Sahibini Bekleyen Mektup
Sahibini Bekleyen Mektup
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Bu hafta tanıtacağımız kitap, Akıl-Fikir Yayınlarından çıkan “Sahibini Arayan Mektup” isimli eser.
Kitap yaşanmış hikâyelerle dolu. Hem de ne hikâyeler. Sahibi belli ama ulaşmayan mektuplar veya taşınılmış adreslerden yazana geri iade edilen mektuplar.
Sahipli hikâyelerde kimler yok ki, ilk hikâye, merhum Sezai Karakoç’a gönderilen ama ulaşmayan mektubun serüveniyle başlıyor.
“İyilerin İzinde” derkenar isimli eseri kaleme alan yine iyi bir hikâye anlatıcısı ve yazıcısı olan Recep Koçak!
Hatıratların akılda kalan ve hafızalarda muhafaza edilen önemli kısmı, hikâyeleriyle anlatılan hayatlardır.
Recep Koçak da bu manada edebiyat tarihimize önemli bir not düşmüş ve pek çoğumuzun tanıdığı veya aşina olduğu kanaat önderlerine dair yaşanmışlıkları hikâye etmiş.
Kimler var? Mehmet Zahit Kotku Hz.leri, Mahmut Esat Coşan, Sezai Karakoç, Rasim Özden Ören, Sabahattin Zaim, Ersin Nazif Gürdoğan, Nuri Pakdil, Akif Emre, Mehmet Emin Er. Deniz Feneri Derneği’nin Ramazan ağabeyi İbrahim Uğurlu, Halit Volkan Cengiz, Fethi Gemuhluoğlu gibi “sadece iyilik” adına insanların hayatına dokunan isimlerin geride bıraktıkları hikâyeleriyle dolu bir kitap.
“Söz uçar yazı kalır” denilir malum. Sözün uçtuğuna yazının kaldığına dair küçük hacimli ama iyiliğin ve iyilerin insanlığı nasıl imar ve ihya ettiğine dair önemli bir kitap!
•
Buradan itibaren artık sözü böylesine iyileri ve iyilikleri anlatana bırakmalı.
“Bu kitapta okuyacaklarınız içerisinde; iyilikler, güzellikler ve yürek titreten, göz yaşartan vefa örnekleri bulacaksınız.
Kötülüklere dair içinizin sıkıldığı; “Ne olacak bu dünyanın hali” sorusuyla sık sık karşılaştığınız zamanlarda, kitaptaki hikâyeleri okuduğunuzda o karamsar duygu yerini umuda bırakacak.
“Dünyada şükür ki böyle iyi insanlar var, yoksa yaşamak çok zor daha olurdu, dünyamız böyle güzel, iyi yürekli insanlar hürmetine dönüyor” diyeceksiniz.
İyilikleri çoğaltmak için öncelikle kendimiz iyi niyetli olmalı ve iyi insan olma çabamızı hep canlı tutmalıyız. Sonra da iyilikleri anlatarak ve yazarak yaygınlaştırmalıyız.
Yaşanmış iyilik hikâyeleri kulaktan kulağa, sözden öze yerleştikçe umutlar tükenmeyecek, bilakis güçlenecektir”.
•
Recep Koçak’ın bu eserden önce basılmış yine yaşanmış hikâyelerden müteşekkil bir kitabı daha var.
Yüzyılın iyilik hareketi Deniz Feneri Derneğinin “iyilikleri çoğaltmalı” adına bastırdığı bir kitap ve içinde, Deniz Feneri’nin iyilik kervanına yoldaş olan hikâyeleri var.
O kitabın adı da “Işığı Yanan Evler” üst başlığı ile “İyilik Yazıları” alt başlığını taşımakta.
Ezcümle:
Her yıl ruhumuzu ve bedenimizi aklıselim şekilde onarımdan geçirmek için Ramazanı-ı Şerif elbette büyük ikramdır.
Bu ikramın birinci yolu da; “Oku” emrinin verildiği ve “Okuduğunu idrak et, kulluğunu bil” diyen kitabımızdan geçmektedir.
İşte karşılıksız ve rızaya dayalı bütün iyilikler, ana kitabımız merkezlidir vesselam.