• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Murat Alan
Murat Alan
TÜM YAZILARI

Yerli Esad’lar üzülecek, mülteci politikamızda değişiklik yok!

02 Ağustos 2019
A


Murat Alan İletişim: [email protected]

Türkiye 2002’den sonra hızlı bir kalkınma hamlesi başlattı..

AK Parti iktidarları önce ekonomik verileri düzeltti, sonra enflasyon canavarı dizginlendi. Turistlerin dalga geçmek için memleketlerine götürüp çerçevelettiği pula dönmüş paramızdaki sıfırlar atılınca, herkes “oh beee” demedi mi?

Dedi!

Bu kalkınma hamlesine, politik ve askeri kabiliyetteki muazzam ilerleme de eklenince, Türkiye bölgenin parlayan yıldızı haline geldi.

Global resesyon sebebiyle bazı sorunlar yaşasak da, ülkemiz hızlı ve kararlı yükselişini sürdürüyor.

İkinci sınıf ülkeler liginden birinci sınıfa hızla tırmanıyoruz.

Tabi bunun bazı handikapları da var..!

Mesela bu yükselişimiz, tavandaki en zenginlerin dikkatini çektiği gibi, tabandaki en fakirlerin de dikkatini çekiyor..

Savaştan, yoksulluktan, açlıktan, hastalıklardan kurtulmak isteyenlerin aklına ilk gelen ülkelerden biri haline geldik. 

Düne kadar yoksulluk sebebiyle Avrupa’ya göç veren Türkiye, bugün göç alır hale geldi.

Pakistanlı, Afgan, Senegalli, Kenyalı, Yemenli insanlar, bugün Türkiye’ye gelmek için akla hayale gelmeyecek yöntemlere başvuruyor..

Bir de üstüne Suriye’deki iç savaştan kaçan mülteciler eklenince, Türkiye ciddi bir göçmen baskısı altına girdi.

Özellikle İstanbul’da ciddi bir yoğunlaşma var.. 

Ülkemizde kayıtlı Suriyeli 3 milyon 634 bin civarında..

İstanbul’da 533 bin 11 ikamet izinli, 2 bin 216 uluslararası korumalı, 547 bin 716 Geçici Koruma kapsamında Suriyeli olmak üzere toplam 1 milyon 82 bin 943 yabancı var.

Bu rakama ez 300 binde kayıtdışı mülteci eklersek 1 milyon 400 bin eder..

Lüksemburg, Malta ve Estonya’nın nüfuslarından fazla.. 

Bu göç kontrol altına alınmalı mı?

Elbette alınmalı..

Ama İslami ve insani bir çözüm olmalı..

Uzunca bir süredir bununla ilgili bir çalışma vardı..

Geçtiğimiz hafta düğmeye basıldı.

Düzensiz göçün kontrol altına alınması için harekete geçildi.

Peki, bundan en çok kim rahatsız oldu dersiniz?

Türkiye’nin açık kapı politikasını yerden yere vuran, her fırsatta Suriyeli kardeşlerimize kin ve nefret kusan yerli Beşar Esad’lar..

Düne kadar “iktidara gelince Suriyelileri kovacağız” diyen kesimler, bir anda “AKP Suriyelilere ihanet ediyor”, “çark ettiler” demeye başladı.

Yetmedi, etki ajanları vasıtasıyla İslami STK ve aktivistleri baskı altına aldılar..

Bir türlü homojen olmayı beceremeyen, istikamet dâhilinde hareket edemeyen bizim mahallede de bir “acaba” algısı oluştu..

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da bu yalan ve iftira furyasına dur demek için harekete geçti.

Valimiz ayrım yapmadan, tek tek basın yayın organlarını gezip çalışma hakkında bilgi veriyor..

Algı operasyonuna karşı halkı doğru bilgilendirmek için yazar, çizer, düşünürlerle görüşüp meselenin aslını anlatıyor..

Geçtiğimiz günlerde medya grubumuzu ziyaret ederek çalışmalarla ilgili bilgiler verdi.

Aklımıza takılan soruları cevapladı.

Şunu söyleyebilirim, mazlumların kapı dışarı edildiği falan yok..

Yapılan şey, düzen getirme operasyonu..

Türkiye’ye yasal yollarla girmiş uluslararası sözleşmelere tabi mültecileri, kayıt altına alındıkları illerde ikamet ettirme operasyonudur..

Mesela soru şu: “Suriyeliler geçici göçmen toplama merkezine neden gönderiliyor?”

Cevap da şu: “Türkiye’ye giriş yaptığında İstanbul’a kaydedilmiş 533 bin Suriyeliden hiçbiri bu merkezlere gönderilmiyor. Merkeze gönderilenler kayıtdışı mültecilerdir. Bunlar da kayıtlı oldukları illere gönderilecek.” 

“Geçici Koruma Kapsamında bulunan 547 bin 716 Suriyeli misafirimize karşı bakışımızda bir değişiklik söz konusu değildir. Türkiye, tüm mazlumların sığınağıdır.” 

Bu sözler Vali Yerlikaya’ya ait..

Ben Vali Yerlikaya’nın samimiyetine inanıyorum..

Fitnecilerin oyunlarına gelmeyelim..

Safları sıklaştıralım!

Not: Geçen hafta Taksim İlk Yardım Hastanesine gittim. Duvarlardaki Arapça afişler dikkatimi çekti.

Ortopedi sırası bekleyen bir teyze yanındaki amcaya afişleri gösterdi:

“Bak işte Suriyeliler öncelikli hasta. Onları bedava tedavi ediyorlarmış” dedi.

Yazıya dönüp baktım, “kimliksiz, kayıt belgesiz” işlem yapılmayacağı ifade ediliyordu.

İşte algı operasyonlarına böyle malzeme sunuluyor.

O afişlerde birkaç satır da Türkçe tercüme yer alsa, kafa karışıklığı olmaz..

Bunlar küçük ama toplumda karşılık bulan yalanlar..

Basit dokunuşlarla algı operasyonlarının önüne geçilebilir..

Selametle.. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23