ABD’nin kara gücü PKK ve orman yangınları
ABD’nin Suriye’de kara gücü PKK/PYD’dir. Bunu çok net bir şekilde Suriye operasyonlarında gördük. Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde, bizim güney sınırımızda yer alan bölgede harekatlar düzenlerken, ABD bölgede Suriye’nin PKK’sı PYD/YPG’ye binlerce ton mühimmat desteği sağladı. Amerika, kelimenin tam anlamıyla katil ve işgalci bir devlettir. Kuzey Irak’tan Akdeniz’e kadar uzanan coğrafyada terör devleti kurmak isteyen ABD, PYD’nin gerilla gücü YPG’yi kara gücü olarak kullanmakta. Türkiye’de de öyle değil miydi? Devlet, terörün belini kırıp nefes borusunu kesti. Dağda terör eylemleri yapamayan PKK, turizm bölgelerinde yeni bir misyon üstlenmiş olabilir. Türkiye’de son 10 gündür üstlendiği görev, Ateşin Çocukları ismiyle “ateş gücü” oluşturmaktı. İstediğiniz kadar küresel ısınma veya vatandaş ihmali deyin, 200’den fazla yangının aynı anda meydana gelmesi tesadüf olamaz. Yangınların normal, doğal yollarla çıkmasının dışında küresel ısınma, vatandaş ihmali ve sabotaj gibi nedenleri de olabilir. Sular durulduğunda yangınlara ilişkin devletin mutlaka bir açıklaması olacaktır. Olaylara soğukkanlı yaklaşmak kadar, mutedil ve sağduyulu yaklaşmak da bir o kadar önemlidir. Felaket tellallığı yapanlar ile olayın perde arkasını samimi bir şekilde irdeleyenleri ayrı tutmak gerekiyor. Yangının çıkmasıyla birlikte sosyal medyada bir hareketlilik başladı.
HELP TURKEY NE?
Yangın konusunda Orman Bakanlığını yapıcı olmak şartıyla eleştirebiliriz. Uçak alımı önceden yapılmalıydı, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Veysel Eroğlu döneminde başlayan talimatları söz konusu. Ancak devletin orman yangınları konusunda zafiyet gösterdiğini, alanda kasıtlı söndürme çalışması yapmadığını söylemek için, ya art niyetli hain olmak gerekir, ya da başka bir şey. Ben bunu tanımlamakta zorlanıyorum. Bakanların 10 gün boyunca sahada nasıl çalıştıklarını, uçak ve helikopterlerin geç saatlere kadar havadan müdahale ettiklerini hep birlikte gördük. Yükselen alevlerle birlikte yangınlarla eşzamanlı ilerleyen HELP Turkey isimli bir kampanya yürütüldü. “Türkiye’ye yardım edin çağrısı yapan insanların arkasında kimler var? “Türkiye’ye yardım edin” söylemi, bana biraz “müdahale edin” talebini çağrıştırdı. TSK’dan umudunu kesenler, sandıktan ümidini yitirenler demokrasi dışı eylemlere yönelebilirler. Bunların amacı Gezi’de ağaç olmadığı gibi burada da yanan ormanlar değildir. Bazıları iyi niyetle bu oltaya takılmış olabilir. Türkiye’de kaos çıkarmak isteyen uluslararası güçler, özellikle ABD›nin 60 bin kişilik klavye ordusu, ülkemizi aciz göstermek için bir sosyal medya çalışması yürüttüler. Dikkat edin 2.8 milyon tweetin yüzde 70›i sahte hesap çıkıyor. Peki amaçları ne bunların?
Amaçları belli. Türkiye’yi Orta Doğu’da kendilerine rakip gördükleri için, iktidarı krizi yönetmede beceriksiz göstermek suretiyle kaos ortamı planladılar. Lakin çok şükür buradan da ekmek çıkmayacağını anladılar. Biden Erdoğan’dan rahatsız. Onu devirinceye kadar mücadele edecek. Yangınlarla birlikte sosyal medya da alevlendi. Bunlar sizlere bir şeyler anlatmıyor mu?!
“Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi devlete aittir” Anayasa 169
...
Şimdi FETÖ ve diğer terör örgütleri ormanları yakanın iktidar olduğunu ve buraların otelleştirileceğini iddia ediyorlar ya, peki ya buralar aslına uygun olarak ağaçlandırııp, mesela şöyle 5 yıl sonra yeşermeye başladığında FETÖ ve PKK ağzıyla konuşan muhalefet ne diyecek? Milletten özür dileyecekler mi? Anayasa’nın ilgili maddesi açık. Yanan ormanların sorumlusu ne devlettir, ne de ilgili Büyükşehir Belediyeleridir. Sabotaj varsa suçlu PKK ve Fetö’dür. Sabotaj yoksa da bu bir afettir, suçlu aramaya gerek yok. Ama yangın söndürme filosu elzemdir. İnşallah devletimiz bu son yangınlardan gereken dersi çıkarır ve yangın uçakları konusuna el atacaktır.