• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Türkiye’nin göç politikası

30 Ağustos 2021
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Göç ve mülteci konusunu yazarken mümkün mertebe empati yapmaya, merhamet ve vicdan duygusunu elden bırakmamaya, ama aynı zamanda olayın sosyolojik boyutunu ele alırken de duygusal davranmamaya çalışıyorum. Nitekim konunun hem bize bakan cephesi, hem de uluslararası boyutu var. Malum, Türkiye’nin Suriye iç savaşı ile başlayan ve yaklaşık 10 yıldır 5 milyona yakın sığınmacıyı topraklarında misafir ettiği “açık kapı politikası” şimdilerde çok tartışılmaya başlandı. Zaten Suriyeliler konusu bir takım mihraklar ve özellikle CHP tarafından sürekli gündemde tutuluyordu, buna şimdi bir de Afganlılar eklendi.

“Göç” olgusu yani insani hareketlilikler tarih boyunca vardı, bundan sonra da olacaktır. İnsanların bulundukları yeri bırakarak başka mekânlara göç etmek isteme nedenlerinin en acılı olanının “savaş, korku ve şiddete dayalı göç” olduğunu söyleyebiliriz. Elbette zorunlu göç anlaşılabilir, bu durumda göçe maruz kalanlar misafir olarak ağırlanır, günü ve saati geldiğinde kendi mekânlarında fiziki ve diğer tüm şartlar tamamlanmışsa ülkelerine iade edilebilirler. Her göçün arkasında, “daha iyi bir hayat arayışı” vardır. Hiç kimse durup dururken kendi vatanını terk etmez. Mesela Suriyeliler neden ülkemize ve diğer ülkelere göç dalgası başlattı? Esed denen zalim, kendi halkına savaş açmasa ne diye bu insanlar iş yerlerini, evlerini barklarını bırakıp da hiç alışık olmadıkları diyarlara hicret etsinler? Göç sadece fiziki sınırlardan ibaret de değil. Kültürel ve duygusal, gelenek ve görenekleri de kapsıyor. Kim bunları bir çırpıda terk etmek ister?

İnsanlar yaşadıkları yeri neden terk ederek, başka bir ülkeye göç ederler? Türkiye’nin göç politikası gayet insani, merhamet ve vicdana dayalı ve de adildir. Bu yüzden yıllardır “açık kapı” politikası uyguladı. Bu konuya yazımın sonunda yeniden döneyim, şimdi Afganistan konusuyla meseleyi biraz irtibatlandırmaya ve bir çıkış yolu aramaya çalışalım. Meseleye Davutoğlu’nun doğru veya yanlış Suriye politikası argümanıyla yaklaşanlar, göç politikasını doğru tanımlayamazlar. Popülizme gerek yok. Davutoğlu’nun konjonktür gereği o gün uyguladığı Suriye politikası doğru ve yerinde bir karardı. 

 Taliban’ın kırmızıçizgi olarak nitelendirdiği 31 Ağustos tarihine ramak kala Afganistan’da gerçekleşen saldırılarla ne amaçlandı? İŞİD veya diğer adıyla DAEŞ’in Afganistan’dan uzaklaştığı biliniyordu. DAEŞ Kabil Havaalanına kadar girip, nasıl terör eylemi yaptı? Dehşet bir güvenlik açığı ve zafiyeti, bir o kadar da istihbarat zayıflığı söz konusudur bölgede. Yıllardır bölgeyi işgal altında tutan ABD, hem İŞİD’i ve hem de Taliban’ı etkisiz hale getirdiğini söyleyip durdu. ABD’nin Afganistan’dan pes ederek çekildiğini pek düşünmüyorum. Taliban’ın Afganistan’da yönetimi bir tek kurşun atmadan devralmasını nasıl muamma buluyorsam, aynı şekilde ABD’nin de ayrılmasını, ayrılırken bölgeyi Taliban’a devretmesini de garipsiyorum. Ülke kontrolünü ele geçiren Taliban, hapishanelerde tutuklu bulunan DAEŞ mensuplarını da serbest bırakmıştı. Uluslararası kamuoyuna ılımlı mesajlar vermekte olan Taliban’ın bu insani yaklaşımına, bir zamanlar birlikte hareket ettiği İŞİD, böyle mi karşılık verecekti? Bugün Afganistan’da Taliban’la İŞİD’i karşı karşıya getiren faktör veya güç kim? Daha şimdiden bu tür patlamalar ve cinayetler gerçekleşirse, uçakların kanadında özgürlük arayan, topraklarını terk etmek isteyen Afganlı mülteciler haklı duruma düşmüş olmaz mı? 

