• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

Kur’an’dan sapmanın bedeli ağırdır

18 Kasım 2018
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Hayat çok renkli, çok hareketli, çok değişken ve çok oyalayıcı bir süreç izlenimi vermektedir. Umutlu olmak hayatın kalitesini artırmaktadır. Umut, hayatın ufkunu aydınlatır, gönül diyarını güçlendirir. Aslında müminin ye’se kapılma hakkı yoktur. Çünkü ye’se kapılmak Allah Teâlâ’ya karşı inanç kaybıdır ve güven bunalımına girmek demektir.

Olumsuzlukları gözünde büyütüp, artık düzelmez bu gidişat diyen bir insan için yapacak bir şey kalmamıştır. Günümüzde Müslümanlar, ne yaptıklarının farkına varamıyorlar. Müslümanlar, dünyanın ve dünyalıkların peşinden daha çok şey biriktirme mücadelesi vermenin çabası içindedirler. Allah rızası için yapmaları gerekeni dağdaki çobanımız bile Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ilk gelen vahyin “Oku” emri olduğunu biliyor ve bunu terennüm ediyor. Fakat işin garibi bugün sorumlu ve yetkililerimizin büyük bir kısmı, en başta Kur’an okunmasından rahatsız oluyor. Allah Celle Celâluh’un Kur’an öğüdü ile ilgili; “Biz onların ne dediklerini biliyoruz. Ey Resûlum sen onların üstünde bir zorba değilsin, sen tehdidimden korkanlara Kur’ân ile öğüt ver.” (Kâf:50/45) buyuruyor.

Kur’an hizmetinden daha çok önem vereceğimiz ve ondan öne alacağımız bir değer bizim kabulümüz olamaz. Buna rağmen bizden kimileri Kur’an hakikatleri yerine malayaniye daha çok önem veriyor. Niceleri, Kur’an’ı aksesuar olarak kullanmaktan zevk alıyor, fırsat bulduğunda da sorgulama tarzında eleştiri yapma görevini ustalıkla ifa ediyor. Her şeye rağmen Türkiye’de birçok alanda gelişme olurken İmam Hatip Okullarında ileri düzeyde gelişme oldu. Fakat çok okul açılmasına rağmen ve çok öğrenci alınmasına karşılık kalite düştü. Hem de bu okullar hakkında lehte ve aleyhte eleştiriler hız kazanarak ilerledi.

Birileri, İmam Hatip öğrencilerinin namaz kılmadıklarını gündeme getiriyor, eleştiriyor. Birileri de bu kadar İmam Hatip Okulu açılmasına karşı çıkıyor. Yer yer veli kesiminde dertlenen hatta şikâyetçi olanları da az değildir. Bu okullara, büyük potansiyel güç olan milletimiz her tür desteğini vermiş ve bugünlere bu okulları taşımayı başarmıştır.

İmam Hatip öğrencileri milletimizin mayası mesabesindedir. İdarecileri, öğretmenleri ve yardımcı personelleriyle büyük boşluğu dolduran değerlerimizdir. Eğer gerçekten bu gençlerimiz namazlarını kılmıyorlarsa sebebini araştırmak gerekir. Hatta selam vermeyi bile unuttularsa mutlaka sebebi vardır. Sebepleri araştırmadan, meselelerin arka planını görmeden eleştirinin dozu ne oranda olursa olsun isabetli olamaz. Bu gençler din ile buluşmak ve iyi yetişmek için İmam Hatip Okulunu tercih etmişler. Böylesi bir tercihle bu okula gelmişlerdir. Eğer kendilerine arzu edilen kalite verilmemişse elbet bir yerde bir kopukluk vardır. Bu çocuklardan önce eğitim öğretim kadrosunu sorgulamak gerekir. Daha çok sorgulanacak çok sebep vardır. Ehliyet ve liyakatli öğretmen sıkıntısı ileri düzeyde yaşanmaktadır.

Bu okulların devamı olan İlâhiyat Fakültelerinde de durum pek iç açıcı değildir.

Eğitim ve öğretim kadrosunu sorgulamadan hatta bir önceki kuşağı sorgulamadan yapılan eleştiriler havada kalır. Bunlardan önce de bu nâdide eğitim kurumlarımızın bir proje vesayeti altında olup olmadığı sorgulanmalıdır. Burada çok hassas bir olayla karşı karşıya kaldığımız ciddi bir gerçektir. Gençlerimizin eğitim ve öğretimi görevini üstlenen kurumuzun adı Milli Eğitim Bakanlığıdır. Ne ilginçtir ki, Bakanlığın adının Milli olmasına rağmen işbaşına getirilen her bakan inanılmaz farklı uygulama yapma gereği duyar ve eğitimi millilikten biraz daha uzaklaştırır. Bu yüzdendir ki, yetmiş senelik mazisi olan İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakülteleri henüz örnek bir dava adamı ve bir mütefekkir yetiştiremedi.

Siyasî kuruluşlara öncüler, devlet kademesine görevli elemanlar ve ekonomik alanda holding patronları yetiştirdik. Müceddit ve mütefekkir yetiştiremedik. Yoksa vesayet odakları, ılıman Müslüman yetiştirmek için beyinlerimizi, kalplerimizi, çürüttüler, izzet ve itibarımızı rehin mi aldılar da biz gaflete daldık ve basiretimizi kaybettik! Her şeyden önce biz Kitabımız Kur’an’ın aslî hüviyetini görmez hale geldik. Eğer gerçekten, geçmiş ile geleceği kaynaştıracak ve uzlaştıracak nesiller yetiştiremiyorsak, Kur’an’dan sapmanın bedeli ağır olduğunu aklımızdan çıkamamalıyız! Esselamu aleykum. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23