• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Murat Alan
Murat Alan
TÜM YAZILARI

Nur Vergin’in ardından.. “Padişah ne güne duruyor?”

22 Ocak 2021
A


Murat Alan İletişim: [email protected]

Sosyolog Prof. Dr. Nur Vergin önceki gün defnedildi.

Cenazesine Cumhurbaşkanı Erdoğan katılınca da ajanslar haber üstüne haber geçti.

Oysa Nur Hanım aslında önceki gün vefat etmemiş..

Dün Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’ın yazısını okuyunca şok oldum.

Vefat haberinden iki gün önce ölmüş ama arayan soran olmadığı için cenazesi öylece kalmış ortada.

Ahmet Hakan, haberi alır almaz Nur Vergin’e yakın olabilecek tüm arkadaşlarını aradığını, konuyla ilgilenebilecek yetkilileri haberdar ettiğini söylüyor. 

Ve ekliyor, “Nur Hanım’ın bir yeğeni varmış, o bulunmuş ve cenazenin ortada kalması sorunu hallolmuş.”

Peki, sonra ne oluyor?

Kimse arayıp sormadığı için 2 gün boyunca cenazesi evde kalan, yakınları bulunamadığı için cenazesi kaldırılamayan Nur Vergin’i, bu ülkenin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan son yolculuğuna uğurluyor.

Tabutunun başında Cumhurbaşkanlığının en kilit isimleri bulunuyor..

Milyonların hayır duasını alan Recep Tayyip Erdoğan tarafından defnediliyor.

En büyük sensin Allah’ım, plan içinde plan, oyun içinde oyun kuransın..

Aklıma Nalıncı Baba geldi. Olayı kısaca anlatayım..

1500’lü yılların ortasında yaşamış, lakabı Nalıncı Baba..

İyi sanatkâr, Azaplar Çarşısı’nda çalışır ve nalının hasını yapar. Ancak kazandıklarını “İçkiye, fuhşa harcar. Hem şişe şişe şarap taşır evine hem de nerede namlı, mimli kadın varsa takar peşine” evine götürür!

Çevresi tarafından dışlanır, nefretle bakılan biri haline gelir.

Ve ölür gider Nalıncı Baba..

Kimse oralı olmaz, eşine bile haber verilmez ve 2 gün sokaklarda kalır Nalıncı Baba’nın bedeni.

Padişah gece rüya görür, sabah uyanır uyanmaz veziriyle tebdil-i kıyafet Unkapanı’na doğru giderler.

Ve yerde yatan mevtayı görürler. 

Ahaliye neden cenazenin kaldırılmadığını sorunca padişah..

Ahali anlatır, “Hocam, bu herif 40 yıllık komşumuz ama içkiciydi, fuhuş yapardı ve hakkı da budur” derler.

Padişah, vezirine dönüp “Millet bu, çeker gider. Kimseye bir şey demem. Ama biz gidemeyiz, şöyle veya böyle tebaamızdır” deyip omuzlar mevtayı..

Fatih Camii’ne götürüp elleriyle yıkar, kefenler ve cenaze namazına imamlık yapar.

Bu da yetmez tabi, eşini buldurur ve durumu anlatır. 

Gözyaşlarına boğulur Nalıncı Baba’nın hanımı..

Ağlayarak anlatır: “Kocam fuhuş yapan kadınları bulup paralarını verip eve getirir, mızraklı ilmihal okur, sünnetten bahseder, Allah’ın fuhuş ile ilgili emirlerini anlatır, nasihatler ederdi. Birinin elinde şarap görse varını yoğunu verir, şarapları toplar eve getirip helaya dökerdi. Ahali bu durumu yanlış anladı, beyime inanmadılar. Kötü söz söylediler ama o hiç aldırış etmedi. İkaz ettim, ‘Bak bey çevren seni anlamıyor, böyle ölürsen cenazeni kimse yıkamayacak, bedenin sokaklarda çürüyecekdedim aldırış etmedi, ‘Merak etme hanım, padişah ne güne duruyor’ deyip devam etti.” 

Hünkar da gözyaşlarını tutamaz..

İşte o Nalıncı Baba aslında Muhammed Mimi Efendi’dir. Nalıncı Baba’yı defneden padişah ise Sultan Murat Han’dır.. 

Yanındaki vezir ise Vezir-i A’zam Siyavuş Paşa’dır.

Gelelim tekrar Nur Hanıma..

28 Şubat’ta içinde bulunduğu çevrenin baskısına rağmen “Başörtüsüne tahammülsüzlüğü sindiremiyorum” diyen kişidir.

Türkiye’de laiklik konusu, o kadar kötüye kullanıldı ve istismar edildi ki, laiklik laiklik olmaktan çıktı laikçilik oldu” diyen kişidir. 

Kürt sorununu toplum halledecek. Sorunun halli için ‘din kardeşliği’ çok iyi bir faktör. Çünkü insanlar Müslüman. Türkiye’yi yumuşatıcı bir faktör din kardeşliği” diyen kişidir.

İşte bu sözler sonrası seküler kesim tarafından dışlandı Nur Hanım..

Biz de her zamanki gibi vefasız davrandık, unutup ihmal ettik, kimi etmiyoruz ki?!

Ama Cumhurbaşkanımız unutmadı..

Allah kendisinden razı olsun, bu durum bize moral veriyor, hak dava için attığımız adımlarda yalnız kalsak dahi..

Sahipsiz görünsek bile, Nalıncı Baba gibi, “Padişah ne güne duruyor” diyip geçmemizi sağlıyor. 

Konudan bağımsız bir başka mesele daha var söylemeden bitirmeyelim.

Anadolu 58. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Özlem Yayla, “Yelloz, Köpek” ifadesini hakaret değil argo olarak değerlendirip, AK Parti Milletvekili Ravza Kavakcı Kan’a yönelik bu ifadeyi kullanan sanık hakkında beraat kararı verdi. Yayla’nın bu karardan sonra terfi ettirildiği ve ağır cezaya başkan yapıldığı iddia edildi. Bazıları “HSK kimlerle iş tutuyor bakın görün” deyiverse de işin aslı öyle değil. HSK o hakimle ilgili soruşturma başlatıp 2 müfettiş görevlendirdi. Ayrıca ağır ceza başkanı değil, üyesi yaparak, tek başına karar aldığı bir mahkemeden 3 üyeli bir mahkemeye göndermiş oldu. HSK büyük bir yük altında ve daha dün binlerce FETÖ’cü hakimi ihraç edip, onlardan doğan boşluğu doldurmak için çabalıyor. 

Gecesini gündüzüne katan başkan ve üyeleri yıpratmayalım. Selametle.. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Harun

Boşuna REİS olunmuyor.Diğerleri politikacı.Merhume Nuri Conkerin torunuymuş galiba.ADDciler nerede.O kadar politikacı gördüm ama şu boyu gibi ahlakıda büyük bir adam görmedim.Allah senden razı olsun koca REİS.

Yılmaz

Lâikçilerin cenazeye katılmamalarını yadırgamamak gerek,çünkü inandıkları değerleri eleştirdiğinden,tahammül edemedikleri konuları desteklediğindendir.Aslında Nur hanım lâikliğin gerçek anlamının değerini veriyorken,anlam saptıran sahte lâikçi tayfa yalnız bırakıyor kendisini.Yâni beyaz'a beyaz diyen,hayır bu gri diyenlerce dışlanıyor.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23