Buruk bir bayram idrak ediyoruz
Cenab-ı Hakk’ın takdiri sonucu bu sene Ramazan-ı Şerif Bayramını evlerde idrak ediyoruz. Camilere gidemedik. Teravih ve Cuma namazlarını kılamadık. Salalar, ezanlar dinledik fakat camiye gidemedik. Yakınlarımızın, komşularımızın, dostlarımızın cenaze namazlarına katılamadık. İftarlar veremedik, komşularımızın iftarlarına katılamadık. Zenginler, iş adamları ve belediyeler iftar çadırları kuramadılar. Çocuklar her bayramda olduğu gibi bu bayramda mahalleyi dolaşıp, büyüklerin ellerini öpemediler, renk renk şekerler, para ve hediyeler alamadılar… Her sene olduğu gibi bayram namazı sonrası caminin içinde veya dışında uzun kuyruklar halinde birbirilerimizle bayramlaşmalar bu sene olamadı. Bayram sebebi ile hastanelerde yatan komşularımızı, yaşlılarımızı ziyaret edemedik. Rahat rahat büyük şehirlerdeki ana, baba, eş ve yakınlarımızın mezarlarını ziyarete gidemedik. Doğup büyüdüğümüz köylere, şehirlere sıla-i rahim için gidemedik. Bir başka açıdan bayram öncesi esnaf vitrinlerini süsleyemedi. Çocuklar için bayram alışverişleri yapılamadı. Yeni alınan ayakkabılarını ve elbiselerini başucuna koyup uyuyamadı çocuklar. Neticede çocuklar heyecanla bayramı bekleyemediler. İşte böyle bir bayram idrak ediyoruz.
Acaba şöyle bir özeleştiride bulunsak hata mı etmiş oluruz? Geçen sene Ramazan-ı Şerifte “korona” illeti yoktu. Ülke genelinde kaçta kaç kişi namazını kılıyor, orucunu tutuyordu? Bir araştırmaya göre % 55 oruç tutmayan, % 78 namaz kılmayan gösteriliyordu. Bugün birçok insan tedbir maksatlı camiler kapandığı, vakit namaz, cuma ve teravih namazları kılınmadığı için Diyanet İşleri Başkanlığını il ve ilçe müftülüklerini eleştiriyorlar. Peki, bu insanlar geçen sene kaç defa vakit namazlarında camiye gitmişler? Kaç defa teravih namazı kılmışlar? Birçokları sene boyu camiye gitmemiş, ancak bir yakınları öldüğünde cenaze için camiye gelmişler. Caminin içine girmedikleri gibi, en yakınlarının cenazelerini dahi kılmamışlar, tabirimi mazur görün, kazık gibi ayakta yan tarafta durup beklemişler (En yakınlarının cenazesini dahi camiden çıkan Müslümanlar kıldı.). Hatırlayınız lütfen; geçen sene, evvelki seneler belediyeler Ramazan eğlenceleri ihdas eylemişlerdi. Bir kısım sanatçılara(!) bu milletin binlerce liraları verilerek Ramazan akşamları eğlenceler tertip ettiler. Oruç tutan nice hacı amcalar, hacı analar; iftarlarını açtıktan sonra belediyelerin tertipledikleri Ramazan eğlence yerlerine koştular. Bu sebeple birçok camimiz cemaatsiz kaldı. Teravihe gelenler de tam Ezan-ı Muhammedi okununcaya kadar dışarılarda beklediler, içerde yapılan sohbetlere katılmadılar ve okunan Kur’an-ı Kerim’leri dinlemediler. Bir de basın yayından öğrendiğimiz kadarı ile birçokları çabuk teravih namazı kıldıran (jet imamlar) aradılar. Yani usulden bir namaz peşinde koşuldu (Burada tüm ihlas sahibi ve takva ehlini tenzih ederim.). Şimdi de birçoklarımız hayıflanıyoruz, camiler kapalı. Bayram namazı kılamadık diye üzülüp duruyoruz sözde... Elbette bütün bayram namazlarının manevi değerleri vardır ve büyüktür. Ancak şunu unutmayalım ki, bayram namazı kılmak şer’i hükme göre vaciptir. Küçümsemiyorum, yanlış anlaşılmasın ama yüzlerce bayram namazı herhangi bir vakit namazının farzının derecesine ulaşamaz. Merhum Abdurrahim Karakoç’un bayramla alakalı bir şiiriyle yazımızı bitirelim.
Ana, bu bayram mı? Aman çok ayıp
Çocukken gördüğüm bayramlar hani?
Mübarek elleri öpüp, koklayıp
Yüzüme sürdüğüm bayramlar hani?
Hani ya o özlem, hani ya o tad?
Ne dışım kaygusuz ne içim rahat
Haftalar öncesi her gün, her saat
Babamdan sorduğum bayramlar hani?
Nur yağan geceler, gündüzler nerde?
Neşe paylaştığım öksüzler nerde?
Dost yollar, dost evler, dost yüzler nerde?
Huzura erdiğim bayramlar hani?
Kar çiçeğim solmuş kar yatağında
Can verir ırmağın dar yatağında
Arife gecesi yer yatağında
Üstüme serdiğim bayramlar hani?
Bayram demek takvimdeki yazı mı?
Bayram hasret, bayram ağrı, sızı mı?
Açıp yüreğimi, yumup gözümü
Özüne girdiğim bayramlar hani?
Bayram af günüdür, barış günüdür
Bayramlar rahmete giriş günüdür
Bayram, Hak menzile varış günüdür
Gönlümü verdiğim bayramlar hani?
Bilcümle yurt içindeki ve yurt dışındaki din kardeşlerimizin; biraz sıkıntılı, biraz üzüntülü, camilere gidemediğimiz, belki birçoklarının işlerini kaybettiği, çocuklarımızın okullarına gidemediği, evlerde kalarak geçirdiğimiz Mübarek Ramazan-ı Şerif Bayramlarını gönülden tebrik eder, milletimiz, memleketimiz, âlemi İslam ve bütün dünya için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hakk’tan niyaz ederim. İnşallah korona belasından en kısa zamanda kurtulmak üzere. Cümleniz Mevla’ya emanet olunuz.