• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Bu mektup sana... Kabul eder misin efendim?

Yeniakit Publisher
2017-05-15 22:47:00 - 2017-05-15 22:47:45
Bu mektup sana... Kabul eder misin efendim?

Ey nurlar saçan ve âlemlere rahmet olarak gönderilen hayatıyla, yaşamıyla verdiğin kararlarla bizlere örnek peygamberim. Sana bir maruzatım var, beni duyar mısın bilemem ama Rabbim duysun, dilerse seninde duymanı sağlar.

Mahşer günü senin de şahitliğinde her şey ortaya çıkacaktır. Bıraktığın emanetini devralıp, insanlara elimden geldiğince, anladığım kadar anlatmaya çalışıyorum, yanlışlarımı Rabbim ne olur bağışla, en az hata yapanlar arasına al beni, ama peygamberimizin de mahşerde söyleyeceği ve kur’an da örneği verildiği gibi,

(Furkan Suresi 30 ayet; Ey Rabbim! Benim toplumum bu Kuran’ ı devre dışı tuttular.)

Şikâyetin, üzüntün ne yazık ki gerçek oldu resulüm. Çok çalışıyor ve elimizden geldiğince azimle anlatıyorum. Ama o kadar az bir nesil kaldı ki, hep horlanıyor ve dışlanıyoruz. Artık Kuran anlaşılması zor bir kitap olarak anlatılıyor ve tozlu raflara kaldırıldı. Onun yerine kur’anın açıklayıcısıdır dedikleri ve ciltlerce dolusu kitapları önümüze koydular. Okunduğunda kimseler anlamıyor bile. Senin bizlere tebliğ ettiğin ayetler yerine, beşerin sözleri dillerde dolaşır oldu. Birinin Allah katındandır bunlar dedikleri, bir başkasının aynı konuda söylemlerine hiç uymuyor. Kime inanacağına şaşırmış halde insanlar ise, gerçek güneşe, rehbere gözlerini yummuş, gözlük takmış dolaşıyorlar.

Rahmanın sakın velilerin ardına düşmeyin ikazlarına kulak tıkarcasına birçok insan veliler, hoca efendiler, şeyhler edindiler. Senin ölmeden önce asla kimseyi kendinden sonra varis bırakmamanın sebebini, hikmetini akıl eden, düşünen bile yok. Rahmanın rehber olarak gönderdiği kur’anı, siz anlayamazsınız diyenlerin sözleri artık rehber olmuş topluma. Resulüm şikâyetim var tüm bu olanlara. Seni yücelttiğini zannedenler uzaklaşmışlar kur’andan, elleriyle yazdıklarına inanır olmuşlar. Ne güzel tebliğ etmiştin hâlbuki bizlere, hakkında bilgin olmayan sözlerin ardına düşme sorumlu olursun diye. Rabbim in kızarak söylediği peki kurandan sonra hangi söze iman ediyorlar, karşılarında okunan kuran onlara yetmiyor mu sözleri beşerin uydurmalarına feda edilmiş görünüyor. Rabbim açıkça;

(Bakara Suresi 79. Yazıklar olsun o kişilere ki, Kitap’ı kendi elleriyle yazarlar da sonra onunla basit bir karşılık satın alsınlar diye, “İşte bu, Allah katındandır!” derler. Vay haline onların, ellerinin yazdıkları yüzünden! Vay haline onların, kazanıp durdukları yüzünden!)
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Bu uyarıları Yaratan yapmasına rağmen, bizler kur’anı anlayamaz kılıp, ellerinin yazdıklarını Allah katındandır diyenlere inanır olmuşuz. Artık kur’anın uyarılarını göremez olmuş adeta gözler kör, gönüller taş kesilmiş. Ne olursun resulüm bizler için dua et Rabbim e, belki bir kısmının gözlerindeki perde kalkarda, kuranın ışığını çoğumuz görürüz. Rabbin dediği gibi sende, bizlerde gaybı bilmiyoruz. Ancak senin kur’anda tebliğ ettiklerin hariç. Bağışlayıcı, affedici Rabbim e ne olur bol bol dualar et bizler için, sen resulüsün, güven elçisisin, âlemlere rahmetsin.

