İnsan İnanan Bir Varlık
İnsan İnanan Bir Varlık
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Bu hafta tanıtacağımız eser, Prof. Dr. merhum Yılmaz Özakpınar’ın, Ötüken Neşriyattan çıkan, “İnsan İnanan Bir Varlık” isimli kitabı.
İnananların gevşediği, inanmayanların iyice azmaya başladığı günümüzde, inananların tam iman etmeleri, inanmayanların da inkârlarını ve inkârcılıklarını sere serpe savurarak; toplumun huzur, güven ve istikrarını bozdukları şu günlerde bu kitabı gündeme almak gerekti.
İnanmak ve iman etmek bir nasip işidir. Bu nasibi arayanların iman etmeleri için karşılarına vesileler çıkarken, inkâr etmek isteyenler de nasıl inkâr etmek istiyorlarsa, onlar da aradıkları gerekçeleri bulurlar. Kim neyi arıyorsa bulur.
İnananlar varsa, inkâr edenler de olacaktır. Yılmaz Özakpınar merhum meseleyi öyle güzel dile getirmiş ki, inananların da inkâr edenlerin de kendilerini tartmasını istemiş.
İnanan bir varlık olabilmesi için insana öncelikle lazım olan şey ahlaktır/hayâdır. İman etmek, ahlaklı/hayâlı kimselerin işidir.
Bu sebeple hoca kitabın ilk sayfalarında şunları söyler:
-“Ahlakın biyolojik, psikolojik ve sosyal işlevlerinin hepsini bir bütün olarak görmelidir.
Biyolojik, psikolojik ve sosyal işlevlerin birbirinden ayrılmasının, canlı türü olarak insanın sonunu getireceği açıktır.
Çünkü kuraldan sapmalar o kadar yaygınlaştığı zaman, ortada bireylerin sahip çıkacağı kural kalmaz; bu da sosyal yapının çökmesi ve toplumun dağılması demektir. Sonuçta bir canlı türü olarak insan, soysuzlaşır ve yok olur”.
………………
Evet, insanın inanan bir varlık olmasının sebebi, aklının olmasıdır. Bu nedenle; “Aklın bekçisi ahlaktır/hayâdır” denilir.
Ahlakı olmayanın hiçbir kutsalı yoktur. Dünyalıklarının temini için her yola başvurur. Bir nevi bağırsaklarının kölesi demektir.
İnsanoğlu belirsizlikler içerisinde yaşayamaz. Böyle bir durum, ruh dengesinin bozulduğunun göstergesidir.
Ruh dengesini sağlayamayan kimseler, insana dair iyi ve doğru olan ne varsa düşman olduğu gibi her şeyi inkâra ve redde vardırarak, kendisini toplumdan uzaklaştırır ve teröre, anarşiye koşar.
İnsanoğlu hem iman edip hem inkâr ederek ikisinin arasında yaşayamaz. Böyle kimseler, toplumdaki huzuru bozar ve iki arada bir derede gide gele çevresine zarar verir.
Hayat durmadan akmaktadır. İnsanoğlu uyandığı her güne yeni bir azim ve gayretle başlamak ister. Bunun için de yine fıtratının gereği; iyiyi, doğruyu, güzeli bulmayı arzular.
……………….
Ezcümle, kitabın sayfalarından Yılmaz hocadan gelsin.
“İmanın mantığına göre ne sebeple olursa olsun; ‘bilmiyorum ya da bilinemez’ demek, iman etmemek demektir.
İmanın mahiyeti gereği, onun dışında kalan bütün tutumlar inkâr anlamına gelir. Çünkü iman etmeden bilinebilseydi, imana gerek kalmazdı.
Allah yarattığı âlemlerin, insanın, dünyanın ve ahiretin bütün hakikatini bilir.
İman etmemek, bilmemek demektir. İman etmeyerek reddedilen bilgilerin yerine konulabilecek bir bilgi yoktur”.
Eser hakkında Ötüken Neşriyat; 0212-251 03 50 www.otuken.com.tr