• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Dicle-Fırat ve Münbiç’te neyi hedefliyoruz?

21 Ocak 2019
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Fırat’ın Doğusu neden bu kadar önemli? Münbiç’te neyi planlıyoruz?

Türkiye’nin Kuzey Suriye’de toprak genişletme veya enerji sömürme gibi bir planı yoktur. Sınırlarımız terör tehdidi altında ve ülkelerindeki iç savaştan Türkiye’ye sığınan 4 milyon mültecinin emin bölgelere iskan edilmesi gerekiyor. ABD kuzey Suriye’de terör devleti oluşturmaya çalışıyor, Türkiye ise bölgeyi terörden arındırarak mültecileri yerleştirmeyi planlıyor. ABD bölgede doğalgaz ve petrol rezervlerini sömürmek istiyor. Bunun için de Kürt tabanı üzerinden özerk bir yönetim planı yapıyor. Suriye iç savaşının siyasi çözümü ABD ile mümkün olmadığı gibi, Esed’siz bir formül sunmayan İran ve Rusya ile de mümkün değildir. 

FIRAT’IN DOĞUSU NEDEN ÖNEMLİ?

Doğalgaz ve petrol rezervlerinin yanı sıra tarım ve su kaynaklarını barındırması bakımından ‘verimli Suriye’ olarak bilinen Fırat’ın doğusu ekonomik ve stratejik öneme sahip. Dolayısıyla bu bölgede YPG/PYD üzerinden terör devleti inşa etmeye çalışan ABD’nin “Suriye’den çekiliyoruz” söylemi inandırıcı değildir.

Neden Fırat’ın Doğusuna operasyon?

Türkiye, Fırat’ın doğusuna yönelik askeri harekatla, terör örgütü YPG/PKK unsurlarının Suriye’nin doğusunda ve kuzey doğusunda ABD desteğiyle kontrol altına aldığı bölgelerde bağımsız bir oluşum kurma çabalarına son vermeyi amaçlıyor. ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını sonlandırma kararı almasının ardından, Türkiye’nin Münbiç’e yapacağı askeri operasyona ilişkin beklentiler iyice arttı. Her an Münbiç’e harekat başlayabilir. ABD bölgede devriye atıyor. DEAŞ’ın temizlenmesi ABD’nin tek hedefi değil, onun perde arkasında bir diğer terör örgütü YPG/PYD ve PKK’yı palazlandırıyor. Washington’ın terör örgütü YPG/PKK unsurlarına sağladığı silah desteğine ve eğitime bakıldığında, yapılanların DEAŞ terör örgütüne karşı savaş için gereken miktarı çoktan aştığını görüyoruz. ABD, YPG/PKK unsurlarına hafif, orta ve ağır silahlar ile bir orduyu tamamen donatmaya yetecek düzeyde mühimmat desteğinde bulundu. Şimdi bu bölgeyi bırakır mı? Suriye Demokratik Güçleri kim? ABD PKK’yı terör örgütü olarak görmesine rağmen YPG/PYD ve SDG’yı neden terör listesine almıyor? Suriye Demokratik Güçleri’nin çoğunun PKK’nın militanlarından oluştuğunu bilmeyen var mı? Suriye’de evinden barkından olan milyonlarca Arap ve Türkmen için, aslında ABD’nin Suriye’den çekilmesi çok önemli sonuçlar doğurabilir. Terör grupları bölgede en büyük desteği ABD’den alıyorlar. YPG/PKK terör unsurları, başta Münbiç olmak üzere birçok bölgeyi terk etmek durumunda kalabilir. Lakin ABD’nin bölgeden çıkacağına inanmıyoruz. Türkiye’yi oyalama taktiği ile meşgul. Gelişmelere baktığımızda büyük şeytanın sözünde de durmadığını görüyoruz. SDG’nin Fırat nehrinin batısına geçmeyeceğini taahhüt etti. Ancak Türkiye’nin uyarılarına rağmen, SDG Fırat’ın batısına geçti ve Münbiç ile Tel Rıf’at’ı işgal etti, şimdi tünel kazıp duruyor. Şimdi temel soru şu: “ABD Suriye’den çekilsin veya çekilmesin, Fırat’ın doğusunda Türkiye tarafından gerçekleştirilecek bir operasyona müdahalede bulunacak mı, bulunmayacak mı? İran değil ama Moskova, ABD›nin Suriye›deki nüfuzunu zayıflatmak ve Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmazlıkların şiddetini artırmak için Türk devletinin Münbiç ve Fırat’ın doğusunda operasyon yapmasına rıza gösterebilir. Çünkü bu durum Rusya’nın Suriye ve Ortadoğu stratejisinin yararınadır ve Türkiye’nin Moskova’ya daha fazla yakınlaşması için bir fırsattır. 

Türkiye’nin, Suriye’de operasyon yapmasına karşı çıkanlar, PKK militanlarının kuzey Suriye’nin demografisini değiştirmesine rıza gösterenlerdir. Biz harekat yapmasaydık bugün El-Bab kenti ve çevresi terör örgütü DEAŞ’ın elinde olacaktı. Bu durum ABD ve onun müttefikleri PKK/PYD militanlarının varlığının meşruiyet kazanması anlamına gelecekti. Biz Afrin’de olmasak Suriye Demokratik Güçleri Akdeniz’e kadar hakim olacaklardı. El-Bab, Cerablus ve Afrin’de bu planlarını bozduk. Şimdi Fırat’ın Doğusunda aynı senaryoyu tekrarlamak istiyorlar. Eğer bu küresel şer güçler Kuzey Suriye’den Akdeniz’e kadar uzanan bölgede bir terör devleti inşa etmeyi başarırlarsa, İkinci bir İsrail devletinin kapısını aralayacaklardır. 

Türkiye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı operasyonlarda Suriye’nin parçalanmaması, sınırlarımızın terörden arındırılması mücadelesinde dost ve yardımcımız kim? ABD mi, ASTANA ortakları mı? Kiminle dans ederek bu çölden kurtulabiliriz? Müzakereleri ASTANA ortaklarıyla mı yapmalı, yoksa ABD ile mi? İran, Türkiye’nin Suriye’ye müdahil olmasından ve girmesinden rahatsız. Aslına bakılırsa Tahran, Afrin operasyonuna da karşıydı. Tahran ve Moskova, bizim Suriye’den neyin karşılığında ve nasıl çıkacağımızı düşünmüyor değil. Şurası da bir gerçek; hem İran, hem de Rusya bölgede bizim varlığımızdan ziyade ABD askeri gücünün varlığından rahatsız. İki ülke de Kürtlerin Şam’la müzakeresinden yana. 

Özetlersek; Afrin’den sonra Türkiye’nin üzerinde durduğu plan, Fırat ile Dicle arasındaki bütün şeritte 30-40 kilometre derinliğinde bir tampon bölge oluşturmak. Fırat’ın batı yakasında Münbiç, doğu tarafından Kobani, Tel Ebyad, Ras el Ayn, Dirbesiye, Amude, Kamışlı ve Derik’e kadar bölgeyi terörden arındırmayı planlıyoruz. Fırat’ın Doğusu uzunca bir şerit. Türkiye’nin bekası ve gelecek nesiller için operasyon kaçınılmaz. PKK ile 40 yıldır savaşıyoruz. Kuzey Suriye’de terör devleti inşa edilirse, bir yüz yıl da bu bölgeyle savaşırız.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23