Suudi’de ABD karşıtı alimlere tutuklama
Suudi ilim ve fikir adamı 63 yaşındaki Prof. Dr. Sefer Abdurrahman el-Havali’nin kısa süre önce yayınladığı “Müslümanlar ve Batı Medeniyeti” adlı kitabı ülkede büyük yankı uyandırdı.
Suudi aktivistlerin, din adamlarının, aydınların ve insan hakları savunucularının üzerinde yoğun bir baskı olduğu dönemde bölgedeki gelişmeleri ABD ve İsrail siyaseti etkisindeki Suudi’nin yeni yönetim anlayışının yansımaları üzerine yoğunlaştığı araştırmalarını ve fikirlerini özetlediği tarihi bir belge niteliğindeki eseri rejimi panikletti. Şeyh Havali üç oğluyla birlikte evine yapılan baskın sonucu tutuklanarak hapse atıldı.
Suudi’de İslami uyanış düşüncesinin öncülerinden olan Şeyh Havali’nin tutukluğuna paralel olarak aldığı karar ile Suudi hükümeti, ülke genelinde yaz dönemlerinde “dini bilinç” eğitimi vermesiyle bilinen yaklaşık yarım yüzyıldır yürürlükte olan “İslami Farkındalık” programlarını kaldırdığını açıkladığı bir bildiri yayınladı.
Elbette El Havali’nin tutuklanmasına gerekçe gösterilen bu kitap Şeyhin ilk kitabı değildi. Daha önce “Kissinger’in Tezi ve Amerika’nın Haliç ülkeleri üzerindeki planları”, “Kudüs ve Mescid-i Aksanın Geleceği”, “Ümmetin Alimlerinin sorumluluğu” gibi nice kitaplar telif etmiş, youtube’de kayıtlı 25 yıl öncesine ait konferanslarında engin öngörüsüyle Arap Baharı ve bölgedeki değişimlere dair bugün olabilecek gelişmeleri anlatmış, İslam aleminin hazırlıklı olmasına yönelik tavsiyelerde bulunmuştu.
El- Havali bu son kitabıyla fikirlerinin özet halini adeta son nasihatler şeklinde yazmış gibi görünüyordu. Nitekim bu şartlarda kaçınılmaz olarak tutuklanacağını kesinlikle biliyor, kitabına söylemek istediği her şeyi yazıyordu. Çünkü kendinden önce Arap ve İslam dünyasının tanınan alim ve fikir adamlarından Selman el-Avde, Awad el-Karni, Ali El Ömeri, Muhammed Musa Eş-Şerif, Ali Bedahdah gibi önemli şahsiyetler gibi yüzlerce kişi tutuklanmıştı.
Hatta Selman el-Avde tutuklanmadan kısa bir süre önce bir röportajında, “Darbe Türkiye’nin başına gelebilecek en kötü şeydi. Eğer başarılı olsalardı büyük projeler sekteye uğrayacak ve ülke onlarca yıl geriye gidecekti. Darbe gecesi tarihi bir ayrımdı. Umutla hayal kırıklığı arasındaki sınırdı. Türkiye milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan bir ülke bu yüzden artık sadece Türklerin devleti değil…” açıklamasıyla Türkiye’nin önemine dikkat çekmişti.
Hapishaneler, bir kısmı sadece Katar’ın kuşatmasını destekleyenlerden biri olmadığı için gözaltına alınan, kimi ise henüz herhangi bir fikir beyan etmediği halde sadece fikir sahibi olabileceği şüphesi ile doldurulmuştu.
Baskıya daha fazla dayanamayan ve erkenden teslim olan Kâbe imamı Sudeysi benzeri saray alimleri Suudi’nin ABD yanlısı siyasetine boyun eğmiş Müslüman alimlere ve direniş hareketlerine karşı kampanyaya dahil olmuşlardı.
İşte Suudi Âlim Sefer Abdurrahman el-Havali bu kitabında, alimlere sessiz kalmamaları gerektiğini hatırlatıyor, Ortadoğu ziyareti sırasında Suudi Arabistan’ın ve Körfez ülkelerinin Trump’a milyarlarca para verdiğini hatırlatarak Suudi Ailesine sert bir dille eleştiriler getiriyor. Bu paralara mazlum Müslümanların daha layık ve hak sahibi olduğunu dile getiriyordu.
Haliç ülkelerini BAE politikasından bağımsız hareket etmeye çağırıyor. Ayrıca Suudi rejimini İsrail ile ilan edilen normalleşme anlaşmasını iptal etmeye, Yemen savaşı ile girilen macerayı sona erdirmeye davet ediyor.
Suudi siyasetine egemen olan laik-seküler kesimlerin devleti ve toplumu Amerika’nın eline teslim ettiğini ve İslami kimliğin eritilerek batı kültürüne dönüştürülmesinin tehlikelerini dile getiriyor.
Gazze’deki Filistinlilerin tek nefes kaynağı olan geçitleri kapatarak halkın boğulmasına katkıda bulunan Mısır’ın darbeci askeri rejimine Körfez ülkeleri tarafından verilen finans kaynağını eleştirerek Filistin davasına destek verilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Kitabı özetleyen serlevha cümlesi ise şu olsa gerek;
“Akıllı politika, gerilemeye başlayan gücü değil, gelecek vaad eden ve gün geçtikçe yükselen iktidarı desteklemektir. Dünyanın halihazırdaki şartlarını doğru tahlil eden her gözlemci, İslam aleminin gelecek vaad ettiğini ve Amerika medeniyetinin çöküşe geçtiğini görür.”