Bu devirde işimiz gerçekten çok kötü, Rabbim ayetlerin sonun da düşünün akıl edin, ne söylediğimi ne istediğimi anlayacaksınız diyor, birileri çıkıyor hayırrrrr sizler kur’anı anlayamazsınız deme cesaretini gösteriyorlar. Ey Resulüm sana sormak isterim Rabbim in bizlere tebliğ et dediği, bizler için rehber, güneş, gönül gözü olan kuran gerçekten bizlerin anlayamayacağı kadar zor bir kitap mıdır? Yüceler yücesi rabbim bizlere zor anlaşılan bir kitap gönderip, daha sonra bu zor kitaptan hesaba çeker mi hiç? Bunu düşündüğümde bile hem rabbim e hem de sana saygısızlık yaptığımın farkındayım. Ama Ey güzel huylu resulüm, bunları söylüyorlar, ama ben bunların hiç birisine inanmıyorum. Çünkü bizlere kaldıramayacağımız bir yük yüklemem diyen Rahman, anlayamayacağımız zor bir kitap gönderip, asla bizleri sorumlu tutmaz, buna inanmak Allahın adaletini alaya almaktır biliyorum. Zaten böyle olsa sen bizlere bunu açıkça yazar öyle iletirdin kur’an da. Birçok kur’ana uyan sözlerin bizlere ulaşıyor, zaten sende bizlere, yanlız kuranı bıraktığını, tıpkı kuranda olduğu gibi ve ona sarıldığımızda doğruyu bulacağımızı söylüyorsun. Hatta ayette; Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum demiyor musun zaten bizlere. Elbette senin sözlerin diye birçok sözler geliyor kulağımıza, ama ben doğru olup olmadığını kur’an ile karşılaştırıyor öyle kabul ediyorum. Zaten sende öyle yapın dememiş miydin? Benim sözüm olup olmadığını, kur’an ile karşılaştırın demiştin.

Ey Resulüm senin bizlere ilettiğin ayetler o kadar ibretlik ki, kimse düşünmez oldu artık çok üzülüyorum. Birileri siz anlayamazsınız diyor saf temiz imanlı topluma, onlarda inanıyor hiç düşünmeden iyi niyetleriyle. Ne olur rabbim e dua et onlar içinde. Aklını kullan mayanlar, onu kiraya vermişçesine susuyorlar, adeta başkası düşünür olmuş onların yerine. Yeryüzünü dolaşıp akıllarını çalıştırmayanlar la doldu Dünya. Gözleri görüyor sanıyorlar, ama onlar yalnız bakar kör olmuş farkında değiller. Gözler bakar kör olunca, senin tebliğ ettiğin gerçekleri artık göremediklerinden GÖNÜLLER KÖRLEŞMİŞ, TAŞLAŞMIŞ ADETA.

Birileri çıkıyor bunlar senin sözlerin diye bizleri kandırmaya çalışıyorlar, şikâyetçiyim onlardan resulüm. Bakıyorum Kur’ana, rabbim çok sıkı tembih etmiş sana, kuranı anlat onlara diye. Sakın başkalarına uyma demiş, adeta direktif verircesine sıkı sıkı. Kur’an ile uyar insanları, yoksa verdiğim görevi yapmamış sayarım sonra diyor. Sakın hiçbir şey ekleme takip ediyorum, bak sonra acımam canını alırım diye uyarmış.

Ey güzel huylu Resulüm, rabbinden bu telkini aldıktan sonra, kur’anda olmayanları ben size ayrıca söyleyeceğim der misin hiç? Hayır, hayır ben asla inanmadım onlara zaten, çünkü senin böyle bir şey yapacağını asla kabul etmedim bile. Elimden geldiğince anlatmaya çalışıyorum, ama çok zor gerçekten, çok ama çok zor birçoğuna anlatamıyorum, inandıramıyorum bir türlü, bana çok kötü sözler söylüyorlar, ama ben elimden geldiğince alttan alıp anlatmaya çalışıyorum sabırla, tıpkı senden öğrendiğim gibi.

