• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

CHP içindeki “Suriye’yle savaşsak banko Esad’çıyım” diyen hainler!

04 Şubat 2020
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

CHP’yi özetleyen milletvekili, Sezgin Tanrıkulu..

Aslında sadece CHP’yi değil..

Tayyip Erdoğan muhalifi tüm partilerin görüşlerini de özetleyen, Sezgin Tanrıkulu..

Çelişkileri, yanardönerlikleri temsil eden isim, Sezgin Tanrıkulu..

Ne var bu çelişkilerde?

Ne var bu yanardönerliklerde?

Kısaca vereyim..

Dün İdlib’de 5’i asker, 3’ü sivil olmak üzere 8 şehit verdiğimiz günde Sezgin Tanrıkulu’nun açıklaması bire bir şöyle:

“Şu soruyu soruyorum, ne işimiz var İdlib’de? Ne işi var askerlerimizin İdlib’de!”

Bu soruyu utanmazca sorabilen Sezgin Tanrıkulu..

Suriye için, bugünkü ile aynı sebepli tartışmalar yaşandığı 2015’te, Türkiye’nin Kobani’ye sahip çıkması gerektiğini söylüyordu.

“IŞİD orada masum sivil halkı öldürüyor, görmüyor musunuz? Niye el uzatmıyorsunuz?” diye yırtınan Sezgin Tanrıkulu..

Hatta..

Kendi insiyatifi ile, Kobani’ye giderek, orda silahlı mücadele yapan Aziz Güler öldürüldüğünde..

“Bu insanın cenazesi Türkiye’ye getirilmeli.. Daha önce Türkiye’de yaşayan bir vatandaşımız. Mezarı da Türkiye’de olmalı. Niye annesine babasına bunu çok görüyorsunuz?” diye, günlerce siyasi iktidarı suçlayan, cenazenin Türkiye’ye getirilmesi için nöbet bekleyen Sezgin Tanrıkulu..

Yani, Aziz Güler’in Kobani’ye giderek, orda silahlı mücadele vermesini onayan, kutsayan Sezgin Tanrıkulu..

Aziz Güler’in cenazesine katılıp, orda gözyaşı akıtan, “Aziz’im.. Aziz’im..” diye tepinen Sezgin Tanrıkulu..

Şimdi bize soruyor:

“TSK’nın İdlib’de ne işi var?”

Aziz Güler, Kobani’ye gittiğinde, onu destekle, alkışla..

Ama İdlib’deki masum sivil halka karşı Suriye rejiminin katliamına karşı Türk askeri bölgede konum alınca, “Ne işin var İdlib’de?” diye sorgulama yap!

Başta söyledim..

Bu söylem sadece Sezgin Tanrıkulu’na ait olsa..

“Canı cehenneme” der geçeriz..

Ama bu söylem, CHP’ye de hakim..

Öyle hakim ki..

Bugünlerde kuyruğunu kısıp, sessiz kalıyorsa da..

Mesela bir Sera Kadıgil’i var, CHP’nin..

“Bugün Suriye’ye savaş açsak banko Esad’ı tutarım” diyor, 2012’de..

Bugün de aynı kanaatte olduğundan eminim.

Değil ise..

Çıksın açıklasın..

Sadece CHP de değil, bu kafadaki çelişkiler yumağının sahipleri..

İyi Parti de aynı kafada.. Yani üstü kapalı Esad’çı..

Saadet Partisi de aynı kafada.. Yani Esad’çı.. 

HDP’yi söylemeye hiç gerek yok..

Onlar ölümüne Esad’çı..

PKK’ya verdiği destek sebebi ile, ölümüne Esad’çı..

Ölümüne Rus’tan yanalar..

Erdoğan ile birlik gibi görünen Perinçek grubu bile Esad’çı..

“Bu Esad’ın pisliğinde mavi boncuk mu buldunuz” diye sorup, yine sembol olması sebebi ile, Sezgin Tanrıkulu’dan devam edeyim, bu “nato kafa nato mermer” zihniyetin İdlib’e bakış açısına..

Tanrıkulu devam ediyor:

“Türkiye, Suriye’ye dünyanın dört bir yanından gelen cihatçılara ev sahipliği yaptı..”

Ahlaksızlığa bakıyor musunuz?

Dünyanın dört bir yanındaki devletler, Suriye’ye cihatçı yolluyor..

Bunu Tanrıkulu kendisi itiraf ediyor..

O devletlerin isimlerini verip, deşifre etmek yok..

Alman’ına, İngiliz’ine, Fransız’ına tek kelime etmek yok.