Afganistan’dan kaçışlar sürerken, Ankara da haklı olarak “açık kapı” yani göç politikasında değişikliklere gidiyor. Türkiye 10 yıldır açık kapı politikası uyguluyor. Peki, açık kapı kimlere uygulanır? Uluslararası hukukta ölüm, savaş ve zulümden kaçanlara yönelik açık kapı politikası uygulanmakta. İşte Suriye’de varil bombalarından kaçanlara yönelik Türkiye’nin uyguladığı politika budur. Ancak sürecin uzaması, elimizi uzattığımız mülteci kardeşlerimizin tüm yüklerinin omuzumuza yüklenmesi karşısında kendi vatandaşlarımız haklı olarak gelişmeleri sorgulamaya başladılar. Buna bir de Afganistan hareketliliği eklenince hükümet de politika değişikliğine gitme kararı aldı. Açık kapı politikası, mevcut haliyle bizi mağdur ediyor. Neden? Çünkü uluslararası arena “bize sığınmacı gelmesini engellersen ancak sana destek veririz” diyor. Yani destek almak için mültecinin hepsini yalnız başına senin alman gerekiyor. “Bu bir vicdan meselesidir” diyerek, bugüne kadar çeşitli nedenlerle ülkelerinden kaçmak zorunda kalan insanlara topraklarını açan ve onları misafir eden Türkiye, artık bir yerde ister istemez tıkandı. Suriye’de Esed kadar, göç olgusuna neden olan İŞİD, ABD, Rusya ve İran da sorumludur. Korkarım aynı İŞİD, Afganistan göçünü de tetikleyeceğe benziyor. 

AÇIK KAPI POLİTİKASI KAPANDI MI?

Afganistan’daki gelişmeler nedeniyle kitlesel göç hareketine karşı “açık kapı” politikası, sınıra duvar örmek suretiyle kapandı. Daha önce eleştirdiğimiz tel örgü, duvar ve çitlerle sınırlarını koruyan ülkeler gibi biz de artık yeni bir politika uygulayacağız. Düzensiz göçmen sorununu tek başına Türkiye’nin çözmesi mümkün değildir. Salgınla mücadele, sınırlardaki terör hareketi, ekonomik sorunlar gibi devasa sorunlara bir de düzensiz göçmenleri eklediğimizde Türkiye’nin “açık kapı” politikasını değiştirmesi gayet doğaldır. Hiç kimsenin Türkiye’nin yardım severliğini istismar etmeye hakları yok. Dua edelim ve de gayret gösterelim de Suriye ve Afganistan’da ekonomik ve siyasi hayat normale dönsün. İnsanların kendi ülkelerinden kaçmasına neden olan etkenleri ortadan kaldırılsın. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali İhsan Tahtacı

Valla ne yalan söyleyin,Akit gibi şeriatçı,devletçi,Tayyipci bir mecmuadan böyle fikirleri okumak hoşuma gidiyor. Suriyelileri ölümüne sahiplenen bakış açısına karşın objektif,şartlar sağlandığında gönderelim diyen bir bakış açısı. Tebrik ediyorum akiti ve yazarını. Göç politikası değişmeli. Elin gavuru tüm sıgınmacıyı senin kapına yigacak,sen de üç kuruş için boyun egeceksin. Tayyip bey doğru söyledi,Türkiye yol geçen hanı degkldir

Duyarlı Vatandaş

30 Ağustos zafer bayramı tüm Türkiye 'ye kutlu olsun. Vefat eden tüm şehit ve gazilerimizin mekanı cennet olsun.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23