• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Yavuz Bahadıroğlu
Yavuz Bahadıroğlu
TÜM YAZILARI

Bugün Hicrî yılbaşı

14 Ekim 2015
A


Yavuz Bahadıroğlu İletişim: [email protected]

Osmanlı ceddimizin de kullandığı Hicri Takvim esasına göre, 13 Ekim Salı günü (dün) 1436 bitti, 14 Ekim Çarşamba günü (bugün) 1437 yılı başladı. 

Yani dün gece Hicri takvime göre yılbaşı gecesi idi.

Bugün de yeni yılın ilk günüdür...

Çoğumuz bu değişimin farkında bile olamadık: Çünkü 26 Aralık 1925’te çıkarılan 698 sayılı kanunla takvim değişti. Türkiye Cumhuriyeti’nde resmi devlet takvimi olarak Milâdî Takvim (Papaz Gregoryan Takvimi da denir) kabul edildi. 

Ve 1 Ocak 1926’dan itibaren Miladi Takvim kullanılmaya başlandı.

“Alt tarafı takvim, ne fark eder” dedik sineye çektik. Oysa takvim zamandı ve zaman başıboş değildi. Kur’an’da zamana vurgu vardı: “(Rasûlüm) sana yeni doğan (hilal şeklindeki) ayı sorarlar. De ki; o, insanlar için de hac için de vakit ölçüsüdür”... “Güneşi ışıklı ve ay’ı nurlu kılan, yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için ay’a konak yerleri düzenleyen O’dur.”

Yani Kur’an, takvimde ay sistemine uyulmasını açık bir şekilde emrediyordu. Değişikliğin esas sebebi bu muydu bilmiyorum, bildiğim bazı aylara (meselâ Ramazan) Kur’an’da vurgu yapıldığı, bazı ayların (Recep, Şaban ve Muharrem) ibadetle birlikte anıldığıydı. 

Yoksa bu yüzden mi takvim, eski ay isimleri, ezan, selam, hatta saat değiştirilmişti? (alaturka’dan alafrangaya) Bu tür değişikliklerle “kul”un Allah’dan koparılması mı amaçlanmıştı? 

Bunu dahi bilemem. İsterseniz işin gerekçesini “Devrim Ansiklopedisi”nden okuyalım:

Şöyle yazıyor “Devrim Ansiklopedisi”...

“Çağdaşlaşmak ve uluslararası ilişkileri kolaylaştırmak için takvim ve saatin de değiştirilmesi gerekiyordu. Hicri ve Rumi Takvim bırakılarak Miladi Takvim kabul edildi. Güneşin batışına göre ayarlanan saat yerine, çağdaş dünyanın kullandığı saat sistemi kabul edildi”.

“Çağdaşlaşmak” kelimesine dikkat! Zira bir dönemin ve bu dönemin sihirli kelimesi budur. Hangi cümlenin başına bu kelimeyi koyarsanız “ilerici-devrimci” olup çıkar. Hatta “Çağdaş Kanaryacılar Derneği” kursanız dahi “ilerici-devrimci” ve “modern” sayılırsınız!

Eskiden “Muasır” derler “Muasır medeniyet seviyesine” ulaşmak için kırıp dökerlerdi. Son zamanlarda “çağdaşlık” adına kırıp döktüler!

Miladi Takvim’in yıldönümlerinde de kırıp dökmeyi sürdürüyorlar.

Kavga, gürültü, şamata, taciz kıyamet! Tedbirlere rağmen bir türlü önlenemeyen ağaç katliamını, envai çeşit çam devirmeleri ve Noel Baba’ya çorap koklatmaları hesaba bile katmıyorum. 

Yıl değişimi ise bu da yıl değişimi, yılbaşı ise bugün de yılbaşı!..

Ama Milâdi yılbaşılarda olduğu gibi, şamatalı-kavgalı, gürültülü-patırtılı değil...

Polis ve jandarma seferber olmadı...

İçkiyi fazla kaçıranlar polis arabaları ve ambülânslarla taşınmadı...

Sokaklarda sarhoş naraları atılmadı...

“Eğlenmek” adına kimse kimseyi incitmedi...

Kimse kimsenin yüreğine basmadı!..

Kimse kimseyi huzursuz etmedi!

Meydanlarda iğrenç tacizler yaşanmadı!

Ümmet, Peygamber-i Âlişan’dan miras alınan derin bir sükûnet ve ağırbaşlılıkla kutladı yeni yılını.

Sessiz-sedasız, kavgasız-nizasız, sakin ve duru... 

Ümmet, yüreğinde yaşadı Hicret vuslatını...

Mübarek olsun yeni yılınız, hayırlı, huzurlu, bereketli olsun inşallah. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23