• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Yosunlaşmış kafa neye yarar 

03 Ocak 2021
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Yosunlaşmış kafa yapısından bahsederken dengeler çerçevesinde değerlendirme yapacağız. Bu alanda genel değerlendirme yapmak ve haksız yere ilgisi olmayanları incitmek doğru olmaz. Milletimizin, ana gövdesi yosunlaşmış kafa kategorisinde olmadığını biliyoruz.

Ancak gözden kaçmaması gereken hakikatleri de dile getirmek gerekiyor. Bu kafayı taşıyanlar, nice hayırlı gelişmelere karşı koydukları için hem bu geçici hayat âleminde yaptıklarını görmeleri, hem de gelecek sonsuz hayat âhiret âleminde çekeceklerini bilmeleri gerekiyor. Bu yosunlaşmış kafa, inkârcı kâfirlerin arasından çıktığı gibi kendini dindar zannedenler arasından da çıkanları vardır. Bilmeleri gereken hususlar da vardır. Her şeyi olduğu gibi kendilerini de yaratan, yaşatan, rızıklandıran sonsuz Kudret Allah Teâlâ herkesi daha bu dünyada iken uyarıp, hakkı hukuku çiğnememeleri hususunda ciddiyetle uyarır. Ancak bunlar inanmamakta direnir dururlar. Öncelikle inkârcı kâfirler çok tehlikelidirler.

Bunların yosunlaşan kafaları katılaşır ve hatta taşlaşır. Bunlardan daha tehlikeli olanlar da münafıklardır. Kur’an’ı Kerim’de durumları anlatılan kâfirler ve münafıklar farklı yönleri ile dile getirilirler. Kâfirler ne olduklarını açıkça ifade ederler. Münafıklar ise hep ikili oynarlar. Müslümanları görür “biz sizdeniz” derler, kâfirleri görür, “biz onlarla alay ediyoruz derler. İşte Osmanlı Devletini içten yıkan da dönme münafıklardır. Bunlar çok sinsi çalıştılar ve Müslümanlara, insanlık tarihinin en büyük zararlarını vererek kalleşçe zûlmettiler.

Bunlardan başka bir de müşrikler vardır. Allah’dan başka kendilerine taştan, kuştan tanrı edinirler, kendine bile faydası olmayan varlıklara taparlar. Allah Teâlâ da onları kendi özellikleriyle tanıtır; Ey iman edenler! Müşrikler, ancak necestirler; artık bu yıllarından sonra Mescid-i Haram’a yaklaşmasınlar. Eğer fakirlikten korkarsanız. Allah sizi, dilerse fazlından zenginleştirecektir. Gerçekten Allah Alîm’dir, Hâkim’dir. (Tevbe:9/28) ~~47.38~
~ ~ ~

Bu ayette müşriklerin Müslümanları nasıl hedef aldıkları anlatılır. Andolsun ki, mallarınızın sarfı ve canlarınızın musibeti hakkında imtihan olunacaksınız. Sizden evvel kendilerine kitap verilenlerden ve Allah’a şirk koşanlardan da gerçekten birçok incitici şeyler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve ittika ederseniz işte bu, din işlerine olan metanet ve bağlılıktandır. (Ali imran: 3/186)

Ayette geçen ifadeler çok manidardır. Evet, gerçekten önceki kitap verilenler ve müşrikler, Müslümanları daima incitme faaliyeti gütmüşlerdir. Bu zûlüm devam etmiştir. Bunlar bütün maddi ve manevi değerlerimizi talan ve tarumar etmişlerdir. Osmanlı, imkânı olduğu halde hiçbir toplumu asimile etmemiştir. Yukarıdan buraya kadar zikredilenlerin hepsi İslam karşıtı olan zâlimlerdir. Hani dedik ya yosunlaşmış kafadan neye yarar. Bu yosunlaşmış kafa sahipleri olan Müslümanların durumu ise daha vahimdir. İşte esas problem budur.

Bu problemin çözümü de zordur. Müslümanlar arasında öylesi nevzuhur tanrıcıklar yerleşmiş ki onları aşıp Allah’a varmak için çok büyük mücadele vermek gerekir. Elbette bu korkunç yaranın acısını kalbinin derinliklerinde yaşayan hasbi ve fedâî nice insanımız vardır. Hem kâinat mülkünün ve her insanın Rabbi yalnızca Allah’tır. Bu hüküm insanı tevhide çekerken, bir taraftan da Maide suresinin 44, 45 ve 47. ayetleri kâfirûn, zâlimûn ve fâsikûn kavramları ile hadlerini tanıtırken Müslümanların bunlara bigâne kalmaları dehşet vericidir. Nihayet biz resullerimizi ve iman edenleri selâmete erdiririz. (Müşriklere azap çattığı zaman) böylece mü’minleri de, üstümüzde bir hak olarak, kurtarırız. (Yûnus:10/103)

Va’dinden hulfenmeyen Allah Teâlâ mü’minleri kurtaracağı müjdesini verirken bugün ki Müslümanların hali niçin bu kadar perişandır? Aksi takdirde Müslümanların darmadağınık çekirge sürüleri gibi olmalarını hangi mümin kabullenebilir? İlim mekânları, medreseleri elden çıkmış, âlim yetişmez olmuştur. Kur’an ahkâmı yerini, yosunluların laikliği işgal etmiş ve güne göre çıkarına bakan eyyamcılar, gacur gucur ederek Müslümanları dinden soğutur olmuşlardır. İlim beldeleri tarumar edilmiş, kütüphaneleri kimsesizleştirilmiş ve gençliği darmadağınık yüzüşte terk edilmiştir. İman birliği, şirk olan tefrika gölgesinde kalmış ve umursanmaz olmuşlar ve Kur’an hizmeti dendiği zaman, “humurun müstenfireh” oluyorlar!

Yosunlaşmış kafa! Kime ve neye yarar?! Esselamu aleykum. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Müfettiş

Laisizm/Laiklik, sözde inanç-hürriyeti, Müslümanları "islam-ahlakı ve mukaddesatı"ndan uzaklaştırmak için uygulanan "dinsizlik-dini"dir...

Bir Yolcu

Kulağına okunan ezan ve kamet ile ismi konulan; kelime-i tevhid'li ninnilerle uyuyan; besmeleli-dualı yemeklerle büyüyen nesiller buharlaştı!.. Evliya makberleri/türbeleri'ni ziyaretler ayıplanırken, put ziyaretleri moda oldu!.. Camiler cemaatsiz kaldı!.. Batılılaştık(!), çağdaşlaştık(!), açılıp-saçıldık, dekolte kıyafetlerle medenileştik(!)... Asil ecdadımızla nasıl yüzleşeceğiz!? Huzur-u İlahi'de/Mahşer'de nasıl hesap vereceğiz!?..
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23