• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

“Ben oruçluyum”

31 Mart 2022
A


Nusret Reşber İletişim:

Çok şükür ki lütfu, keremi, ihsanı bol olan biricik Rabbimiz var. 

Öyle ki, katı kalpli, vicdandan, merhametten eser kalmamış ve fısk-u-fücurun içinde bir bu yana bir o yana savrulan bizi bize bırakmıyor!

İsyanımız arşı âlâya ulaşsa da… İnkâr ve nankörlüğümüzün haddi hesabı olmasa da rızkımızı kısmıyor; gök kubbeyi tepemize indirmiyor…

Gerek “Fiilî âyetler” gerek “Kavlî âyetler” ile bizi ihtar ve ikazdan bıkmayan, rahmet kapılarını ha bire gözümüze sokarcasına, gözümüzü zifiri karanlıklardan nuruyla, bir vesile buluşturan rahmeti ne de bol Rabbimiz var!

Rabbimiz de hayret ediyor buna.

“Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni ne aldattı?” (82-İnfitar 6,7,8) 

Yarın gece itibariyle, gecesi ve gündüzüyle rahmet ve mağfiretin bol ve her taraftan bizi kuşattığı ramazan ayına erişeceğiz, inşallah!

Her şeyi değiştirmeye yeltendiğimiz gibi, ramazanı da yine değiştirmeye kalkışmayı bırakalım!

Her şeye dokunduğumuz gibi ramazana da dokunmayalım. Ki, o güzelim ramazan bizi fıtratımıza döndürsün!

Ramazan’a girmeden üstümüzdeki tüm fazlalıkları bir daha dönmemesine bu günden bir kenara bırakalım. Ki, ramazanı kuşanmaya/kucaklamaya yeterince yer kalsın! 

Zira -ömür kâfi gelirse- bir yıllık azığımızı alma vaktine girdik.

Hata kusur döngüsünde sadece kendimize kapı aralayalım!

Böyle yaparsak, doğru yola girebilirsek belki bizden başka herkesin doğru yolda olduğunu ya da doğruyu bulduğunu fark ederiz!  

Her yıl onlarca fuzuli tartışmaları bir kenara bırakalım!

Bakınız, ne güzel anlamlar içeriyor bu ay ile duyduğumuz kavramlarımız. Yüce Allah’ın buyruğuyla:

“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez...” (2-Bakara 185)

Resulullah (s.a.s.) Efendimizin ifadesiyle:

“Kim inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân)

Ramazan, savm-oruç, imsak, iftar?

Ramazan, mesela: “kuru sıcak” veya kızgın yerde yalın ayak yürümekle “yanmak” olarak ifade edilir. Başka bir mana ile sonbaharda kirli havayı, tozu temizleyen olarak “yağmur” diye tanımlanır.

Mesela, imsak ile savm, birbirine yakın manaya gelir.

İmsak, “bir şeyi tutmak, sımsıkı sarılmak, alıkoymak; bir şeyden el çekmek, kendini tutmak”…

Savm, “herhangi bir şeyi terk etmek, bunlara karşı kendini korumak…

İmsâk, terim olarak “fecr-i sâdık’ın doğuşundan güneşin batışına kadar yeme, içme ve cinsel ilişkiden nefsi alıkoymak” demektir. Bu aynı zamanda savm (oruç) kelimesinin de terim anlamıdır. 

Bir hadiste Efendimiz orucu kalkana benzetir:

“Oruç bir kalkandır.” Ve devamında: “… Oruçlu, saygısızlık yapmasın, ahlâksızca konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkışırsa, iki defa, ‘Ben oruçluyum’ desin. Bu canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki oruçlunun (açlıktan dolayı değişen) ağız kokusu Allah nezdinde, misk kokusundan daha hoştur. (Allah, oruçlu için şöyle buyurur): O, yemesini, içmesini ve cinsel isteklerini benim için terk ediyor. Bir iyiliğe on misli ecir vardır. Oruç ise benim içindir, onun mükâfatını ben vereceğim.” (Buhârî, Savm- Müslim, Sıyâm)

Yine iftar kelimesi mesela, savm ve imsak’ın zıddı manasında ama usulünce eski haline dönmedir.

Başka mana ile bayram etmedir. 

“Ne diye bu kavramlar üzerinde duruyoruz ki?” denilebilir.

Bu kavramların zıddına o kadar çok hareket ediliyor ki, ramazan da, oruç da ve hatta sahur-iftar da manasından kayıyor.

Rabbimiz, kendimizi arındıralım; lüks ve şatafatla, türlü günahlarla kirlettiğimiz beden ve ruhumuzu fıtri haline getirelim diye bize sunduğu safhayı bizler kendimize uyarlayarak tekrar bozuyoruz.

Peygamberimiz, biri sizinle kavgaya tutuşursa, hem kimseye sataşmasın hem de kimsenin ona sataşmasına mahal vermesin manasında “iki defa, ‘Ben oruçluyum’ desin” buyuruyor. Biz ise “tepemi attırma, oruçluyum zaten sinirden başım çatlayacak ha!..” diye karşılık veriyoruz.

 Oruç sükûnete, huzura davet ederken bizi, biz ne hallere savruluyoruz.

Lüksten, tokluğun getirdiği şımarıklıktan bizi alıp, kendimize getirmeye çalışırken biz, şatafatlı sahur ve iftarlar ile o güzelim orucun içini tekrar boşaltıp, fıtratını deliyoruz!

Bu sebeple kendi üzerimizdeki fazlalıkları boşaltalım, ramazan ayına öyle girelim.

Bu ayın günlerini tedip edici orucun güzellikleriyle süslerken, gecelerini de teravih namazlarıyla gücümüz nispetinde -yapabiliyorsak cemaate iştirak ederek, yapamıyorsak evimizde ailecek- eda etmeye bakalım.

Kur’an tilavetine, özellikle manasını anlama gayretinde olalım.

Dua etmeye önem verirken dua almayı sakın göz ardı etmeyelim… Bu ayda sevabın da günahın da kat kat olduğunu unutmayalım!

27. gecesi ağır bassa da her gecenin “Kadir Gecesi” olabileceğini de göz önünde bulunduralım inşallah!

Bizi gaflet uykusundan uyandırması dileğiyle hepimize hayırlı ramazanlar!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vatansever

Çünkü şifaymış. Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 700 gramlık Medine hurması 205 lira, kestane balı 250 lira, yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş şifaymış. Bu şifa bir asgari ücretlinin hanesine nasıl girecek?

Anladım Ccanımm

Neymiş?Aslan sütü(!) imiş..Yanında da balık ve İngiliz Büyükelçisi olmazsa olmazmış...O da saadece (Milletin Parasından) 48.000 TL. imiş, SADECE...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23