• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Fırat’ın doğusuna dikkat

24 Eylül 2018
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

 

Türkiye’nin İdlib’deki statüsü ve kazanımları, Başkan Erdoğan’ın Tahran zirvesi ve sonrasındaki mücadelesi neticesinde korunuyor. Ne kadar sürer, Ortadoğu’dan kazançla çıkabilir miyiz, zaman gösterecek. Devletlerin, özellikle referansları İslam olmayan ülkelerin çıkarları söz konusu olduğunda yapmayacakları şey yoktur. El-Bab, Cerablus ve Afrin’deki kazanımların korunması ve devamında Fırat’ın Doğusuna konuşlandırılan terör koridorunun bitirilmesi, ancak ve ancak İdlib pozisyonumuzun korunmasına bağlıdır. Maazallah İdlib elden giderse, Hatay başta olmak üzere Fırat’ın Doğusuna kadar tehlike sinyalleri çalar ve ateş çemberinin içinden çıkamayız. Bölge, İsrail açısından da büyük önem arz ediyor. Küresel terör estiren İsrail, en büyük desteği, büyük şeytan ABD’den alıyor. İdlib’deki başarımızla Fırat’ın Doğusunu dünya gündemine taşıyacağız inşallah. 

Rusya ve İran’ın desteklediği Esad rejiminin, Suriye’deki isyancıların ve radikal terörist grupların hakimiyetindeki son bölge olan İdlib eyaletine karşı taarruzu, ne yapıp edip engellenmelidir. Ne gariptir; Suriye Arap ordusu günlerdir İdlib sınırına yayılıyor, bölgede hareketlilik hat safhada. Türkiye uluslararası aktörleri safına çekerek, bu taarruzu caydırmalıdır. Rusya ve İran’ın Türkiye’nin uyarılarına kulak verip kayıtsız kalmaması gerekiyor. Eğer varsa Rusya ile ilgili görüş ayrılığımız, tez elden çözülmeli ve bölgeye ABD’nin müdahale etmesine fırsat vermemelidir. Astana sürecine zarar verici tüm yapılara dikkat etmek gerekiyor. Güvenli bölgeye zarar verecek aktörlerin sahadan uzaklaştırılarak, başta Rusya olmak üzere İran ve diğer faktörleri de devreye sokmak suretiyle bir atak başlatmalı. Bilindiği üzere bölgede Türkiye’nin 12, Rusya’nın 6, İran’ın ise 3 gözlem noktası bulunuyor. Tahran görüşmesinin ardından Rusya Devlet Başkanı V.Putin, Suriye topraklarının tamamında kontrol sağlamanın Suriye hükümetinin meşru hakkı olduğunu vurgulamıştı. Eğer operasyon illa yapılacaksa, hem İdlib sivil nüfusu hesaba katılmalı, hem de Türkiye’ye karşı olası bir göç dalgasının önüne geçilmelidir. 

Suriye savaşı nasıl ve ne zaman son bulur? Öncelikle Esed’in aklını başına alması gerekiyor. Sonrasında Rusya, İran, ABD, İsrail ve bölgede ne kadar at oynatan küresel aktör varsa çıkmalıdır. Siyasi çözümde Türkiye’nin hiçbir şekilde masa dışı kalmaması gerekiyor. Tabi sivillerin zarar görmemesi ve gerektiğinde İdlib dışına tahliyeleri durumunda insani, güvenilir bir koridorun oluşturulması elzemdir. Aman Putin’e dikkat! V.Putin, İdlib taarruzunun Kasım başında yapılmasını öngörüyor. Bunun için Başkan Erdoğan’dan, 15 Ekim’e kadar Türkiye yanlısı isyancı vekil güç JWT’yi güneyden çekmesini ve İdlib merkezinde silahsızlandırılmış bir bölgenin kurulmasını  istiyor.

Suriye ve İdlib konusunda ABD’ye gelince… Bu şeytan DAEŞ’i bahane ederek  PYD-YPG-PKK eliyle Suriye’nin petrol yatakları dahil Fırat’ın doğusunu işgal etti. Türkiye’nin güney sınırlarında oluşturulmaya çalışılan terör koridoru, ulusal güvenliğimizi tehdit ettiği gibi, kazanımlarımızı da yok etmeye yönelik bir yapılanmadır. Amerika, PYD/YPG-PKK terör örgütüne birkaç gün içiresinde yüzlerce TIR ile silah sevkiyatı yaptı. Bölgede çok büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. Ne Amerika’nın bölgedeki varlığı, ne de PYD/YPG-PKK terör örgütlerinin yapılanmaları meşru değildir. Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yoktur. PKK ve diğer terör örgütleri Kürtlerin asla temsilcisi olamaz. Kürtlerin ABD ve PKK gibi terör örgütlerinin propagandasına inanmamaları gerekiyor. Tüm yapılar, coğrafyamızı parçalamaya, bölüp yutmaya matuf terör hareketleridir. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23