştüğünde pişmanlıkları boynuna halka gibi takılan talihsizlerin zillet damgalı secdesi gibi. Kulluğun hür soluklarıyla alınlarını secdeye perçinleyemeyen kitlelerin, perçemlerini yaban eline kaptırdıklarında esaretin nefes tüketen ağırlığı altında inleyerek ettikleri secde gibi. Secde eder, diretenler de secde eder…

Sistemler de secde eder. Kuruluşu secdeye dayalı olmayanlar yıkılışlarında bu kadere boyun eğerler. Devletler de, devletleri ayakta tutan dinamikler de secde eder. İbrahim (as)’in elinde dirilen, Davud (as)’un başına üşüşen kuşlar gibi secde eder, devleti ayakta tutan dinamikler. Ülfet hasıl olunca, emredilen yere koşarak gelirler. Ve İbrahim (as) gibi, Davud (as) gibi secde eder devletler. Medeniyetler, secdelerinde Hz. Süleyman’a benzerler. Veya Süleymanlaşan medeniyetler secdelerinde ona benzemeliler. Kurt asaya ilişmeden de secde etmeliler. Asa kırılınca secde mukadder. O dem gelmeden secde muteber. Baş secde ederse gövde de secde eder. Süleyman’ın secde ettiği bir orduda Hüdhüd de secde eder, dili secde söyler.. (Neml, 27/25)

“Hıtta” denilmeli, bağışlanmak istenmeli kapıdan girilirken… İradî yapılmalı bu. İradeyi çelikleştirmek için yapılmalı. Günahla gevşemiş iradelere fer vermek için yapılmalı. Nezih ve temiz toplum, körük gibi günahı, kiri eriten toplumdur. Günah denen virüsü bünyesinde barındırmayan toplumdur sıhhatli toplum. Müsbet değişim böyle bir toplumla ve böyle bir toplumda gerçekleşir. Öyle ise daha işin başında, işe girişme anında “Hıtta” denmeli, mağfiret talep edilmelidir. Günahlardan arındırılmalıdır kitleler.

Tövbe, iradî olmazsa cebri olacaktır şüphesiz. Kefaret yerine geçecek musibetlerle, belalarla yıkayacaktır toplum kendini. Zoraki bir “erbain”e, girecektir böylece.. Hıtta, omuzdaki yükü, sırttaki hamuleyi indirme manasına bir kelime. Burada dua ve yakarış. Rabbe iltica ve günahların ağırlığından kurtarsın diye talep. Veya toplum ferdleri birbirlerini tanısın, birbirleriyle kaynaşsın için bir şifre. Mağfiret iklimini yere çekecek cazibe. Bu cazibedir ki, giderecektir bozgundaki toplumun bozulmuşluğunu. Düzelecektir toplum, kendine gelecektir, aklaşmış, durulaşmış haliyle… 

Dünya “erbain” yaşıyor. Vesile bir mikrop, bir virüs. Günahkar kalbi gibi sokaklar bomboş. Evlerde endişeli, hummalı bekleyiş sürüyor, ne kadar devam  edeceğini de kimse bilmiyor. Bize düşen, şerden hayır devşirmek. Yani kayıp sanılan şu günleri mutlak kazanca tebdil etmek. Tövbe ile arınmak bunun bir yolu. Dua ve yakarışla Rabbe iltica bir başka yol. Geçmişteki yanlışlara nedamet ile niyet ve amellerimizi tashih diğer bir başka yol. Maddi- manevi bütün kurtuluş vesilelerine müracaat en eslem tarik. “Allah’a doğru kaçın” (Zariyat,50) ilahi emri muhataplarından teklifi ve tekvini itaat bekliyor. Bu emre itaat edenler, şüphesiz kazananlar işte onlar olacak…

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Mehmet Öztopuz

Tövbe ama nasil bir tövbe.Kalplerimiz yalama olmuş hocam.ìneğin memesinden sütün akmasi gibi o sütün bir daha memeye dönmemesi gibi var mi böyle tövbe edebilecekler?

Gadab-ı İlahi

FETÖ’ye yapılan “zulüm” gadab-ı ilahi‘yi netice vermiştir” diyor elebaşı ve sözcüleri. Bre zavallı sapıklar! Suriye’de çoğu masum çocuk bir milyon müslümanın ölümü sizin katılaşmış kalbiniz ve çürümüş vicdanınız için birşey ifade etmiyorsa vay halinize.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23