Mısır’da Senato seçimlerini boykot
Mısır’da 2019’da gerçekleştirilen Anayasa değişikliğinden sonra Türkçede Senato dediğimiz, Arapçada ise Meclisu’ş-Şuyuh adı verilen danışma meclisi türünden bir alt meclis oluşturulması kararlaştırılmıştı. Bu meclis, Sisi darbesi sonrasında yolsuzluk iddialarıyla kapatılan ve üyelerinin üçte biri cumhurbaşkanı tarafından tayin edilen 270 üyeli Şura Meclisi’ne benzetiliyordu.
2019’daki Anayasa değişikliği sonrası oluşturulması istenen senatonun yasama yetkisi olmayacağı, bir tür danışma meclisi gibi görev göreceği belirtiliyor. Beş yıllık süreler için seçilecek senatonun 300 üyesi olacak, bunların 100’ü cumhurbaşkanı tarafından tayin edilecek, 100’ü ferdi adaylıklarla, 100’ü de listeler vasıtasıyla seçimler yoluyla belirlenecekti.
Aslında Sisi cuntasının böyle bir meclis oluşturmasının amacı halkın iradesinin yönetim üzerinde bir etkisinin olmasına fırsat vermek değil kendisinin dikta rejimine şeklen de olsa biraz “demokratik” görünümü vererek göz yanıltmaya çalışmaktı. Üyelerinin zaten üçte birini kendisi tayin edecek, diğer üçte ikisinin seçimlerle belirlenmesinin de hiçbir anlamı olmayacak çünkü görünüşte insanlar sandık başına gidip oy kullansalar da sonuçlar diktatörün önceden belirlediği şekilde olacaktı. Nitekim halk bu konuda ona kesinlikle güvenmediğini, seçimlerine itibar etmediğini 11-12 Ağustos tarihinde gerçekleştirilen ilk senato seçimlerinin birinci turunu büyük ölçüde boykot ederek ortaya koydu.
Seçimler Ulusal Komisyonu Başkanı Müsteşar Laşin İbrahim’in, seçim sonuçlarıyla ilgili olarak iki gün önce yaptığı açıklamalara göre senato seçimlerinin birinci turuna katılım oranı sadece %14.23 oldu. Yani 62 milyon kayıtlı seçmenden sadece 8 milyon küsur seçmen oy kullanmıştı. Tahminlere göre bunların büyük çoğunluğunu da sandık başına gitmedikleri takdirde bunun sicillerini olumsuz yönde etkileyeceğinden korkan askerler, devlet memurları ile hıristiyan azınlık oluşturuyordu. Hıristiyan Kıpti azınlık içinde de Sisi cuntasına karşı özgür düşünceyi destekleyen azımsanamayacak bir kesim bulunmakla birlikte onların önemli bir kısmının da Sisi cuntasına destek verdiği ve onun cuntasını meşrulaştırmak için seçimlere mümkün mertebe katıldıkları bilinmektedir.
Dolayısıyla üzerindeki siyasi baskının etkisinde olan asker ve memur kesimle, cuntanın yanında yer alan Kıpti kesimi bir kenara koyduğunuzda Mısır halkının senato seçimlerini tamamen boykot ederek Sisi yönetimini reddettiğini, onu asla onaylamadığını, benimsemediğini bir kez daha çok açık ve net olarak gösterdiğini söyleyebiliriz.
Bu durum her şeyden önce, dünyada pek yankı uyandırmayan ve gündem oluşturmayan Mısır senato seçimlerinin sonuçlarının kesinlikle Mısır halkının önüne konulanlar arasında yaptığı tercihi ortaya koymadığını, onun tercihinin cuntayı temelden ret olduğunu gözler önüne sermiştir. Çünkü açıklanan sonuçlara göre ferdi adaylıklar için tahsis edilen sandalyelerden 74’ünün ilk turda belirlendiği, bunlardan 68’ini Sisi yanlısı Vatanın Geleceği Partisi mensuplarının, 5 sandalyeyi yine Sisi’ye destek verdiği bilinen Cumhuriyet Halk Partisi mensuplarının, 1 sandalyeyi de bağımsız bir adayın kazandığı duyuruldu. Selefi görünümlü olmakla birlikte Sisi cuntasına destek verdiği bilinen Nur Partisi de 4 adayının ikinci tura kaldığını açıkladı.
Ama dediğimiz gibi bu sonuçlar Mısır halkının yaptığı tercihlerin bir göstergesi değildir. Mısır halkı iradesini ve tavrını seçimleri boykot etmek suretiyle, sandık başına gitmeyerek Sisi cuntasını kesin bir şekilde reddettiği, onun seçimlerine de güvenmediği mesajı vererek ortaya koymuştur. Mısır halkının iradesini birçoğu gönülsüz olarak, rejimin baskılarından dolayı sandık başına giden %14’ün değil, bu seçimleri boykot ederek cuntaya ve dikta rejimine karşı tavrını ortaya koyan %86 ‘nın tercihinde aramak gerekir.
Yapılan açıklamalara göre birinci turda kesinleşmemiş senato üyeliklerinin belirlenmesi için de ikinci tur seçimler 8 ve 9 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek.