• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Aşağıdan yürü, toplu gitme; pandemi var

08 Şubat 2021
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan hadiselerde bilgi kirliliği hat safhaya ulaştı. Olayın sosyolojik, siyasi ve hukuki yönlerini irdelemek yerine, her iki kesim de kendi doğrularından yola çıkarak birbirini suçlamakla meşgul. Birbirimizi anlamaya, empati yapmaya çalışmadığımız sürece hep ötekiler kazanacaktır. Devletin görevi, ülkede barış ve huzuru sağlamak, karışıklıkları hukuk çerçevesinde çözerek, zorlukların üstesinden gelmektir. 

Her şey, Prof. Dr. Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atanmasının ardından başladı. Mesele “aşağıdan veya aşağı bakın” söyleminin çok ötesinde, belirli mihrakların provokasyonunu da içeriyor. Geçmiş yıllarda ülkede kaos çıkarmak isteyenler, önce üniversiteleri karıştırır, pahalılık hat safhaya ulaşır, ötekileştirme ve kutuplaşma yoluyla toplum darbeye hazır ve de kabullenir hale getirilirdi. “Bir sağdan bir soldan” astık diyen darbeci Evren’e hiç kimse hesap soramadı. Evren ve ondan önceki darbecilere hukukun üstünlüğü ve aslolan halkın tâ kendisinin olduğu anlatılamadı. Anlatanların sesi kısıldı. Şimdi devlete ve onun Reis-i Cumhuruna demokrasi ve hukuk dersi verenler, geçmişte postal yalayan ve darbecilerin emrine sadık olan kişilerdi. Ne hazindir ki, Türkiye’yi demokrasi,  düşünce ve fikir özgürlüğü noktasında çok iyi yerlere taşıyan Ak Parti ve onun lideri bugün totaliter olmakla suçlanıyor. Vay, sen misin üniversiteye rektör atayan? Ne oldu, Reisin rektör atamasında bir sakınca, hukuki yönden bir sorun mu var? Rektör atama, mevcut anayasaya göre Cumhurbaşkanının yetkisindedir. Elbette ki Anayasa, kutsal bir metin değildir. Sokaklarda taşla, sopayla, kamunun araçlarını taşlayarak değil, meclis kararıyla yasayı değiştirir, rektör atamasını üniversitenin kendisine verebilirsin. Demokratik ülkelerde zorbalıkla, sandık dışı yöntemlerle, sokaklardan medet ummaya çalışanlara Gezi olayları ders vermemiş anlaşılan. 

Olayları yorumlarken öylesine saptırıyoruz ki, gerçek nedir, hangisi doğru, millet anlamakta zorlanıyor. “Aşağıdan yürüyün, toplu yürümeyin, pandemi nedeniyle” diyen polisin sözleri, “aşağı bak” şekline dönüştürülüyor. Devlet, olay mahallinde herhangi bir sabotajda bulunulmasın diye öğrencileri korumak için dronesavar konumlandırıyor, art niyetli muhalifler ise bunu “öğrencileri vurmak için çatıya keskin nişancı koydular” diyerek saptırıyor. Bütün Boğaziçi öğrencileri rektörü protesto ediyor dediler, ancak eyleme katılanların tamamı bin kişi bile değildi. Bildiğim kadarıyla üniversite nüfusu 15 bine yakın. Kaldı ki protestocuların çoğunluğu dışarıdan ve örgütle iltisaklı. 

Üniversite eylemleri üzerinden devletin, özelde hükümetin özgürlüklere saygılı ve hukuku üstün tutan bir davranış sergilemesini ön plana çıkartanlar, nedense öğrencileri kışkırtan mihraklara, devletin, kamunun araçlarına saldıranlara, sokaklardan demokrasi devşirenlere bir çift laf etmediler. Dillerine pelesenk yaptıkları Anayasa’nın 34. Maddesinden sadece kendileri haberdar.. Sanki devlet,  Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” maddesini bilmiyor. Peki o meydanlarda gösteri yapıp kamu malına zarar verenlerin hepsi öğrenci miydi? Neden bu olaylarda PKK/Fetö bağlantısından hiç bahsetmezsiniz? “Kimseye devletin gücünü sınamasını tavsiye etmeyiz” sözleri öğrencilere atfen söylenmiş değildir. Öğrencinin elinde kalem ve kitaptan başka bir şey yok. Orantısız güç kullanıldı denilerek, meydanlarda cirit atan terör örgütlerini meşru göstermeye veya en azından aşikar olmalarını istemeyenler de  en az o örgütler kadar suçludur. Rektör, yetersiz bulunup eleştirilebilir. Her şey demokrasi içinde kalınarak, şiddete baş vurmadan, kaos oluşturmadan çözümlenebilir. Siz saldıracaksınız, devlet mukavemet gösterdiğinde suçlu olacak, öyle mi?

Göstericiler, “anayasaya ya da demokratik teamüllere aykırı davranmıyor” diyenlere sormak isterim: Terör örgütleriyle Gezi benzeri bir kalkışmayı Boğaziçi’nde örgütlemeye çalışmanın neresi demokratik teamüllere uygun? Kamu malına zarar vererek ülkede kaos çıkarmaya çalışmanın neresi hukuka uygun? Kamu gücünü ellerinde tutanlar keyfi hareket etmiyorlar. Devlet öncelikle kendi vatandaşından hukuka saygılı olmasını elbette talep ediyor. Ortada laftan anlayan, aklı başında öğrenci olsa bunlar yaşanmaz. Çünkü göstericilerin çoğu çapulcu takımı. Eğitim gören, ailesi terbiyesi almış hiçbir öğrenci zorbalıkla hak elde edilemeyeceğini bilir. Sizler öğrenciler üzerinden bir güç gösterişine kalkıştınız. Ne yazık ki ülkenin ana muhalefet siyaseti, bir kısım liberal kalemleri de buna alet oldular. Hukuk herkese lazım, gerilimleri körükleyerek değil, yumuşatarak çözmek lazım, eyvallah. Bu ilkeler, mazlum coğrafyanın temiz evlatları için geçerlidir. “PKK’lı, DHKP-C’li, FETÖ’cülere devlet boyun eğmez. Birileri bu ülkede devlet otoritesinden ziyade, anarşinin galip gelmesini istiyor. Bulanık havayı sevenler, genç beyinleri terörize etmeye çalışabilir. Gençler bu ülkenin geleceğidirler. Onları halka şikayet edip kışkırtanlar, gençlerin konuşarak, uzlaşarak, gerçekleri anlatarak ancak ikna olabileceklerini bilmeliler. 

İktidar erki, gençleri kendisinden uzaklaştırmaya, nefret ettirmeye çalışan mihraklara karşı dikkatli olmalıdır.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Devlete secde de edelim mi

Kadiri mutlak olan, gücü sınanmaması gereken, şek ve şerik kabul etmeyen, bu yeni tanrıya secde de edelim mi. Bu dinin yeni müntesipleri olarak bizi ibadetleri konusunda aydınlatın lütfen

Ahmet

Görüntüleri aç tekrar izle, polisin gözlerine bakan öğrenciye 'aşaya bak' diye bağıran polis, kaşının üstünde gözün var mantığıyla 'toplayın bunları alın bunları diye emir yağdırıyor! Bunlar sadece öğrenci, ellerinde silah yok, sadeceyürüyorlar. Bunlar bizim çocuklarımız, yarınlarımız. Başı ezilecek yılan hiç değiller,
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23