İSKİ skandalı(2)
İSKİ skandalı(2)
Ali Akben
CHP iktidarının ne demek olduğunu gençler bilmeyebilir.
Ancak bilenler yüzünden CHP nerede ise 40 yıldır iktidar yüzü görmüyordu.
Metal yorgunu mevcut iktidara son yerel seçimlerde kendine gelsin ve halka hizmet hakka hizmet anlayışından sapmışlığına ders olsun diye vatandaş istemeyerek de olsa CHP’yi 40 yıl sonra yerelde iktidar yaptı.
İstanbul’da yaşayan bir yurttaş olarak iyi oldu diyemeyeceğim. Sebepler üzerinden polemik yapmadan son günlerde özellikle CHP belediyelerinde yaşanan yolsuzluk olayları bana geçmişte yaşanan İSKİ skandalını hatırlattı.
1993 yılında patlak veren İSKİ skandalının kahramanı İSKİ genel müdürünün eşi idi ve işin içinde ihanet vardı.
Skandal, İSKİ genel müdürünün eşi ile boşanma sürecinde ortaya çıkmıştı. İSKİ genel müdürü sekreteri ile ilişki yaşamaya başlamış ve eşinden boşanma sürecinde yüksek miktarda tazminat teklif etmiş, bu durumdan şüphelenen eşi yapılan yolsuzlukları basına açıklamış ve böylece skandal patlak vermişti.
90’lı yıllarda, İSKİ skandallarla anılırken İstanbul halkı da susuzluktan Kerbela günlerini yaşıyordu. İstanbul’da ikamet ettiğim Bayrampaşa semtinde yaşadığım evde İSKİ suyunun aktığına şahit olmadan yine suyu akmayan başka bir ilçeye taşınmıştım.
CHP dendiğinde akla ilk gelen yasakçılığından bu milletin çektiklerini unutması mümkün değil ama konumuz bu değil.
Bir kesim tarafından eski Türkiye özlemciliği devam etse de köprünün altından akan sular misali yasakçı zihniyet kısmen de olsa körelmiş olabilir ama şimdilerde ismine uygun yolsuzluklarla çalkalanınca aklıma meşhur skandalları geldi.
CHP belediyeciliğinde hizmetin pek adı yok ama pireyi deve yapan reklamları ve yolsuzluk yapmada nerede ise birbirleri ile yarışıyorlar.
En son Beykoz Belediyesine sıçrayan yolsuzluk furyası bu hızla devam ederse İBB’ye kadar uzanacak gibi.
İBB başkanının gündemi başka olduğu için böyle küçük işlerle uğraşmaya vakti yok. İBB’yi çökerttiği gibi ülkeyi de çökertmeye niyetli ve kafayı cumhurbaşkanı olmaya takmış.
***
Dediğim dedik
Dünya jandarmasının şaftı kayınca ister istemez, günümüzde sık yaşanan garabetlerin daha beterini yaşayacağımıza da şimdiden hazırlıklı olmak gerekiyor.
Sarı gâvurun dünyayı sarsan; akla, mantığa, vicdana ve insafa uygun olmayan açıklamaları er ya da geç bumerang etkisi ile kendini de yakacak olmasını bilmemesini düşünmek safdillik olur.
O zaman sarı gâvur tüm bu yapıp ettiklerini bilinçli olarak yapıyorsa sebebi ne olabilir.
Merhum Kadir Mısıroğlu ve Mehmet Şevket Eygi üstadlarım, ABD’nin yıkılmaya başlayacağı dönemin 2025 yılından sonra olabileceğini söylerken son günlerde yaşananlardan bîhaberlerdi.
Merhum üstad Kadir Mısıroğlu özel sohbetlerimizde ABD’nin yıkılma sürecine gireceğini söylediği günlerde Trump gibi bir narsistin adı yoktu. ABD gibi dört dörtlük bir devlet nasıl yıkılır ki dediğimizde de çeşitli alternatiflerden bahsederlerdi.
Sarı gâvur alternatiflerden bir tanesi olabilir. Adam daha seçilmeden söylemleri gündem olmuş ve göreve başladığı günden bugüne düşük çenesi ile beden dili ve imzaladığı kararnamelerle sadece ABD’de değil tüm dünyada taşları yerinden oynattı.
Taç giyen baş ağırlaşır derlerdi adam taç giyer giymez adeta çıldırdı. Dediğim dedik, çaldığım düdük dercesine ağzına geleni konuşarak dünya jandarmalığı şöyle dursun yaktığı ateşe barutla gidip oluşturduğu yangını söndürmek için benzin kullanıyor.
Merhum üstadımın dediği gibi ABD sonun başlangıcına doğru mu gidiyor ve sarı gâvur bu işin görevlisi mi?
Sabah söylediğini akşam inkâr eden, teamül denen devlet ciddiyetini ayaklar altına alan ve tehdit dilini fütursuzca kullanan bu adamı akıllandıracak bir unsur da gözükmüyor.
Her zamankinden daha çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Devletimiz bir kez daha teröristlere fırsat verdi. İyi değerlendirilmeli, kardeşlik kazanmalı ve canlar daha fazla yanmamalı.
2014 yılında devletimiz çözüm süreci başlatarak terör belasından ülkemizi kurtarmak istemişti. Devlet ve millet düşmanı yerli ve yabancı unsurlar bir olup bu süreci baltalayarak ülkemizi iç savaşa sürüklemek istediler ama gezide olduğu gibi muvaffak olamadılar ve yenildiler.
Şimdi aynı mihraklar, ABD ve İsrail öncülüğünde üç gündür Suriye üzerinden aynı alçaklığı yapıyorlar. Yakın geçmişte ülkemizde saman altından su yürüten devletin iliklerine kadar sızmış münafıklar vardı. Bugün çok şükür öyle bir tehlike yok ama şimdi de Suriye’yi karıştırmaya çalışıyorlar.
Devletimiz olmadığı kadar güçlü ve muktedir. Yeter ki gölge edenler aklıselim ile hareket etsinler.
Bu haftalık da bu kadar.
Kalın sağlıcakla.