At gözlüklü siyasetçi bay

At gözlüklü siyasetçi bay

HÜSEYİN ÖZTÜRK

“İttihat ve Terakki, koca Osmanlı Devletini kumardaki tek zara bağladı ve kaybetti.

Cumhuriyet Halk Partisi de mekân, yani madde planda kurtardığını iddia ettiği ülkeyi, zaman, yani ruh planında batırdı ve kurtarıcılık bedelini böylece ödetti”. Necip Fazıl, Türkiye’nin manzarası S. 77.

At gözlüklü sayın siyasetçi bay ya da bayanlar!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bir muz cumhuriyeti yahut sizin istediğiniz gibi at gözlüklerini çıkarmadan at yarışı yapılabilecek bir hipodrom değil.

İki bin yıllık bir devlet geleneğinin üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti; “Millet, Devlet ve Din” üçgeni etrafında inşa edilmiştir.

Devletin kuruluş hikâyesi Hacı Bayram’dan başlar. Yüzyıldır bu gerçeği görmemek için direnen siyasi bir zihniyetin bu ülkeye dair söyleyeceği hiçbir sözü yoktur.

…………….

Millet olmadan devlet olunmayacağını muz cumhuriyetleri hariç tüm dünya insanlığı bilir. Diğer dünya devletlerine göre ise bizde kurulan devletlerin temeli, kurucu milletin Müslüman oluşu sebebiyledir.

Dine en sert müdahale1940’larda denenmiştir. Din, dil, örf, adet, gelenek adına yerli ve milli ne varsa değiştirilmeye kalkılmış ama tutmamıştır.

Dedik ya burası muz cumhuriyeti değil. Lakin hâlâ muz cumhuriyeti olduğu sananlar; ülkemize, milletimize, devletimize karşı her yolu denemektedirler.

Buldukları her fırsatta milli güvenlik meselesi haline gelmekten çekinmemektedirler. İşte geçtiğimiz haftalarda yaşananlar. Ne Ramazan bilmekteler ne bayram.

………………..

Bu hususa yine tarihten bir örnek verelim. Eşref Edip Bey, CHP zihniyetinin devlete ve dine bakışını şu ifadelerle anlatır:

“Onlar milleti hiçe saydılar. En mukaddes hislerine taarruzdan çekinmediler. Memleketin her tarafını sefalet ve ıstırap kapladı.

Vicdanlara hançerler soktular. Ezanı değiştirdiler. Camilerin içlerine kadar tecavüzlerini uzattılar. İbadetlere müdahale ettiler.

Din namına cemiyet teşkilini men ettiler… Dini müesseseleri kapattılar. Din ehlini zelil ettiler. Sefalet içinde inlettiler”.

İşte bu hakikat,  80 yıldır milletin dimağında, zihninde, aklında, hayatında, hatıratında her an tazeliğini korumaktadır. Nasıl korumasın ki, Şehzadebaşı’nda yaptıkları meydanda.

…………..

Yine o devire ait kaynaklardan bilgi paylaşalım:

“CHP’li yönetici ve memur kesimi halka yukarıdan bakan, halkın meselelerine sahip çıkmayan, geniş halk kesimlerinin menfaatlerini kendi şahsi menfaatlerinin altında gören bir idare zihniyetinin temsilcileri olmuştur.

Bu zihniyete göre; “Hükümet milletin efendisi, millet hükümetin hizmetkârıdır” anlayışı esas sayılmış, meclis sıraları, millete hizmet için en yüksek mevki olmaktan çok, şahsi imtiyazlar mevkii olarak görülmüş”. (Milli Şef Dönemi, Osman Akandere İz Yay.)

…………….

Ezcümle:

Peki, bugün İBB’de yaşananların o günlerden ne farkı var? Yapılan yolsuzluk iddialarına karşı tek bir cevabı olmayan siyasetçiler ne yapmakla meşgul?

Acaba seçim zamanı bu kimseler halkın karşısına geçip nasıl ve ne diye oy isteyecekler?