Zincir marketler ve vurun abalıya

Değerli okurlarım her şeyi devletten beklemenin kolaycılığına kaçarak sorumluluktan kurtulacağımızı zannediyorsak daha çok bekler ve daha çok ah vah ile dizlerimizi döveriz.

Nereden ve nasıl baksak bakalım bugün yaşadığımız maddi sorunların büyük kısmının sorumlusuyuz ve kaçarak kurtulamayız.

Örnek çok ancak en sondan başlayarak birkaç tanesini hatırlayalım. 

Geçtiğimiz yılın sonunda ülke ekonomisi ciddi bir sarsıntı geçirdi.

Sebebi ile ilgili farklı yorum yapılabilir. 

Devletimizi idare edenlerin bu krizde büyük hatası da olabilir.

Ekonomi tahsilim yok ancak evinin ekonomisini idare etmeye çalışan bir vatandaş olarak bu krizden herkes gibi ben de olumsuz etkilendim ve döviz ateşini harlayanların ülkemizi sürükledikleri yeri timsah gözyaşları ile izleyenlerin aymazlığından kahroldum.

Dalga boyu yüksek, engin denizde giden aynı geminin yolcuları olarak o günlerde kesesini dövizle dolduranlar, bugün yeni krizler için fırsat kolluyor veya durumdan vazife çıkarma peşinde pireyi deve yapmak için var güçleri ile çalışıyorlarsa vah ki ne vah demekten başka bir ifade bulamıyorum.

Dünyanın nerede ise her yerinden yükselen seslerden de anlıyoruz ki, pandemi sanılandan daha büyük bir hasar bırakacak ve hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Yeni durumumuzu bu gerçekliğe göre ayarlamak ve tedbirleri buna göre almak varken eski tas eski hamam misali vur patlasın çal oynasın dersek öncelikle kendimize zarar veririz.

Son günlerde herkesin diline pelesenk olan yüksek faturalar, elbette devletimizin ilgili kurumlarınca da dikkate alınarak düzeltmeler yapılacak olmasına rağmen dediğim dedik çaldığım düdükçü kesimin borazanı maalesef giderek daha fazla insanı rahatsız ediyor.

Devlet zaten muhtaç vatandaşlarına sosyal yardım yapıyor. Bunun bilinmesine rağmen sırca köşk sakinlerinin öttürdüğü borazanın sesine kendini kaptırmış, her türlü olumsuzlukta kullanılmaya müsait bir kesim var.

Devletimiz kendi kasasından zincir marketlere verdiği KDV indiriminden vatandaşımızı yararlandırma hususunda sınıfta kaldığının canlı şahitlerinden birisi olarak hafta boyunca bu makaleyi sağlıklı ve doğru bilgilerle yazmak için zincir dışı olan irili ufaklı marketleri ve hatta bol reklamlı getir götürcü marketler de dahil çok sayıda marketin ürünlerini karşılaştırdım.

Maalesef hiçbirisi devletin vatandaş lehine yaptığı fedakârlığa yardım şöyle dursun fiyat artırımı ile karşılık vermiş.

Haklarında olumlu bir cümle sarf edemeyeceğim. 

Al birini vur ötekine denecek bir savrulma içerisindeler. 

Hepsi birden sınıfta kaldı.

Bu arada fırsattan istifade kafileye İBB de katılmış ve fakir fukaranın azığı olan ekmeğe fahiş zam yaparak bu furyada ben de varım demiş. Suya yapılan yüksek zam da AK Parti ve MHP’den dönmüş.

Devletimizi idare edenlerin gayret ve çabalarına destek olmak gerekirken köstek olmak kime ne kazandıracak doğrusu merak ediyorum. İki yıl önce vatandaşın işine aşına can suyu olsun diye bankalar aracılığı ile dağıttığı düşük faizli paralarla altın döviz alanlara ben hakkımı helal etmiyorum. Aynı şekilde bu zor günlerde devletin imkânları ile semirirken devlet deniz yemeyen domuz diyen cinsi bozuk yaban domuzlarına da hakkımı helal etmiyorum. 

Devleti ana olarak bilerek onun sıcacık kucağına sığınan ve her türlü zorlukta devletinin yanında olanlara saygılar sunuyorum. 

Devlet kimine ana kimine babadır.

Hırsız eller daha fazla müsamaha gösterilmeden kesilmeli ki, devlete olan güven zedelenerek felaket tellalcılarına gün doğmasın. Hata yapanın yaptığı hata kesesine kalmasın.

•

Sosyal medya goygoycuları

Nerede ise her gün yeni bir malzeme ile vatandaş huzursuz ediliyor. Yalan tacirleri kullanacakları malzeme bulamadıklarında bile buldukları herhangi bir malzemeyi allayıp pullayarak alıcı kerizlere pazarlayarak satmasını iyi beceriyor. 

Şimdi de GEÇÇEK üzerinden algı oluşturularak pazara sürdüler. Kendileri çalıp kendileri oynayadursun. 

Millet can derdinde.

Milletin derdi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan böyle kalp malzemelerle algı üstüne algı, bir sürü uyurgezere rüyasında darı gösterebilir. Bu rüyayı hayra yorarak üretilen malzemeler yalan pazarına düştüğü anda zaten olanlar oluyor ve binler on binler tadına tuzuna bakmadan bu zokayı yutuyor yutmasına da olan saf ve temiz vatandaşa oluyor.

Sosyal medyada güçlü olmak ve buradan alınan güçle efelik taslamak bu ülkede sökmez. Sessiz yığınlar ses verdiğinde kaçacak delik aramak zorunda kalmak istemeyenler aklını başına alarak iki kere düşünmeliler. İki dinleyip bir konuşmalı ve bugün için at oynatmaya müsait sosyal medyadan ulu orta ürümemelidirler.

Bu haftalık da bu kadar.

Kalın sağlıcakla.