• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
İlhan Oral
İlhan Oral
TÜM YAZILARI

İstanbul Sözleşmesi keşmekeşi

03 Kasım 2019
A


İlhan Oral İletişim: [email protected]

Birkaç haftadır, bir sözleşmeden bahsediliyor. Ne efsunkâr sözleşme ki birçok alanda, özellikle sosyal medyada dikkatleri çekti ve üzerinde topladı. Bu sözleşme ele alınarak karşı koyma gerekçesi ile “Türkiye Aile Meclisi Şûrası” kuruldu. Kısa sürede, belki iyi niyetle başlatılan bu çalışmanın cılkı çıktı. İşin iç yüzünü bilmeyenler şaha kalktılar, neler yazıyorlar.

Benim görebildiğim kadarı ile bu “İstanbul sözleşmesi” yeni başlamış bir hikâye değil, geçmişi derinlere uzanan düşmanca bir aşağılık psikozunun deşarjıdır. Bu yüzeysel hamlelerle geçiştirilecek mesele değildir. Bu olay 1932 yılında Belçika’nın Spa şehrinde düzenlenen dünya güzellik yarışması ile patlak veren ve Keriman Halis’in dünya güzellik kraliçesi seçilmesi ile bütün ifrazatı ortaya döken iğrenç ve tarihi bir tepkidir. Çok şaibeli bir seçim yapılıyor. Tam jüri puanlamaya geçeceği an jüri başkanı kürsüye çıkıyor. Etrafını iyice süzüyor ve güven toplamaya çalışıyor ve konuşma ritmini de ayarlıyor ve konuşuyor!

Sayın Jüri üyeleri! Bugün Avrupa’nın ve Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa Hıristiyanları bitirmiştir. Dedikten sonra daha neler söylüyor ve devam ediyor.

Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahale eden Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu, işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Bunları söylüyor ve daha ağır ifadelerle içini döküyor. Bu ehli salibin tarihi kini ve Kanuni Sultan Süleyman’dan intikam alma hıncıdır. Ne ilginçtir ki bu bayanı, Türkiye güzellik kraliçesi seçen Cumhuriyet gazetesidir!

Malazgirt meydan muharebesi peşinden Rumeli’nin fethedilmesi ve Müslümanlaşması ile omurgası kırılan Batılı haçlılar, günümüzde de Suriye bataklığını hazırladılar. Hesapları tutmadı. Fakat bu totem kırıntıları, bizi hepten genlerimize varıncaya kadar çürütmeyi hedefledikleri için kadınımızı paçavraya çevirdiler. Bununla da yetinmeyecekler, devam edecekler. Daha da şiddetini ve dozunu artırarak bütün güçleriyle yüklenecekler. Eğer aklımızı başımıza toparlayabilirsek, biz de kendimizi korumak için seferber olacağız. Ancak nereden başlayacağımızı mutlaka öğreneceğiz. Çünkü bu büyük ve soylu hizmet, “istemezükçi anlayışla” başarılmaz. Aslında İstanbul sözleşmesi bizi etkilemez. Biz “istemezük” anlayışı ile hizmet etmeye asla teşebbüs edenlerden olamayız.

Bunlar bize çok numaralar çektiler. Bize laiklik virüsü yutturdular. Sanat adı altında gayrimüslim aktörleri devreye soktular. Robert Kolejini ve Üsküdar’a da Amerikan Kız Kolejini ve nicelerini öncü birlikler olarak devreye soktular. Medyayı ve eğitimimizi ajanlarla örgütlediler. Bin dokuz kırk sekiz yılında yalnızca Ankara’da İlahiyat Fakültesi kurdurttular ve orayı müfredatı ile ve Amerikalı misyoner öğretim üyeleri ile yönlendirmeyi hedeflediler. İncirlik Hava Üssü sayesinde civar yörelerimizi fuhuş batakhanesi yaptılar. Ne yapmadılar ki, bize Marşal yardımı adı altında ne idüğü bilinmeyen süttozu peşkeş çektiler.

Avrupa, şeytanlığını hiç esirgemedi. Kadınlarımızı moda girdabına soktu. Öylesine şartlandırdılar ki, birçok genç bayanımızı tanınmaz ve anlaşılmaz bir garabete sürüklediler. Bu memlekette daha iğrencini yaptılar. Bin dokuz yüz yetmişlerde çıplaklar kampı ve otelleri açtılar. Daha neler neler planlıyorlar.

Şimdi gelelim meselenin özüne. Bunca ve daha nice olumsuzluklar karşısında biz ne yapacağız? Ya oturup ağlayacağız, ya başımızı kuma sokup devekuşu gibi gizlendiğimizi hayal edeceğiz ya çeşitli platformlarda millete şikâyet edip dertleşeceğiz ya görmezden gelip keyfimize keyif katacağız ya da kapı kapı gezip ondan bundan medet umacağız! Hayır hayır bunlar inanmış insanın işlerinden değildirler. Bizim planlarımız ve projelerimiz vardır. Bin dört yüz küsur yıldan beridir hazırdır. İnanan ve uygulayalar başardılar. Allah ve Resulüne düşman olanlar en alçaklar içindedirler. Allah: “Ben ve Resullerim elbette galip geliriz” diye hükmetmiştir. Şüphesiz ki Allah güçlüdür, mutlak galiptir. (Mücadele:58/20,21)

Müslümanlar, bu inanç ve cihad ruhu ile hareket ederlerse güçlenirler, galip gelirler, kazanırlar, aksi takdirde daha nice sözleşme peşinde koşarlar ve bir şey yaptık diye kendilerini avuturlar.

Kur’an gibi bir kılavuz varsa, ondan faydalanmak için ilim, iman, akıl, yürek, birlik ve irade gerek!

Kur’an gibi bitmez tükenmez bir hazineyi görmezden gelen ya da Kur’an’dan güç alacak takati olmayan insanların çırpınışları fiyaskodan başka bir netice vermez.  Esselamu aleykum.      

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

hasan ulutas

bu sözleşmeyi kabul eden .arkasinda durup uyguluulyanlari söyleyemiyorsun....yazık....

Salih

İncirlik'in etrafı fuhuş yuvası olmuş diye şikayet etmeyi biliyorsun; ama 17 yıldır tek başına iktidar olanlara, " niye kapatmıyorsunuz bu üssü?" diye sormayı bilmiyon! Hamaset yapmayı biliyon; ama "bu sözleşme akp döneminde imzalanmıştır, yazıklar olsun!" demeyi bilmiyon! Çünkü bunları dersen dinden çıkarsın; tağut haline getirdiğin akp dininden aforoz olursun!! Aman aman, bir de hain ilan ediliverirsin, neme lazım, sen böyle deve kuşu gibi kafanı kuma gömmeye devam et.. Allah ne diyooor, siz ne yapıyonuz ya! Yazıklar olsun hakikatleri gizleyenlere!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23