Ederse, mamasını keserler çünkü..

Sonra geliyor, yalandan bir iddiayı doğru gibi dillendirip, “Cihatçılara Türkiye kucak açıyor” diyor..

Oysa önceki yıllardaki söylemine ilaveten.. Bir yıldır daha yüksek sesle haykıran Türkiye çırpınıyor; “Suriye’deki teröristleri hangi ülkeden gelmişlerse, o ülkeye paketleyip yollayacağız. Bu noktadaki tavrımızdan, bizi kimse durduramaz” diyor.

O batılı ülkeler ise, “Teröristler Suriye’de kalsınlar. Bize yollamayın” diyerek ahlaksızlıklarını ispatlıyorlar.

Burdaki maşaları Sezgin Tanrıkulu da, o batılı devletleri gizleyip, Türkiye’nin o teröristlere sahip çıktığı gibi bir iftira ile, kendi ülkesine ihanet ediyor.

Dahası var..

4 milyon sivilin yaşadığı İdlib’deki insanların canını..

Kobani’deki 30 bin insanın canından daha değerli görüyor olmalı ki..

Kobani için yaptığı çağrıyı, şimdi İdlib’deki siviller için yapmaması bir yana..

Kobani için çağrıda bulunup, İdlib için çağrıda bulunmamasını bile tolere edebilirim..

Ama vicdansızlığında zirve yaparak..

Ahlaksızlığında, utanmazlığında tavan yaparak..

Bakın Türkiye’nin İdlib’deki sivil halka sahip çıkışını, nasıl yorumluyor:

“Türkiye İdlib’deki cihatçılara garantör oldu..”

Ulan ahlaksız. 

Yalancı...

Türkiye, İdlib’e operasyon düzenlenmemesini istedi de..

Şu anki sorun, İdlib’de yaşayanların Suriye rejimine saldırısı mı? TSK’ya saldırısı mı?

Yoksa..

Suriye rejiminin, İdlib’deki kendi halkına saldırısı mı?

Suriye rejimi, kendi halkını öldürüyor..

Kendi insanlarını, çoluk çocuk demeden katlediyor..

Kobani için yırtınan Sezgin Tanrıkulu ise..

4 milyon sivil insanın ölümünü adeta seyretmemiz için, “TSK’nın İdlib’de ne işi var” diyor..

Oysa..

İdlib’den çıkarılan sivil halkın yüzü, Türkiye’ye dönmüş durumda..

4 milyon Suriyeliyi barındırıyoruz..

4 milyon Suriyelinin daha gelmesi an meselesi..

Buna yol açan Esad güzel..

Bunu önlemek isteyen Türkiye kötü..

Nasıl bir ahlaksızlık bu?

Nasıl bir çelişki, nasıl bir rezillik?

Bir de şunu demiyor mu:

“Suriye’de BM’nin tanıdığı rejimin teröristleri çıkartmak için yaptığı mücadeleye nasıl ses çıkaracaksınız? Meşru hükümete karşı savaşan teröristlere yardım ederseniz, nasıl izah edeceksiniz bunu?”

Ben kötü söz söylemeyeyim, siz onu kafanızda canlandırın ve ben devam edeyim: “İdlib’de rejim teröristlerle mücadele ediyorsa, 4 milyon sivil halk, niye Türkiye’ye geliyor?”

Bir soru daha: “Sen, Tanrıkulu.. Türkiye’deki PKK’yı bile halk hareketi olarak görürken.. Suriye’deki halkını katleden rejimi nasıl aklayıp, ordaki halkın mücadelesini de, nasıl terörist olarak damgalayabiliyorsun?”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Adam

Lozanda 24 milyon metrekare olan toprağımızı 780 bin metreye indirerek bir avuca mahkum ederek alemi İslam'ı misaki milli ile belirlenen vatanı parçalayıp düşmana yem eden, zihniyet değil miydi? Haliyle bunun devamı olarak, eldeki muvcududa düşmana peşkeş çekip tamamen bitirmek en önemli hedefleri olacak. Düşmanla işbirliği yaptıkları için onların menfaatini savunacak. Eğer biz orta doğu da eski topraklarımızda yeniden söz sahibi olursak, ekonomisi tamamen müslümanları sömürmeye dayalı olan düşman biter . 15 temmuz da da vatanı parçalayıp yok etmek isteyen düşman la beraber değiller miydi?

hercai

TANRIKULU DEGIL, SEYTANKULU'DUR BU BAHSETTIGINIZ AHLAKSIZ ALLAH DUSMANI!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23