• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Murat Alan
Murat Alan
TÜM YAZILARI

O katilin suç ortağı sizsiniz!..

24 Temmuz 2020
A


Murat Alan İletişim: [email protected]

Baştan altını çizeyim..

Kadının, erkeğin, çocuğun, ailenin, yuvanın, insanın, velhasıl cümle canlı cansızın hakkını savunan, bu uğurda çıkarsız, hesapsız ter dökenlere sözümüz yok.

Onlar müstesna..

Ama medyası, iş dünyası, akademik çevresi, siyaseti ve sözde STK’sıyla bir bütün halinde hareket eden, Türkiye’yi dönüştürüp, ele geçirmek isteyen yabancı kökenli bir güç var karşımızda.

Yöntem ve araçları da belli..

Cinsiyet, devlet, din, ırk ve aile kavramını tahrip ederek ilerliyorlar..

“Bu ülke askeri yöntemlerle işgal edilemez, yıkılamaz. Türkiye’yi, Türkiye yapan değerleri anlamsız hale getirip altını boşaltırsak, tanka topa yapılamayanı başarırız” diyorlar.

AB müktesebatıyla yıkıcı düzenlemelerini dayatıyorlar. 

“Sivil Toplum Diyaloğu’nun Geliştirilmesi” adı altındafon dağıtıp, bölücü, cinsiyetsizleştirmeye dönük dernekleri ya da platformları paraya boğuyorlar. 

Soros vakfı ve benzeri oluşumlarla akademik çevreleri etki altına alacak militan yetiştiriyorlar. 

Rockefeller burslarıyla devlet aygıtı içine sızacak siyasetçileri, bürokratları devşiriyorlar. 

Hissedilmeyecek kadar yavaş adımlarla Türkiye’yi dönüştürüyorlar. 

İstediğiniz kadar, “hadi canım bizi kimse dönüştüremez” diyin..

Vaka ortada..

Bundan 10 sene önce, mübarek ramazan ayında Taksim Meydanında anadan üryan yürüyecek 5 tane sapığı bir araya getiremezlerdi.

Ama şimdi, “hadi” dediklerinde “burada mı soyunayım” diyecek binlercesi var.

Bir avuç gazeteci, sivil toplum gönüllüsü, akademisyen her türlü lince göğüs gerip İstanbul Sözleşmesini deşifre etti ya, çıldırdılar yine.

Aile içi şiddete engel olacağı iddiasıyla çıkarılan, ancak şiddeti durdurmak bir yana körükleyen yasalara dikkat çektik ya, delirdiler iyice..

Cumhurbaşkanımız da bu durumdan rahatsız olduğunu beyan etti ya, küplere bindiler..

Tehlikeye giren kazanımlarını korumak için her fırsatı değerlendiriyorlar.

İşte son örneği, bir genç kız evli sevgilisi tarafından canavarca hislerle katledildi.

Hemen harekete geçtiler. 

Sanki birileri bu katili destekliyormuş gibi hava estiriyorlar.

Sanki cani alçak, devlet tarafından korunup kollanıyormuş gibi bir atmosfer oluşturmaya çalışıyorlar.

“Erkek terörü”nden girip, İstanbul Sözleşmesinden çıktılar. 

Yetmedi sosyal medya düzenlemesine bağladılar vahşeti.

Kadının dirisini cinsel obje, reklam, siyasi figür malzemesi yapıp, ölüsünü ise yıkıcı kazanımları korumak için araç olarak kullanıyor bu hastalıklı zihniyet..

Medyası şöyle hareket ediyor:

“Haberin bütün detaylarını verelim, en ince ayrıntısına kadar yayınlayalım.

Boğulduktan sonra varile konulmuş, o varili bulalım. Üzerine çimento dökülmüş, nalburla konuşalım. Gerekirse bir muhabir gönderelim varille röportaj yapsın.

Hani Münevver Karabulut’a yapmıştık ya, testerenin üzerindeki saç tellerine kadar yayınlamıştık. 

Maktulün sosyal medyasındaki fotolarının tamamını alalım..

O kareler deste deste Amerikan doları demek.

Alt alta ekler, aralarına birer reklam çakarız.

Peki katilin Facebook’u ya da twitteri var mı?

Hemen bakın AK Parti ya da Milliyetçi Hareket Partisi ile ilişkilendirebileceğimiz bir beğenisi var mı?

Papyonlu fotoları var lan bunun Yılmaz Özdil okuyormuş..

Kapat kapat, kimse görmesin..”

Takip edin sitelerini, gazetelerini aynen bu saydıklarımızı yapmıyorlar mı?

Sapkın canilerin o hastalıklı dünyasını geliştirecek, gazetecilikle alakası olmayan bir sürü malzeme atıyorlar ortaya. 

Gelelim STK’sına..

Toplantılarında şunlar konuşuluyor:

“İstanbul Sözleşmesini yapıştıralım. Sözleşme kaldırılırsa bu cinayetler olur diyelim. AKP kadına şiddeti körüklüyor diyelim.

Cumhurbaşkanı ‘bu vahşetin sonunu kadar takipçisiyiz’ diyor ya, o kısmı asla görmeyelim.

Bütün açıklamalarımızı İstanbul Sözleşmesi üzerine yıkalım..

‘6284 zaten yürürlükte değil mi’, ‘İstanbul Sözleşmesi durdurmuyor demek bu cinayetleri’ denilirse, hemen yapıştıralım..

Sen kadın düşmanısın diye bağıralım.”

Bu korkunç cinayetten kim faydalanıyor görün işte.

Batıdan devşirilmiş yasalar kadınlarımızı, çocuklarımızı koruyamaz. 

Yuvalarımızı, milletimizin örf ve adetlerine uygun, dinimizin emirleriyle uyumlu yasalar korur.

Şimdilik selâmetle.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

M. Sakin

Kısas, kısas, kısas! Gerisi boş. Yasada böyle bir hüküm olursa şerli melunlar cinayetlere cesaret edemezler. Kısasta korkulacak bir şey yok, Allah'ın bir lütfudur. Bu sayede geberen meluna da kimse acımaz. Bütün melunlar ayaklarını denk alırlar, toplum da ruhen huzurlu olur.

Hikmet palak

Sayın Murat bey Allah sizden razı olsun ben bu sözleşme mağduruyum bayanın beyanı esastır dediler hiç araştırmadılar soruşturmadılar işten çıkardığım bayan güvenlikçi beni taciz etti dedi mahkum oldum şu anda kovit iznindeyim
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23