• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Üniversite mezunu ev kadınları

28 Mayıs 2018
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

“Ben üniversite mezunu bir ev kadınıyım. Üniversite mezunu ev kadınlarına yönelik düşüncelerinizi merak ediyorum. Köşenizde yayınlar mısınız?” 

Zor bir soru: Aldıkları eğitim çalışmalarını gerektiriyor, ama yaptıkları “mazbut” evlilikler evde oturmalarını zorunlu kılıyor...

Bu durumda ya aile (koca, kaynana, kayınpeder, vs) ile çatışmayı göze alacaklar ya da kendilerini bastıracaklar…

Doğal olarak, aile içi çatışmayı göze almak istemiyorlar...

Çünkü bu büyük mutsuzlukları göze almak anlamına geliyor. Kendilerini bastırmaları durumunda ise içbükey (kendi yüreğine dönük) işleyen daha yakıcı bir mutsuzluğun kapısı açılıyor...

İki arada bir derede tükeniyorlar. 

“Koca”ları suçlayamam; çünkü ortam, “mazbut” hanımların çalışmasına pek uygun değil. Ayrıca hanımların “mazbut” kalmalarını savunan, hatta başörtüsüyle okuyabilmelerini sağlamak için, vaktiyle “eylem”lere dahi katılan işverenler, ne hikmetse “tesettürlü” hanımlara iş vermekten hâlâ kaçınıyorlar...

Bu ikiyüzlülüğü öyle çok yaşadım, öyle çok sorguladım ve bu yüzden öyle çok kahırlandım ki, anlatamam. 

Hanımları çalıştırmama arzusu yalnızca “dinsel” (doğru veya yanlış) değil, aynı zamanda da “geleneksel”...

Üstelik yöresel ve de töresel...

Dini inançlarla takviyeli geleneksel güç odaklarının kesiştiği nokta, çalışmak isteyen eğitimli kadının önüne kalın duvarların örülmesi kaçınılmazlaşıyor...

Bunu aşana kadar da telef oluyorlar!

Keşke eğitimli olsun olmasın, çalışmak isteyen “mazbut” hanımların gücünü üretime kazandıracak iş yerlerimiz olsaydı...

Keşke “örtülü-örtüsüz”, “bizden-sizden” ayırımı yapmayan yeni bir yapılanma içine girip, salt “insanlık” ve “üretime katkı” cihetinden olaya bakabilseydik...

Hâlbuki hâkim güç, ekonomiye bile ideolojik kalıplardan yaklaşıyor ve bu yüzden ekonomik kayıplarımız en üst noktalara çıkıyor.

Bunları bir yana bırakıp spesifik açıdan, çeşitli nedenlerden dolayı dışarıda çalışmak istemeyen “ev kadını okumuşlar” çerçevesinde kalarak görüş bildirmeye çalışırsak: 

1. Üniversite mezunu ev hanımları, bilgi birikimlerini çocuklarına yansıtabilirler (bilinçli annelik her kadının en önemli işlevidir)…

2. Ailelerinden arta kalan zamanlarını öğrencilere özel ders vererek değerlendirebilir, böylece aile bütçesine katkıda bulunabilirler;

3. Kimi ev hanımlarının yarım kalan eğitimlerini tamamlamalarına yardımcı olabilirler;

4. Hanımlara yönelik derneklerde görev alabilir, hatta dernek kurabilirler; 

5. Siyasal-sosyal faaliyetlere katılabilirler, hatta artık durum müsait olduğuna göre siyasette görev alabilirler;

6. Yüreklerini ya da birikimlerini yazıp yayınlayabilirler;

7. Kendileri gibi ev hanımlarını örgütleyip başta kitap olmak üzere ihtiyaç maddesi pazarlayabilirler;

8. Uygun iş bulup çalışabilir ya da bazı firmalara branşlarıyla ilgili danışmanlık hizmeti verebilirler.

Sonuç olarak: Kimse kimsenin birikimini elinden alamaz...

Bilgi her alanda ve her anlamda geçerli bir metadır.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23