Ey Benî İsrâil
Filistine musallat olmuş Benî İsrâil’in habis ruhu. Bunlar insan değil, leş yiyen hayvanlar gürûhu. İslâm ümmeti tek ümmet olsa bunları cehenneme postalamak için kâfi gelir içten söylenen bir “Hû”!
Filistin’de dinleri, namusları, vatanları için direnen Filistinli çocuklar, Amerika ile İsrâil’in müşterek korkusu. Filistin’de Amerika ve İsrâil’in işgali, istilası, talanı karşısında direnen bu çocuklar Muhammed Mustafa’nın kıyam etmiş ordusu. Bu orduya sahip çıkmak gerek; Amerika’ya, İsrâil’e terk edilemez şu Mescid-i Aksa denilen Peygamberler kokusu!
“Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” (İsra Sûresi/ 1)
İslâm ümmetinin merkezinde icra ediliyor firavunların fermanları. Bunun en bariz alâmeti şeytan Amerika ve terör karakolu İsrail tarafından her gün Filistin’de şehid edilen masum anne, baba ve çocukların canları. İslâm ümmeti olarak iman tokatıyla cevap vermezsek kaybederiz yarınları!
Ey Benî İsrail! Bize diyorlar ki iman ettiğimiz Kur’ân’ın ayetleri; cezasız kalmasın şu Kudüs’ü işgal eden, yüzlerce Müslüman erkek, kadın ve çocuğu şehid eden talancı, çapulcu şeytan Amerika ve terör karakolu İsrail’in cinayetleri.
İsrâiloğulları; yaratılmışların en şerlileri, Peygamber katilleri, Mü’minlere düşmanlıkta insanların en şiddetlileri, kan döken, katliam yapan, sözlerine güvenilmez beşeriyet âleminin dönekleridir. Kur’ân, bu lânetli kavmin Allah’ın lütfettiği kudret helvası ve bıldırcından bıkıp bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan istemeleri, böylece “hayırlı olanı (hürriyeti) değersiz şeyle (kölelikle) değiştirmek” istemeleri üzerine zilletle (horlukla) ve meskenetle (aşağılıkla) damgalandıklarını ve Allah tarafından gazap üstüne gazaba uğradıklarını beyan eder; böyle damgalanıp azap görmelerinin sebebini ise şöyle açıklar:
-Allah’ın ayetlerini inkâr etmeleri, peygamberlerini haksız yere öldürmeleri, isyan etmeleri ve haddi aşmaları (Bakara 2/61,90; Âl-i İmran 3/112); ki bu yaptıkları Rabbimizce kaydedilmiştir.
“Allah; ‘Şüphesiz, Allah fakirdir, biz zenginiz’ diyenlerin sözünü elbette duydu. Onların dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürmelerini yazacağız ve ‘Tadın yangın azabını!’ diyeceğiz.” (Âl-i İmran 3/181)
“Andolsun, İsrailoğullarından sağlam söz almış ve onlara peygamberler göndermiştik. Fakat her ne zaman bir Peygamber, onlara nefislerinin hoşlanmadığı bir hükmü getirdiyse; onlardan bir kısmını yalanladılar, bir kısmını da öldürdüler.” (Maide Sûresi/ 70)
Ey Amerika, ey İsrâil, ey aklını ve kalbini kaybetmiş ahmak. Senin tek bir maharetin var o da katil Kabil’den kopya almak. Senin bu yaptıklarının karşısında İslâm ümmetine düşen tek görev seni bir an önce cehenneme postalamak.
İslâm ümmetinin gündeminden hiç düşmeyecek er veya geç sahibini bulacak Kudüs denilen şehr-i enbiya. Bu şehri teslim almaya kalkışmış Amerika ve İsrâil denilen iki eşkıya. Allah dilerse her taşından bir tarih sökün eder, karşılarına dikilir başı dik bir Esfiya!
İman aynı, imtihanlar farklı. Mescid-i Aksa için, Kudüs için, Filistin için dünyanın neresinde ayağa kalkarsa kalksın her Müslüman haklı!
Ey Mescid-i Aksa’yı esir etmeye çalışan Benî İsrâil! İslâm ümmeti topyekûn kanının son damlasına kadar seninle savaşacak, şaka değil bu sözlerim. Ben Mescid-i Aksa’nın, Filistin’in, Kudüs’ün hürriyeti için önderlik eden başı dik bir Esfiya gözlerim!
En Benî İsrâil! Seninle savaşma hususunda sanma ki Müslümanlar yorulacak. Müslümanların şu anda kundakta olan çocukları dahi senden akıttığın her bir damla Müslüman kanının hesabını soracak!
Ey Benî İsrâil! Siz var olduğunuz günden bu yana Peygamberleri katletmekten, ihanetten, işkence etmekten, fakir fukaranın etini yemekten, kanını içmekten hiç geri kalmadınız. Bu yaptıklarınızın bir cezası olarak Allah’tan gelen azap tokatlarından da hiç ders ve ibret almadınız.
Ey Peygamberler katili İsrâiloğulları, Allah’ın lanetiyle mühürlenmiş Allah’ın lanetli kulları. Ey şeytanın tescillenmiş kuklaları, kardeşkanını akıtan katil Kabil’in uşakları!
Mescid-i Aksa’nın kapısına kilit vurulmaz. Mescid-i Aksa’nın bir çakılı yerinde oynasa Muhammed Mustafa’nın ümmeti yerinde durmaz. Bu durumda Firavun’un boğulduğu Kızıldeniz’e hepinizi dökmek bile az!
Ey Benî İsrâil! Şeytan da senin gibi müstekbir ve kibirli idi; Allah’ın huzurundan kovuldu. Senin gibi Müslümanların kutsallarına saldıranlar, insanların vatanlarını işgal edip talan etmeye kalkışan nice Karunlar, kibir denizinde boğuldu!
Ey Benî İsrâil! Dinimiz İslâm’da azgınların, zorbaların yaptıkları yanlarına kâr kalmaz, mutlaka kendilerine ödetilir bedeli. Müslümanlar bu dini böyle anlar ister veli olsun ister deli!