Bana ne diyorlar biliyor musun? Ne yani peygamberimiz postacımıydı. Kur’ana, dine ilave bile yapamaz mı? Olurmu öyle şey, peygamberimizde haramlar koyma yetkisine sahiptir. Böyle diyorlar Resulüm senin için, ama ben onlara inanmıyorum çünkü Rabbim helâlı, haramı ve hükmü yalnız ben veririm diyorsa ve görevlendirdiği resullerin görevini de açıkça,

(Enam sur. 48. ayet: Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz.)

diyorsa, ben biliyorum ki sen rabbim haram dediklerinden başka hiçbir şeye haramdır dememişsindir. Çünkü açıkça ayetinde karşınızda açıklananlar haricinde, bizler için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır diyor. Ben biliyorum ki Allah kendi hükmüne, hiç kimseyi ortak etmez. Bunu anlamayanlara senin tebliğ ettiğin ayeti de gösteriyorum, ama beşerin sözleri o kadar etkili ki beni dinlemiyorlar, üzülüyorum tüm bunlara ne olur bizler için dua et rabbim e. Hâlbuki sana bu konuda soranlara, Rabbim ne güzel ayet indirmiş bunu da hatırlatıyorum ama inanmıyorlar.

(Maide sur.4: Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: “Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır.)

Ama gene beni dinlemiyorlar inatla. Bazen şaşıyorum bu kadar açık sözler varken beşerin sözleri kim oluyor diye. Ama hatırlıyorum kur’an ayetlerinden, gözlerine perde indirdiğini, gönüllerini mühürlediğini Rabbim in ve korkuyla titriyorum şükrediyorum halime. Koymuşlar bir kere kafalarına senin sözlerin diye uydurulan şeyleri. Hâlbuki okusalar rehberi ve gönül gözünü, çıkartsalar kafalarına atılan çengeli, bak o zaman her şey nasıl açıkça anlaşılacak. Çamur suyu konmuş bardağa, istediğiniz kadar temiz suyu koyun, temiz suda kirlenecektir. Ah bir bardağın kirliliğini fark edebilsek, yeni bir bardak alsalar ellerine, işte o zaman pis su temiziyle değiştirilip, işe yarar hale nasıl gelecek bir bilseler.

Ey güzel huylu, öğreticilerin en güzeli Başöğretmenim. Senin açtığın yolda yürüyeceğime elimden geldiğince söz veriyorum. Hesap günü kur’ana ortaya konduğunda, sende şahit olarak geldiğinde senin ümmetin olarak dimdik ayak da durmaktır tüm arzum. Senin sözündür diyerek bana ulaşan her bilgiyi, kuran süzgecinden geçireceğimden hiç şüphen olmasın. Bizlere senin sözün dür diye bildirdikleri, kur’ana uyan her sözün benim başımın tacıdır. Kur’an da hükmü yoksa asla sen hüküm vermeyeceğini biliyorum, çünkü bize bildirdiğin tebliğde;

( Enam 57:Hüküm yalnız ve yalnız Allah’ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O’dur.)

Böyle diyordun. Bu sözlere ters düşecek asla bir hareket yapmayacağınıza göre, bunun tersini söyleyenlere bu söz peygamberimizin sözü asla olamaz diyor ve inanmıyorum.

Ey asil peygamberim, Rahmanın söylediği gibi, mahşer günü bizlerin şahidi olarak çağrıldığında, ben yemin ediyorum ki senin bizlere tebliğ ettiğin ve rabbim in koruması altındaki KURANA ve onun ayetlerine iman ediyorum, onu Rahmanın söylediği gibi düşünerek, aklımı kullanarak anlamaya çalışıyorum. Bunu yaparken mutlaka hatalarım olacaktır. Rabbim istemeden yapacağım yanlışlar için beni bağışla ne olur. Peygamberimizin emanetini elimden geldiğince hiçbir menfaat gözetmeden insanlara anlatmaya çalışacağım, bana katından bir güç ver ne olur. Mahşer günüde peygamberimizin şahitliğinde beni, ailemi, annemi ve babamı dostlarımı, senin huzurunda hesap verebilen kulları arasına al, günahlarımızı bağışla, büyük günahlar işlemekten bizleri koru ve resulümüzün yüzünü ak çıkaran ümmetinden eyle bizleri ne olur RABBİM, ÂMİN.

 

Yazan: Haluk GÜMÜŞTABAK

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23