• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Murat Alan
Murat Alan
TÜM YAZILARI

“Şimdi birisi Kızıl Sultan, öbürleri hürriyet kahramanı!”

25 Ekim 2019
A


Murat Alan İletişim: [email protected]

 

“1930’lu yıllar…

Ben ilkokuldayım, ilkokul son sınıftayım. 

Tabii o zaman bizi bambaşka yetiştiriyorlar. 

Rahmetli dedem, o sırada bize misafir gelmiş. 

Ben okuyorum, o da dinliyor…

Okuduğum tarih kitabında ‘Kızıl Sultan’ diyor, Sultan Abdülhamid’e… 

-Döndü, ‘Bunların hepsi yalan. Size yanlış şey öğretiyorlar’ dedi. 

‘Dede, sen mi iyi bileceksin, kitap mı iyi bilecek’ dedim…

Biz böyle büyüdük. 

Aradan seneler geçti. Yurtdışına gittik. Bu konularda biraz araştırma yaptım. 

Baktım ki, dedem haklı…

Onun üzerine dedim ki; yani şu tarihi anlatmanın tersliğine bakın. 

Bu zata ‘Kızıl Sultan’ dediler. Devrine bakıldığı zaman, hemen hemen hiçbir toprak parçası vermemiş. Siyaseten fevkalade iyi idare etmiş. Demiryollarını yapmış, okullar yapmış, birçok şeyleri var. Bunları görüyorsunuz…

Ondan sonra İttihat Terakki gelmiş. Birlik ve gelişme…

Öyle mi?..

1909 / 1918’de koskoca imparatorluk, bozuk para gibi harcanmış. 

Şimdi birisi Kızıl Sultan, öbürleri hürriyet kahramanı!

Öyle mi? değil mi? 

Şimdi, tarih bu işi nasıl bu kadar yanlış yapabilir. 

Yani bu suali sormamız lazım, diye düşündüm...”

8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal 90’ların başında söylüyor bu sözleri..

Ve o dönemin cinnet medyasına, korku saçan postallılarına, otel köşelerinde çorap değiştirir gibi parti değiştiren kaypak siyasetçilerine ve koç başlı iş dünyasına rağmen söylüyor..

Günümüzde aktörler değişmiş kısmen..

Ama hâlâ durum pek de farklı değil..

Hâlâ aynı koç başları yok mu?

Hâlâ aynı siyasi operasyonlar çekilmeye çalışılmıyor mu? 

Emekli de olsa hâlâ aynı postallıların çatlak seslerini duymuyor muyuz?

Hâlâ cinnet medyasının ağababaları sosyal medyadan insafsızca saldırmıyor mu? 

Dün Abdülhamid Han’a yaptıklarını, bugün Başkan Erdoğan’a yapmıyorlar mı?

Türkiye’yi küçümsemiyorlar mı?

Bu çevrelerin kahraman olarak gördüğü eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un 2015’teki demecine bakın..

“Suriye’ye girersiniz ama çıkamazsınız..” 

“Bataklıkta boğuluruz” diyor Başbuğ..

Ülkesinin gücüne güvenmiyor.. 

Türkiye’nin dünya dinamiklerini bir gecede nasıl değiştirebileceğini anlamıyor.

Bir diğer isim de YAŞ’ta emekli olmasına karar verilen eski Müşterek Özel Görev Komutanı (emekli) Tuğgeneral Erdal Şener..

Güvenli bölgeye ilişkin Cumhuriyet paçavrasına röportaj vermişti geçtiğimiz ağustosta..

 “Ortak harekât ve devriyeden bahsediliyor. Ben Münbiç’te Amerikalılarla devriye yaptım. Bir gün Münbiç’e girmedik. Dostlar alışverişte görsün. 30-40 km derinlik tamamen hayal” demişti..

Türkiye’nin yüz binlerce sivilin katili Esed ile görüşmek zorunda olduğunu söylemişti..

Türk uçağını düşüren, silah arkadaşlarını şehit eden katille aynı masada olmayı makul bulmuştu..

Ne oldu?

“Yapamazsınız” denilen ne varsa yaptık..

Fırat Kalkanıyla açılışı yaptık.. 

Zeytin Dalı Operasyonuyla altyapı oluşturduk.. 

Ve iki hafta kadar önce cumhuriyet tarihinin en büyük operasyonunu düzenledik.

Barış Pınarı sel olup aktı, YPG/PKK’ya destek veren iki süper güç ABD ve Rusya baka kaldı..

Hele Selahattin Demirtaş “mal mal” baka kaldı..

Süper güçler masaya oturup Türkiye’nin elini güçlendiren mutabakatları imzalamak zorunda kaldılar..

“Girme vururuz, çıkmazsan saldırırız” diyebilen oldu mu?

Paşa paşa sindirdiler içlerine..

Hem Erdoğan öyle kaçak da güreşmedi..

Topu taca da atmadı..

Trump’ın küstah mektubunu çöpe atıp aslanlar gibi çıktı er meydanına..

Hem sahada, hem de masada kazanabilen bir Türkiye olduğunu ortaya koydu..

İlk, orta ve lisede, hatta üniversitede bolca duymuşuzdur.. 

“Cephede kazanıyoruz ama masada kaybediyoruz”, “Savaşta iyiyiz ama diplomaside kötüyüz” mitini de yerle bir etti..

ABD’ye anlattık.. 

Pentagon’a geri adım attırdık..

Kremlin’e onaylattık..

İrlandalılara bile kabullendirdik..

Ama içimizdeki İrlandalılara kabullendiremiyoruz..

Türkiye’de doğup büyüyen, yerli Fransızlar anlamak istemiyor..

Erdoğan’a “diktatör”, Külliyeye “Saray”, AK Parti Hükümetinin şerefli bakanlarına “kukla” diyecek kadar haysiyetsizleşiyorlar…

Rahmetli Özal’ın sözleriyle seslenelim..

Şimdi birisi diktatör, öbürleri hürriyet kahramanı!

Öyle mi?

“Şimdi, tarih bu işi nasıl bu kadar yanlış yapabilir.”

Biz kendi tarihimizi yazmazsak, 100 yıl sonra Başkan Erdoğan için de “Kızıl Sultan”, “diktatör” diyecekler..

Emin olabilirsiniz bundan..

Selâmetle..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Erol

100 yıl sonrasını boşver şimdiler de bile tayyip erdoğan için nefret dolu sözler söyleniyr.Devlet Bahçeli tayyip erdogan için neler söylemisti bunlar unutulmasın.Bilge lider derler ya bahçeli için bilge lider terör partisi chp ile işbirliği yapıp seçimlere girer mi?

Süleyman Sırrı Dinçer

Sevgili ..Murat..Bey..güzel..özetlemişsiniz..Kendi..tarihimizi..yeniden..dosdoğru..yazmamızın..zamanı..geldi..de..geçiyor..bile..Hele..yakın..tarih..kepazelikleri..bir..bir..anlatılmalı..içimizdeki.."irlandalılar"..istedikleri..kadar..ciyaklasınlar..selamlar..sevgiler.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23