• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Irak’ta seçim çalkantısı sürüyor

22 Ekim 2021
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Irak’ta 10 Ekim’de gerçekleştirilen seçimlerde İran yanlısı ittifakın büyük bir oy kaybı yaşaması sebebiyle bu kesim seçim sonuçlarına bir türlü razı olmak istemiyor. Bu yüzden önce seçimlere çeşitli itirazlarda bulundular. Oy sayımlarında birtakım usûlsüzlükler olduğu iddiasında bulunarak oyların yeniden ve elle sayılmasını talep ettiler. 

Irak Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Adnan Celil 17 Ekim tarihinde Bağdat’ta düzenlediği basın toplantısında 3 bin 681 seçim merkezinde elle sayım işleminin tamamlandığını, elektronik tasnif işlemiyle yüzde yüz uyumlu olduğunu belirterek kesin sonuçları açıkladı. 

Açıklanan nihai sonuçlara göre başını Mukteda Es-Sadr’ın çektiği Sadr Hareketi 73 sandalye kazanarak yine birinci olmuştu. Sünni kesimi temsil eden siyasi oluşumlardan olan Tekaddum Koalisyonu 38 sandalye kazanarak ikinci olmuştu. Bağımsızların elde ettiği sandalye sayısı da 38’e ulaşıyordu. 

Yine Şii kesimi temsil eden siyasi oluşumlardan olan ve liderliğini Irak’ın eski başbakanlarından Nuri El-Maliki’nin yaptığı Kanun Devleti Koalisyonu 35, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi 33, başını Kürdistan Yurtsever Birliği’nin çektiği Kürdistan İttifakı 16 sandalye kazanmıştı. 

Seçim sonuçlarına razı olmayarak ortalığı velveleye veren, başını İran destekli Haşdi Şabi’nin çektiği Fetih Koalisyonu’nun kazandığı sandalye sayısı ise 16 olarak açıklandı. 

Aslında Irak’ta bilindiği üzere, ABD işgali sonrasında, kendilerince Saddam’dan intikam alma iddiasıyla işgal güçleriyle ittifak oluşturmalarından dolayı Şii siyasi oluşumlar sahayı kapmış durumda. O yüzden siyaset meydanında artık birinci derecede onların davulu çalınıyor. 

Şu var ki meydanın bu kesimin eline geçmesi için perdenin arkasında dümenler çeviren İran, sahanın genel anlamda Şii kesimi temsil konumundaki siyasi oluşumlara değil, özel anlamda kendisiyle yakın işbirliği içinde olan ve kendi siyasetinin takipçiliğini yapan oluşumlara kalmasını istiyor.

Bu da İran’ın, aslında itikadi anlamda bir mezhepçilikten ziyade siyasi bir mezhepçilik politikası izlediğini ortaya koyması açısından dikkat çekicidir. Azerbaycan’a yönelik tavırları da temelde bu politikasından kaynaklanıyor. 

Irak’taki son seçimlerde ise İran’ın istediği gerçekleşmedi. Şii taban İran yanlısı ittifakı değil, onunla biraz sorunlu olduğu tahmin edilen, onu tümüyle karşısına almasa da tamamen güdümüne girmeyi de istemeyen Mukteda Sadr’a bağlı grubu tercih etti. 

Lübnan’daki Beyrut limanı soruşturmasına kendi adamlarının dahil edilmesini önlemek ve onların soruşturmaya dahil edilmesine karar veren hakimin değiştirilmesi için baskı yapmak isteyen kitleleri yönlendiren anlayış Irak’ta da taraftarlarını seçim sonuçlarına razı olmamaları için meydanlara çıkmaya, gürültü çıkarmaya, seçimler hakkında kafa karıştırmaya yöneltiyor. 

Kendisi de Şii kesime mensup olan Başbakan Mustafa El-Kazımi, seçimlerin dürüstçe olduğunu iddia ederek yapılan itirazlara tepki gösterdi. 

Yüksek Seçim Komisyonu Başkanı Adnan Celil de yaptığı açıklamada, bütün siyasi oluşumlara eşit mesafede durduklarını, kurumun görevinin seçmenlerin oylarını korumak olduğunu ve bunda da başarılı olduğunu dile getirdi. 

İran’ın yönlendirdiği siyasi oluşumlar, seçimlere veya oy sayımlarına hile karıştırıldığı iddiasından yola çıkarak meydanlara dökülüp gürültü çıkarmak yerine, niçin oy kaybettikleri, Şii tabanın desteğinin bile kendilerine değil de İran’la ilişkilerinde daha stratejik bir tavır sergilemeden yana olan Sadr Hareketi’ne yöneldiğini tahlil etseler daha uygun olmaz mı? 

Örneğin Fas’ta İslami kesimi temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi son seçimlerde büyük miktarda oy kaybı yaşadı. Durumu analiz edenler sonuçları daha çok bu partinin yanlış politikalarına ve tavırlarına bağlayarak bununla ilgili değerlendirme yapma yoluna gittiler. 

Irak’ın yeni bir iç karışıklığa sürüklenmesi bu ülkedeki halkın bütün kesimleri açısından ağır külfetlere sebep olacak ve ülkenin yeniden toparlanması hayli zaman alacaktır. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali

Kürdistan diye bir ülke yok. O kelimeler yok hükmündedir. Olmayan ülkenin partisi mi olur? Kürt partileri kapatılmalıdır

Atilla Akbaş

Şu zeminde halkın iradesinin temsil edilmediği bir senatonun Irak'ı yönetecek olması, bölgede pek kimseyi heyecanlandırmıyor. Irak'lı seçmen biliyor ki; Bağdat Senatosunun üzerinde Washington, Tahran ve Şia etkisi var. Bu paralelde Başbakan Kadhimi halkın siyasete karşı tarumar olan güvenini onarmaya çalışsa da; gelinen nokta maalesef çok uzun boylu değil.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23